Millet o gün adeta bayram yaptı. 16 haziran, yani bugün ezanın arapça okunuşunun 50. yılı.
Ezan-ı Muhammedi yüzyıllarca minarelerden ilk günkü tazeliğiyle yükseldi. Ancak araya giren 18 yıllık bir dönemde gönüller ezana hasret kaldı. 18 yıl boyunca ezan
Türkçe okundu. Yüreği yanan
halk ezanına sahip çıktı. Sadece camiye gidenler değil, herkes aynı hassasiyeti gösterdi. Millet adeta tek yürek, tek
vücut oldu. Ancak bedeli ağırdı. Ezanı
Arapça okumak 20 yılla yargılanmak demekti.
Yaklaşık 20 kişi Allahuekber demeyi serbest bırakın talebinde bulundukları için 20 yıl 10 yıl beş yıl
hapis cezasına çarptırıldı.
Türkçe ezan okunması bazı tuhaflıkları da beraberinde getirdi. Amaç halkın anlamasıydı. Ancak geniş toprakları ve içinde baındırdığı farklı unsurlarla büyük bir
ülke olan Türkiye'de
Kürt ve Arap köyleri artık ezanı anlamayaz olmuşlardı.
En ilginç durum ise Hatay'da yaşandı.
Fransız mandası altındaki ilde ezanlar Arapça okunuyordu. 1938'de Türkiye'ye bağlanınca ilk icraat ezanınTürkçe okunması oldu. Hataylılar bu
uygulama karşısında şaşkına döndü. Türkiye'ye bağlanmalarına mı sevinsinler, Türkçe ezana mı yansınlar bilemediler.
50 yıl önce bugün o yasaklar bitti. Ezan yeniden orijinal haliyle minarelerden yükselmeye başladı. Zaten bu anın özlemiyle yaşayan halk adeta bayram yaptı. Ezan minarelerde tekrar tekrar okundu.
Araştırmacı yazar
Mustafa Armağan da o dönemi yaşayanlarla birebir konuştu. Yaşananları kitaplaştırdı.