Meçhul birisi, acil paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek mührü sahaf Sabahattin İnceoğulları'na sattı. İnceoğulları, manevî ve tarihî öneme sahip olduğu için mührü
Konya Mevlânâ Müzesi'ne bağışlayacak.
Yıl 1914. Başlarında Mevlevi sikkesi, sırtlarında derviş cübbesi, elleri kılıçlarının kabzası olan Mevlevi
Alayı dualarla Galata Mevlevihanesi'nden
Beyazıt Meydanı'na doğru ilerliyor. İstikametleri Konya. Alay Komutanı Velet Çelebi'nin yanına gidecek,
Osmanlı topraklarının dört bir tarafından toplanan diğer Mevlevi dervişi askerlerle birlikte
Suriye cephesine geçecekler. Halka moral vermek, cephedeki askerleri
desteklemek için dervişler de üzerlerine düşeni yapacaktır. Yıl 2011, Galata Mevlevihanesi'nin az ilerisinde tarihî Aynalı Pasajı'ndaki yılların Sahaf Sabo'sunun dükkânına orta yaşlarda birisi gelir. Elindeki iki mührü ve iki yaka iğnesini acil paraya ihtiyacı olduğu için satmak istediğini söyler. Sebahattin İnceoğulları, yılların esnafı. Gerçekten ihtiyaç sahibi olduğunu anladığı bu adama
mühürleri satabileceğinin azamisi kadar para verir. İnceoğulları'nın uzmanlık alanı madalyalar. Eski yazı mührün usta işi olduğunu anlar ama kime ait olduğunu çözemez. Sahaf arkadaşından
yardım alır. Eline tarihî bir mühür geçtiğini böyle öğrenir. İşte 1914 yılında Sultan Reşat'ın isteğiyle kurulan Mevlevi Alayı'nın komutanlık mührüdür bu. İnceoğulları, mührü getiren kişinin Velet Çelebi'nin yakını olabileceğini düşünüyor. Çünkü ikinci mühür Türk dili üzerine çalışmalarıyla bilinen bu alim zatın şahsî mührü. Döneminin en iyi ustası olarak bilinen Ketebe Zeki'nin kazıdığı ve Velet Çelebi yazan bu mühür de Mevlânâ Müzesi'nde sergilenecek.
Gülizar BAKİ