Her ilin sorunlarının farklı olduğunu ve cemaatin ihtiyaçlarını göz önüne alan Din İşleri Yüksek Kurulu, hutbelerin il bünyesinde hazırlanmasına karar verdi. Buna göre imamlar, hutbelerinde kendi bölgelerinin ihtiyaçlarını dile getirecek.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr.
İzzet Er, İstanbul’da okunacak hutbe ile Ağrı’nın
Patnos ilçesinin bir köyünde okunan hutbenin aynı olduğuna, oysa her iki bölgedeki ihtiyaçların farklı farklı olduğuna dikkat çekti. “
Hutbeler hazırlanırken yerel bölgelerin problemleri ile ilgili hutbelerin hazırlanmasından daha mantıklı bir şey olmaz.” diyen Er, düzenlemenin halkın ihtiyaçlarına göre yapıldığını belirtti. Din görevlileri sendikaları da hutbe hazırlanmasının illere devredilmesinin isabetli bir karar olduğu görüşünde.
Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası Başkanı Avukat
Ahmet Yıldız da yıllardır merkezden gelen hutbeler konusunda cemaatin
eleştirilerine maruz kaldıklarını söyledi. Yıldız, şöyle konuştu: “Merkezden çok güzel hutbeler de hazırlandı. Ancak hutbelerin merkezden hazırlandığını bilen cemaat otomatik olarak tepki gösteriyordu.” Merkezden gelen hutbeleri okumayan veya eksik okuyan birçok imamın
soruşturmaya tabi tutulduğunu kaydeden Yıldız, “Merkeziyetçi yapının karşısında yıllardır bir tepki vardı. Son verilmesi bu tepkilerin meyvesidir.
Cemaatin istifade edemediği merkezî vaazdan da bir an evvel vazgeçilmelidir.” diye konuşuyor.
Türkiye genelinde 76 bin 500 cami var. Yapılan araştırmalara göre her hafta cuma namazına giden 23 milyon kişiyi buluyor. Bunun 12 milyonunun 15-25 yaş arasında olduğu tahmin ediliyor. Her cuma namazında aynı anda 20 milyon kişiye ulaşılması bakımından camilerde okunan hutbeler büyük önem taşıyor. Diyanet, 1970’li yılların başından itibaren cemaatin istek ve ihtiyaçlarını,
ülke için önemli olan tarihî ve dinî günleri dikkate alarak din görevlilerine hutbe hazırlamada yardımcı olmak amacıyla merkezden hutbe hazırlama geleneğini başlattı. Aylık yayın organı olan ‘Diyanet Dergisi’nde her ay 4 ayrı hutbe hazırladı. İmamlar örnek olarak hazırlanan bu hutbelerden yararlanarak çevrelerindeki sorunları anlatan hutbeler hazırlayarak, cemaatin karşısına çıktı. Ancak tek elden hazırlanan ve başka kimsenin denetiminden geçmeyen hutbeler nedeniyle imamlar sıkıntıya girdi. Birçok din görevlisi, okuduğu hutbeler nedeniyle soruşturma geçirdi. Hem personelini korumak hem de Türkiye genelinde birliktelik sağlamak isteyen Diyanet, ilerleyen yıllarda merkezden Din İşleri Yüksek Kurulu uzmanlarından oluşan bir
komisyon tarafından hazırlanan hutbelerin okunmasını zorunlu hale getirdi. Okutulacak hutbelerin toplumun ihtiyaçlarına tam olarak
cevap vermesi amacıyla alanında uzman din bilimciler, sosyolog, edebiyatçı, eğitim bilimci ve iletişimcilerden istifade etmesine rağmen bazı hutbeler, eleştiri konusu olmaktan kurtulamadı. Merkezden hazırlanan hutbelerin taşranın sosyal yapısının dışında kaldığını göz önüne alan Diyanet, hutbelerin illerin bünyesinde hazırlanmasına karar verdi.
Diyanet’in eleştiri alan bazı hutbeleri
Şiddet içerikli bilgisayar oyunlarının çocuklar için zararlı olduğu yönündeki hutbe, ‘Diyanet değil sanki, Pedagoji Kurumu ya da aileden sorumlu Devlet Bakanlığı’ eleştirilerine neden olmuştu. Ağız ve diş sağlığıyla ilgili hutbe okutan Diyanet, bu konu sebebiyle ilahiyatçılardan tepki görmüştü. İlahiyatçılar, “Hutbelerde önemli konular işlenmeli.” uyarısında bulunmuştu. Yılbaşındaki ‘eğlence sınırı aşılmamalı’ içerikli hutbe çeşitli kesimlerce eleştirilmişti. YTL hutbesi, ‘Diyanet hükümetin baskısı ile hutbe hazırlıyor’ diye eleştirilmişti.
ZAMAN