İran Kültür ve İslami İrşad Bakanı Sefer Harandi,
Mevlana'nın tüm eserlerini
Farsça olarak kaleme aldığını, Türkiye'nin ise ünlü mutasavvuf ve şaire sahip çıkarak kendi rolünü abarttığını öne sürdü.
Dün düzenlediği basın toplantısında Harandi, 800. yıl kutlamaları çerçevesinde
Bilim,
Araştırma ve
Teknoloji Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı ve Fars Dili Gelişim Konseyi'nin değişik faaliyetlerde bulunacağını ve Mevlana'yı tanıtacağını belirtti.
UNESCO 1207-1273 yılları arasında Anadolu'da yaşayan Mevlana'nın
doğum yılı organizatörü olarak Türkiye'nin yanı sıra
Mısır ve Afganistan'ı seçmiş, bu konuda İran'a herhangi bir rol vermemişti.
İran'ın UNESCO nezdindeki temsilcisi
Ahmed Celali de Mevlana ile ilgili yapılacak her türlü etkinliğin aynı zamanda Fars dili ve İran medeniyetinin de tanıtımı olacağını belirtiyor. Mevlana gibi pek çok tarihi şahsiyete beşiklik eden İran'ın da pek çok etkinlik düzenleyeceğini ifade eden Celali, Mevlana'nın eserlerinin Fars dili ile üne kavuştuğunu belirtiyor.
İran'ın eski
Ankara Büyükelçiliği Kültür Ataşesi görevinde bulunan Abdulhasan Khalaj Münferid ise İran ve Türkiye'nin ortak pek çok kültürel tecrübe ve değere sahip olduğunu, dolayısıyla iki ülkenin bu konularda ortak çalışarak ilişkilerini daha da geliştirebileceğini ifade ediyor.
İslami Kültür ve İlişkiler Organizasyonu Araştırma Merkezi Başkanı olan Münferid özellikle Türk basınının İran medeniyetine Batılı kaynakların gözüyle baktığını, bunun da iki ülkenin bir araya gelmesini engellediğini belirtiyor.
UNESCO'nun kutlamaları konusunda iki ülkenin
işbirliği yapabileceğinin altını çizen Münferid, 'Sanırım Mevlana ne İran'a ve ne de Türkiye'ye ait, o tüm dünyanın malı.' diyor. Münferid, 'Türkiye'nin iddia ettiği gibi Mevlana'nın Türklere ait olduğu iddiası Mevlana'nın büyüklüğünü sınırlıyor.' ifadesini de kullanıyor.
CİHAN