Bu ay hatalı tavırların, kötü alışkanlıkların terk edildiği bir fırsattır. İbadetlerimizle kendimizi
Allah'a sevdirdiğimiz gibi, hatalardan, günahlardan çekinmekle de takva çadırının altına gireriz.
Fakat bu arada yaptığı günahlara aldırmayan, işlediği kötülüklere devam edenler de vardır. Bu kişiler af kapısına yanaşmadıkları için af nimetinden nasiplerini alamıyorlar.
Sevgili Peygamberimiz bu kişilere dikkatimizi çekiyor. İbn
Abbas anlatıyor. Bir
Ramazan günü Peygamberimiz şöyle bir hitabede bulundu: "Aziz ve Celil olan Allah Ramazan ayının her gecesi, bir çağrıcıya üç defa şöyle seslenmesini) söyler:
"Bir şey isteyen yok mu, istediğini vereyim. "Hiç tövbe eden yok mu, tövbesini kabul edeyim. "Bağışlanmak isteyen yok mu, bağışlayayım. "Kim fakire değil, zengine; zalime değil, vefakâra borç verecek?" Peygamber
Efendimiz devamlı şöyle buyurdu:
"Ramazan ayının her gününde
iftar anında Aziz ve Celil olan Allah hepsi de Cehennemi hak etmiş olan bir milyon kişiyi Cehennemden kurtarır. "Ramazan ayının son günü olunca Yüce Allah, ayın başından sonuna kadar Cehennemden kurtardığı kimselerin toplamı kadarını daha kurtarır.
"
Kadir gecesi olunca Aziz ve Celil olan Allah Cebrail'e emreder.
Cebrail de meleklerle beraber yanlarında yeşil bir sancakla yeryüzüne inerler. Sancağı Kâbe'nin üzerine dikerler. Bu sancağın yüz kanadı vardır. Bunlardan ikisi bu gecenin dışında açılmaz. "Cebrail Aleyhisselâm o iki kanadı bu gece açar ve bunlar doğudan batıya ulaşır.
"Cebrail Aleyhisselâm bu gece melekleri
teşvik eder. Onlar da her ayakta durana, oturana, namaz kılana ve zikredene
selam verirler ve onlarla tokalaşırlar. Yaptıkları dualara 'âmin' derler. "Bu iş, tan yeri ağarıncaya kadar devam eder. Tan yeri ağarınca Cebrail Aleyhisselâm:
"Ey melekler topluluğu! Gitmeye hazırlanın!" der. Melekler: "Ya Cebrail, Allah Teâlâ,
Muhammed ümmetinden olan mü'minlerin ihtiyaçlarını ne yaptı?" derler. Cebrail Aleyhisselâm şöyle
cevap verir: "Allah Teâlâ, bu gece onlara rahmetiyle baktı ve onları affedip bağışladı. Ancak dört grup hariç." "Ya Resulullah! Onlar kimdir?" dediğimizde, buyurdu ki:
"İçki içmeye devam eden, ana-babasının hakkını çiğneyen, akrabalık bağlarını gözetmeyen ve müşahin." "Ya Resulullah! 'Müşahin' nedir?" dedik: "İnsanlar arasındaki dostluk bağlarını kesen, fitne ve fesat çıkartan kimsedir" buyurdu. (et-Tergîb Ve't-Terhîb, 2:439.)
Şair Nâbî'nun oğluna verdiği dersler Hasta olmadıktan ve vücudun halsiz kalmadıktan sonra Ramazan orucunu sakın geçirme.
Oruç bir rahmet sofrasıdır. Oruçlu için ise nurdan bir elbisedir. Oruç gizli tutulan gizli bir ibadettir. Onun için asla oruca riya giremez. Oruç, Allah'ın ezelî kudret ve kuvvetine mensup
temiz bir gizliliktir. Oruç meleklik sıfatına bürünmektir.
Oruç, Cennet nimetlerinin yol göstericisidir. Böylece oruçta yeme içmeyi terk etmek bir rahmet sebebi olur. Ta gecenin karanlığı uzadığı bir vakitte güneşin parlak yüzük taşı, senin ağzına
mühür vurur, yeme içme kesilir. Artık kendi nurun parlamaya başlar ve kötü amellerin gece karanlığına gömülür, affedilir. O ne saadettir ki dudağın kapalı olduğu için, yeme-içme olmadığı için bütün beyhude işlerden uzaklaşmışsındır.
MEHMET PAKSU/BUGÜN