Alcala Üniversitesi Profesörü Castano, “Bana önemli gelen Osmanlı’nın çoğulculuğu, çok kültürlülüğü ve uyumu temsil eden bir imparatorluk modelinin işlemesi. Öbür tarafta İspanya koloni modeli olarak Amerika’daki halklara itikadı ve Katolikliği yayması daha az modern geliyor bana. Osmanlı’nın imparatorluk rejimi, Habsburg’ların Hıristiyan imparatorluk modelinden çok daha modern idi ve günümüze daha uygundu. İspanya’nınki ise daha katı ve Ortaçağ'a göreydi.” dedi.
Emilio Sola Castano, casusların yazdığı notlar üzerinde yaptığı çalışmalar sonucu, İspanya’da Osmanlı’yı “düşman ve kötü” olarak gösteren resmi söylemin aksine, günlük hayatta böyle algılanmadığını, halkların kendi aralarında evlilikler yaptığını ve çok daha sık ilişkilerin olduğunu fark ettiğini dile getirdi.
Prof. Castano, “Çok sayıda sonradan Müslüman olanların, mühtedi ve renegados denilen; yani İtalyan ve İspanyol Müslümanların (ve Endülüslü Müslümanların da), Osmanlı’ya bağlı Magrib bölgelerine geçişleri ve kendi aralarında yaptıkları evliliklerin” kendisini şaşırttığını söylüyor.
Emilio Sola Castano ayrıca, İnebahtı savaşında kolunu kaybederek Osmanlı’ya esir düşen ve döndükten sonra dünyaca ünlü ‘Don Kişot’ romanını yazan Miguel de Cervantes Saavedra’nın (1547-1616) Türklere karşı kin duymadığını anlattı.
CİHAN