Kur’an-ı Kerim’in muhafızları

Mushafları İnceleme Kurulu, 1889’dan beri Kur’an-ı Kerim'in hatasız çoğaltılmasını sağlamak için çalışıyor. Son beş yılda 2,5 milyondan fazla Kur’an basıldı.

Kur’an-ı Kerim’in muhafızları

‘Kur’an’ı Biz indirdik, O’nun koruyucusu da şüphesiz ki Biziz.’ Hicr suresinin 9. ayeti, 14 asırdır nuruyla yeryüzünü aydınlatan Kur’an-ı Kerim’in Allah’ın (c.c) himayesinde olduğunun en veciz ifadesidir. Bugün milyarlarca insanın gönül dünyasına kapı aralayan Kur’an-ı Kerim, son yıllarda Türkiye’de de büyük ilgi görüyor. Eski baskı Kur’an’ların yerine renkli, yaldızlı büyük boy olanları gözde örneğin. İlahi kelamın asırlardır korunmasında hafızların ve din âlimlerinin katkısı şüphesiz büyük. Osmanlı Devleti’nin 1889’da kurduğu Huffaz Meclisi mushafın matbu olarak korunmasının en önemli ve ilk adımı oldu. Şimdi bu görevi Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesindeki Mushafları İnceleme Kurulu yapıyor. Yıllarca sadece matbu hali denetlenen Kur’an son yıllarda dijital ortamda da denetleniyor. Son beş yılda 2,5 milyondan fazla Kur’an’ın mühürlü basım izni verilmiş. Kalbimize ve dünyamıza aydınlık veren Kur’an-ı Kerim’in denetlenmesi ve incelenmesiyle ilgili ilginç bir serüven yaşanıyor. Allah Kelamı ilk kez, Efendiler Efendisi dünyasını değiştirdikten sonra Hz. Ebu Bekir döneminde “iki kapak arasında” muhafaza altına alınmıştı. Hz. Osman döneminde ise İslam coğrafyasının genişlemesiyle değişik dillere mensup Müslümanların sayısı çoğaldı. İslamiyet ile şereflenen bu insanlar, Allah Kelamı’nı okumak istiyorlardı. Sonunda Kuran-ı Kerim, Hz. Ebu Bekir’in nüshası ölçü alınarak çoğaltıldı ve İslamiyet’in yayıldığı ülkelere gönderildi. Böylece Kutsal Kitap hafızaların dışına taştı, fizikî bir yapıya büründü. Özellikle matbaanın kullanılmaya başlanmasından sonra Kur’an-ı Kerim’in metninin çeşitli baskılar ve basıcılar yoluyla, bilerek veya bilmeyerek hatalara maruz kalma tehlikesi hâsıl oldu. DİJİTALİ DE DENETİMDEN GEÇMEK ZORUNDA İnançlarıyla ilgili her konuda son derece hassas olan ecdadımız, bu mevzuda da duyarsız kalmadı. Matbaanın kullanımıyla birlikte Meşihat-ı İslamiye bünyesinde yer alan hafızlardan müteşekkil “Huffaz Meclisi” ile basılan Ku’ran’ları tetkik ve kontrol etti. Hicri 1305 (1889) senesinde Sultan Abdülhamit tarafından “Meclis-i Teftiş-i Mesahif-i Şerife ve Muellefat-ı Şer’iyye” adıyla ilmi bir heyet kuruldu. Bu heyet, 14 Aralık 1983 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 190 Sayılı Kanun ile Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde “Mushafları İnceleme Kurulu Başkanlığı” adıyla bugün hâlâ hizmet veriyor. Kurul bir başkan ve 9 üyeden oluşuyor. Kurul Başkanı Osman Demirhan, üyelerin tamamının yüksek okul mezunu, aynı zamanda hafız ve Kur’an’ın bütün lehçelerine vâkıf olduklarını söylüyor. Basımı ve yayımı yapılan mealli-mealsiz Kur’an-ı Kerim’ler, ayet metinleri ihtiva eden her türlü kaset, CD, DVD ve metinli dijital Kur’an’lar talep edildiğinde kurul tarafından inceleniyor. Demirhan, kurulda yer alacak görevlilerin Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde en az 8 yıl hizmet vermiş olması gerektiğini belirtiyor. Diğer İslam ülkelerinde Türkiye’deki gibi kurul düzeyinde çalışma olmadığını anlatan Demirhan, 2006 içinde Endonezya’dan bir grubun kendilerini ziyaret ederek çalışma sistemleri hakkında bilgi aldıklarını söylüyor. Kurul düzeyinde resmî bir yapılanmanın mevcudiyetine karşılık, incelenmemiş Kur’an-ı Kerim basmanın kanunen bir yaptırımı