Son günlerde ülke siyasetindeki ayrıştırıcı/ötekileştirici söylemlerin etkisiyle aile, arkadaş ve dost ilişkilerinde bölünmeler ve tartışmalar yaşandığına sıkça şahit olmaktayız. Ülke siyasetiyle hiç ilgisi olmayan sıradan insanların bazı siyasal görüşler nedeniyle çatışmalar yaşanması sanıldığı gibi sadece politik karmaşayla ilgili değildir. 

Her ilişkinin beli başlı bazı dinamikleri vardır. Normalde her ilişkide bir takım sorun alanların mevcuttur. Bu aile içi ilişkiler için de geçerlidir. Karı-koca, ebeveyn-çocuk arasında daha önceden var olan ama üstü örtülmüş sorunlar kriz dönemlerinde ayyuka çıkar. 

Mevsim geçişlerindeki hızlı ısı değişiklikleri insanların immün (savunma) sistemlerinin dirençlerini düşürebiliyor. Bu durum kişinin ağız, boğaz florası gibi bazı bölgelerinde doğal olarak bulunan ama normalde hastalık yapmayan mikro organizmaların baskın hale gelmesine sebep olur. Böylece kişi soğuk algınlığı denen çok sık karşılaşılan bir hastalığa yakalanır. Tıpkı bunun gibi dış dünyadaki güncel politik çalkantılar ve siyasal soğuklar toplumdaki bireylerin psikolojik savunma sistemlerini zaafa uğratabilir. Bazen dengede olan ilişkiler dış etkiler nedeniyle altüst olabilir. 

Her ilişkinin çatışma alanları mevcuttur. Bastırılmış öfkeler, ertelenmiş çözüm arayışları vardır. Aile içi çatışmaların gerçek sebebi aile dinamikleri denen bünyeye ait gerekçelerdir çoğu zaman. Tıpkı bedensel hastalıklarda olduğu gibi, sosyal hayatta politik rüzgârların sert esmesi ferdi veya toplumsal bünyeyi zayıf düşürecektir.

Hatta bazen dış dünyanın mikropları bir aşı etkisi yaparak savunma sistemimizi güçlendirebilir. Soğuklar; birbirinden uzakta bulunan aile  fertlerini aynı çatı altında toplayıp bir soba etrafında birleştirebilir. Kaynaşmanın, yakınlaşmanın ve dayanışmanın yeniden canlanmasına vesile olur. Hem rüzgârlar uzak iklimlerin bol oksijenli havasını taşıyarak kirlenmiş havamızı temizler.