Doç. Dr. M. Naci
Önal, "
Çocuklarımız, televizyonun karşısında oturuyor ve
yabancı masallar seyrediyor. Okulda
ders kitabını alınca yabancı masallarla karşılaşıyor. Şu anda insanımızın aklına ilk gelen masal kahramanları Türk değil." dedi.
Aile büyüklerinin, masalları bilmeyince çocuklarına da anlatamadığını vurgulayan Önal, "Eskiden duymaya dayalı bir eğitim vardı, şimdi ise görmeye dayalı. Bütün bunların sebebi televizyondur. Komşuluğu, ev gezmelerini, sohbet ortamını öldüren bir dinamittir. Çocuklarımız, televizyondaki yabancı çizgi filmlerde, bizim kültür dünyamıza ait olmayan şeyleri duyuyor, görüyor. O çocuğun beyninde neyin yeşermesini bekleyeceğiz? Bizim kültürümüzün insanı mı olacaklar?" şeklinde konuştu.
"Halk kültürü ve ona bağlı anlatımlar buldozerle ezildi. Masallar, özellikle televizyondan sonra hızla kayboluyor." uyarısında bulunan Doç. Dr. M. Naci Önal,
Türkoloji alanında ilk defa
TÜBİTAK tarafından kabul gören "
Muğla Masalları" projesini yürütüyor.
Önal, araştırma görevlileri Aysun Dursun ve Zeynep Cam'la beraber 2,5 yıldır Muğla'yı karış karış dolaşıp masal topluyor. Ekip, seçtikleri 71 masalı yakında kitap halinde yayımlayacak.
Doç. Dr. Önal ve ekibi, Muğla'nın her tarafını gezip masal anlatan kişilerle görüştü.
Kaynak olan bu kişilerin sayısını, incelemelerden sonra dokuz kadın ve sekiz erkek olmak üzere 17'ye düşürerek bunlara, "Ağzından bal damlayan masal anaları-masal babaları" ismini verdi.
Önal, Muğla'ya 12 yıl önce geldiğinde
halk kültürü alanında araştırma yapmaya başladığını anlatarak, en önemli ve kalıcı çalışmalarından birinin masallar olduğunu dile getirdi.
Bu konuda hazırlayıp TÜBİTAK'a sunduğu projenin kabul edildiğini aktaran Önal, bunun Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü olarak Türkoloji alanında ilk olduğunu vurguladı.
Proje kapsamında 140 köy gezdiklerini, bunların 40'ında masal anlatan kişiler olduğunu aktaran Naci Önal, bunlardan 300 civarında masal dinlediklerini kaydetti.
Önal, masalları ele aldıkları icra yöntemini ise şöyle anlattı: "Bu yöntemi, Türkiye'de ilk defa masallar üzerinde kullandık. İcra yönteminde anlatıcı, dinleyici, bir de metnin kendisi var. Yaptığımız karşılaştırmalara göre masal anlatanların sayısını 17'ye indirdik. Masalları da eleyerek 71 tanesini yayımlamaya karar verdik. Muğla masalları yüzyıllardır, hattâ abartmıyorum binyıllardır büyüklerden aktarılan halk ürünleridir."
Masalların çok önemli bir eğitim aracı olduğunu belirten Önal, onlardaki devlerin ve canavarların, bugün gençlerin gözünde büyüttüğü sınavlara karşılık geldiğini ifade ederek, "Masalın içindeki engeller, yaşamdakilere gönderme yapar. Çocuk daha okula gitmeden o masalları dinlerken önüne çıkacak çeşit çeşit engelleri dolaylı olarak
sezer. Böylece
psikolojik alt yapısı güçlü olur, masallardaki canavarlarla, yani yaşamda karşısına çıkan engellerle baş edebilir." diye konuştu.
Doç. Dr. M. Naci Önal, Türkiye'nin diğer bölgelerindeki meslektaşları ve hocalarının da kendi yörelerinin masallarını derlemeye başladığını belirtti.
Önal, şu ana kadar yüksek
lisans ve doktora çalışmalarıyla 25 ilin masallarının derlendiğini sözlerine ekledi.
(CİHAN)