yok. Bu yönüyle mühürsüz basılan ilahi kelamlarda meydana gelebilecek kasıtlı/kasıtsız her türlü hataya kapı açık. Mevcut kurul mushafları “denetlemiyor”, sadece “inceliyor”. Yani yayınevi talep etmezse, herhangi bir kontrole tâbi olmaksızın Kur’an-ı Kerim basılabiliyor. Yayınevlerinin hattatlardan veya yaşayan vârislerinden telif haklarını aldıkları Kur’an’lar, başvuru olmadıkça herhangi bir denetime tâbi olmuyor. Örneğin Ankara Hacıbayram’da en çok satılan Kur’an-ı Kerim’de kurulun mührü bulunmuyor. Benzer durum İstanbul’da Eyüp Sultan ve Sultanahmet, İzmir’de Hisar piyasasında mevcut. HERKES RENKLİ KUR’AN İSTİYOR Esnaf, vatandaşın renkli Kur’an-ı Kerim almayı tercih ettiğini söylüyor. Yani ayetler içerisinde geçen Allah’ın (cc) bazı isimlerinin değişik renklerle yazıldığı Kur’an’lar revaçta. Mushafları İnceleme Kurulu ise Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 13 Ocak 1981 tarih ve 4 sayılı kararıyla renkli basılan mushafları mühürlemeyi kabul etmiyor. Karara göre Ku’ran-ı Kerim’in farklı renklerle yazılması “resm-i hattı tağyir”, yani yazı üzerinde değişiklik sayılıyor. Ancak esnafa göre vatandaşın gözünde mühür kadar, kolay okunabilirlik de büyük önem taşıyor. Üstelik renkli Kur’an’lar çok satıyor. Yayınevleri bastıkları Kur’an’ların yüzde 30’unu İç Anadolu Bölgesi’ne, yüzde 20’sini Ege Bölgesi’ne olmak üzere ülkenin dört bir yanına dağıtıyorlar. Mushafların incelenmesi işlemi üç safhadan oluşuyor. Birinci aşamada yayınevi basacağı Kur’an’ın, 16 sayfalık 38 forma halinde iki nüshasını kurula yolluyor. En az üç üye bu formaları okuyarak kontrollerini yapıyor. Tespit edilen hatalar not ediliyor. İnceleme bittikten sonra formlar yayınevine geri gönderiliyor. İncelemelerde genellikle ayet numaraları, sure başlıkları, sure isimleri gibi hatalara rastlanıyor. İkinci safhada yayınevi tarafından gerekli düzeltmelerin yapılıp yapılmadığı inceleniyor. Son kontrollerin ardından formalar baskıya geçilmesi ve incelenmek üzere, kurula tekrar gönderilmesi için yazılan bir üstyazı ile yayınevine gönderiliyor. MÜHÜR KONTROLÜ KETEBE SAYFASINDA Son aşamada, basılmış olan Kur’an kurul üyeleri tarafından bir kez daha incelendikten sonra bir karar yazısı yazılıyor. Kurul başkanı ve üyelerin imzalamasının ardından Diyanet İşleri Başkanı’nın imzası ile karar yazısı çıkıyor. Karar çıktıktan sonra üyelerden biri ya da birkaçı yayınevine giderek mühürleme işlemini yapıyor. Mühür, ‘Ketebe Sayfası’nda, yani Kur’an-ı Kerim’in son sayfası olan İhlas, Felak ve Nas surelerinin bulunduğu sayfanın karşısında yer alıyor. Ketebe sayfasında ayrıca hattatın ismi, kitabın kim tarafından basıldığı, baskı sayısı gibi bilgiler bulunuyor. Denetimin başlamasından mühürleme işlemine yaklaşık bir haftalık zaman gerekiyor. “Kur’an’ı Biz indirdik, O’nun koruyucusu da şüphesiz ki biziz.” Ayet-i Celilesi ile tahrifat riski ilahi olarak sıfıra indirilmiş olsa da kanunen açık bir kapı olduğundan, mushafların incelenmesi kurula, denetlenmesi ise duyarlı vatandaşa kalıyor. Matbaaların bastığı Kur’an sayısı dikkate alındığında Allah Kelamı’na olan ilgi her geçen gün artıyor. KUR’AN’A İLGİ ARTIYOR Yıl / Yayınevi Sayısı / Mühürlenmiş Kur’an Adedi* 2001 14 339 bin 2002 18 458 bin 2003 12 182 bin 2004 15 417 bin 2005 19 751 bin 500 2006** 15 565 bin *Bu yıllar arasında toplam 2,7 milyon adet Kur'an-ı Kerim'in mühürlü basımına izin verilmiş. ** İlk 8 ay. AKSİYON DERGİSİ
<< Önceki Haber Kur’an-ı Kerim’in muhafızları Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER