Bağış, konseri çok etkileyici bulduğunu, sanatçıların geçmişle gelecek arasında bir
köprü kurduğunu söyledi. Cumhuriyetin kurucusu büyük önder
Mustafa Kemal Atatürk'ün
hedef gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak için Türkiye'nin her alanda farklı boyutları yakalaması gerektiğini, bunun sadece demokratik standartları yükseltmekle olmadığını ifade eden Bağış, aynı zamanda kültürde, sanatta, sağlıkta, adalette, emniyette de bunların gerçekleştirilmesi gerektiğini, Türkiye'nin o zaman AB'ye üye ülkelerin de üzerine çıkacağını belirtti.
Sanatçıların, Atatürk gibi hem kendi değerleriyle barışık olduklarını hem de Türkiye'nin çağdaş sanatlar konusunda da birçok dünya ülkesine ilham kaynağı olabileceğini ortaya koyduklarını dile getiren Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye'yi bugün Mısır'da, Libya'da, Fas'ta, Tunus'ta sokaklara dökülüp,
demokrasi, reform isteyen yüz binlere örnek yapan özelliğimiz de bizim doğunun en batılı, batının en doğulu ülkesi oluşumuz. Böyle bir çalışmayı başka bir ülkede görmemiz pek kolay olmazdı, ama bizim sanatçılarımız bunu başardılar. Sanatta da kültürde de Türkiye'nin gerçekten ilham kaynağı olabilecek potansiyelini ortaya koydular.
Böyle bir çalışma, başka bir yerde olamaz. Camilerin, kiliselerin, havraların 800 yıldır birlikte insanlığa huzur verdiği İstanbul'da bu gerçekleşebilirdi. İstanbul'un dışında bunun gerçekleşebileceği bir başka yer
Antakya,
Mardin,
Şanlıurfa,
Mersin olabilirdi ama bizim topraklarımızda olurdu, bu bize yakışırdı.''
''Organizatör Ahmet San'ın bu projenin maddi olarak
desteklenmediğini'' söylediğinin hatırlatılması üzerine Bağış, ''
Anadolu Ateşi, dünyanın dört bir yanında devletten destek almadan Türk kült
ürünü tanıtabiliyor. Böyle bir organizasyon Cumhurbaşkanlığımızın himayesi altında gerçekleşebiliyor. Farklı özel kuruluşlarımızın bunu gerçekleştiriyor olabilmesi, kültür ve sanatın devletin tekelinden çıkması, gerçekten vatandaşın, gerçekten milletin iradesinin yankılandığı bir
platform haline gelmesi açısından da önemli ama bu tür projelerin desteklenip desteklenmeyeceğiyle ilgili olarak kurullarımız, kurumlarımız var. Onlar bu konuyu değerlendirirler. Eğer
Kültür ve
Turizm Bakanımız bu projeyi önemsemeseydi bizleri davet etmezdi. Eğer Cumhurbaşkanımız bu projeyi önemsemeseydi, kendi himayeleri altına almazdı. Demek ki 'devletin desteği yok' demek biraz haksızlık olur'' diye konuştu.
-''BAŞARILI BİR ÖRNEK İZLEDİK''-
Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Mustafa İsen, konserin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, eseri çok beğendiğini ifade etti.
Devlet
Opera ve Balesi gibi ekiplerin iki temel görevi bulunduğunu belirten İsen, ''Dünyadaki önemli ürünleri Türk seyircisiyle buluşturmalı, bir de bu toprakların ürünlerini dünyaya tanıtacak bir yaklaşım içinde olmalı. Çağdaş teknolojiyi ve çağdaş dili kullanarak, ortaya bu tür ürünlerin çıkması gerekiyor. Bu
akşam başarılı bir örnek izledik. Umarım bunların devamı gelir. Mevlid gibi yerel çok sayıda ürün var, bunların
teker teker sahne sanatı olarak değerlendirilmesi lazım. Bundan hem Türk seyircisinin çok karlı çıkacağını umuyorum hem de bunların dünyaya sunulduğu zaman ilgi çekeceğini düşünüyorum'' diye konuştu.
AA