'Okuyamadığım kitapların kazasını eda ediyorum'

İbretlik hikâyeleri, akıcı ve ders verici üslubuyla dikkat çeken yazar Cüneyd Suavi aslında mimar ve bir akademisyen.

'Okuyamadığım kitapların kazasını eda ediyorum'

Sakarya Üniversitesi'nde yıllarca ders verdikten sonra emekli olan Suavi, 30 yıldır her gün düzenli olarak Risale-i Nur ve Cevşen okuduğunu söylüyor. Yazdıklarının arka planında da bu eserler olduğunu ifade eden Suavi, günlük okumalarında aksama olursa onun da mutlaka kazasını yaptığını belirtiyor. Birbirinden güzel hikâyeleriyle tanıdığımız Cüneyd Suavi, kalemine kuvvet veren sırrın Risale-i Nur ve Cevşen'de saklı olduğunu söylüyor. Bir arkadaşının aniden bu dünyadan ayrılışı, onun da hayatında önemli değişiklikler yapmasına vesile olmuş. O ayrılıştan etkilenerek Risale-i Nur'a yöneldiğini aktaran Suavi, 30 yıldır her gün düzenli olarak Risale ve Cevşen okuduğunu belirtiyor. Bu kaynakları okumanın hikmetini gören Suavi, profesörlüğe kadar yükseldiğini, kitapların yazımında risalelerin ilham kaynağı olduğunu dile getiriyor. Mimar olan Suavi, uzun yıllar Sakarya Üniversitesi'nde 'teknik resim, mimari tasarım' gibi dersler verdi. Suavi, akademik hayatın yoğun temposuna rağmen kitap yazmayı bırakmadı. Özellikle 'Hayatın İçinden' adlı iki ciltlik kitabıyla zihinlere kazınan Suavi, emekli olduktan sonra da yazmaya devam ediyor. Üniversite yıllarında bir arkadaşının tavsiyesiyle Risalelerle tanışan yazar Suavi, 30 yıl önce doktor bir arkadaşının vefat ettiği haberini alır. Ölümün yaşlı genç tanımadığını, dünyanın faniliğini arkadaşının ölümüyle daha iyi idrak eden Suavi, sadece bilimsel, edebi kitaplar değil ilmini artıracak kitaplar okumaya da yemin eder. O günden sonra her gün kitap okuyan Suavi, kitap okuyamadığı günlerin kazasını da yapıyor. Her türlü yoğunluğuna rağmen Risale ve Cevşen'i elinden bırakmayan Suavi, yeminini harfiyen uyguluyor. Her gün Büyük Cevşen'i hatmediyor, ortalama yüz sayfa da risale okuyor. Cüneyd Suavi, "Cenab-ı Hak bizlere huzurunda ya da kabirde, 'Ey kulum! Şu şu yazarların kitabını okudun, adeta ezberledin. Ama benim kitabımı, ya da Resulümün has duası olan Cevşen'i ne kadar okudun?' dese ne yaparız?" diyor. Suavi, manevi okumalarını tamamlamadan başka kitaplara el sürmüyor. Suavi, "Bütün zerrelerime kadar inanıyorum ki, lise son sınıfta kompozisyon dersinden ikmale kalan Cüneyd Suavi'ye ihsan edilen ve bir çeyrek asırdır sevilerek okunan o kitaplar, yine Rabb'imin ihsanıyla aldığım bu kararın bir sonucu. Rabb'im o kitapları okumamın hürmetine kitapları yazmamı sağlıyor. Diyelim ki hikâye yazacağım, Rabbim kelimeleri bir anda ihsan ediyor, aklıma getiriyor." şeklinde konuşuyor. Gençlik yıllarına ait kitaplarını, Adapaza- rı'ndaki bir vakfa bağışladığını söyleyen Suavi, Risalelerin, yazarlığını beslediğini aktarıyor. Tefekkür ederek altını çize çize Risaleleri okuyan Suavi, birkaç külliyat da eskitmiş. Abdestsiz bir kelime dahi yazmadım Suavi'ye kitaplarını nasıl yazdığını soruyoruz. Hikâyelerini planlamadığını, kendisini birdenbire masanın başında bulduğunu anlatıyor. Suavi, "Özellikle de hikâye yazarken bu durum geçerli. Allah'a yönelip bekliyorum. 'Ya Rabb'i! İhsan et!' demekten başka çarem yok. Bir bakıyorum ki zihnime kelimeler tek tek geliyor. Bazen oluyor ki bir hikâyeyi birkaç saatte bitiyorum. Bu tamamen Rabb'imin ihsanı." diyor. Cüneyd Suavi, cümlelerin bir anda zihnine hücum ettiğini, koşturarak bilgisayarın başına gittiğini aktarıyor. Suavi, 'Peygamberimizin Mucizeleri', İki Cihan Güneşi-Peygamberimiz' adlı kitaplarının tek kelimesini dahi abdestsiz yazmadığını belirtiyor. Öte yandan Suavi, kitap okuma, araştırma dışında geri kalan zamanını ailesine ayırıyor. Eşiyle kelime oyunları oynayıp kelime dağarcığını genişletiyor. Ayrıca eşine ev işlerinde yardım etmeyi çok seven Suavi, aile hayatıyla ilgili de şu hadisi nazara veriyor: "Ev işlerinde eşlerine yardımcı olan ve bundan şikâyet etmeyen erkeklerin adları, gaziler ve şehitler defterine yazılır. Cenab-ı Hak, onların her attığı adıma bir hac ve umre sevabı verir ve o erkeklere cennette vücutlarındaki tüyler adedince saraylar ihsan eder." Yıllardır Zafer Dergisi'nde yazıyor Zafer Dergisi'nde 1982 yılından beri hikâyeleri yayımlanan yazarın en tanınmış eseri, Hayatın İçinden adlı hikâye kitabı. İngilizce, Almanca, Rusça, Arapça, Arnavutça, Tatarca, Özbekçe, Korece ve Makedoncaya çevrilen bu eserin devamı olan Hayatın İçinden-2 adlı kitap da, 2003 yılında basıldı. Cüneyd Suavi'nin Kırk Gram Tebessüm, Mucizeler, Çocuklar İçin Peygamberler Tarihi adlı eserleri dışında, çocuklar için yazdığı İki Çuval Altın, Huzur Ormanı, Gökten İnen Balık, Cennete Davet ve Sevgi Marketi adlarını verdiği beş hikâye kitabı daha bulunmakta. Allah'ı Anlatan Bilmeceler ve İki Cihan Güneşi Peygamberimiz adlı eseri en önem verdiği eserler. Yazarın, Selim Gündüzalp ve Ali Suad ile birlikte hazırladığı Hazır Cevaplar-1 ve 2 adlı iki kitabı daha var.
<< Önceki Haber 'Okuyamadığım kitapların kazasını eda ediyorum' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER