Kliple,
vakıf malını hor kullanmanın günah, vakıf mallarına özen göstermenin ise sevap olduğu anlatılacak. Vakıf,
ergenlik çağına erişmiş bir
Müslüman, kendi mülkü olan kıymetli, dayanıklı mal ve servetinin faydasını, başka hiçbir şarta bağlamadan, Müslüman veya gayrimüslim vatandaşlara bırakmasına deniyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın vakfiyesinde yer alan 1543 yılında söylediği dua ve bedduası şöyle: Kanuni’nin duası: “Her kimse ki, vakıflarımın bekasına özen ve gelirlerinin artırılmasına itina gösterirse, bağışlayıcı olan
Allahu Teala’nın huzurunda ameli güzel ve makbul olup, mükafatı sayılamayacak kadar çok olsun, dünya üzüntülerinden korunsun ve muhafaza edilsin.” Bedduası: “Allah’a ve
ahiret gününe inanan, güzel ve
temiz olan Hazreti Peygamber’i tasdik eden,
sultan, emir,
bakan,
küçük veya büyük herhangi bir kimseye, bu vakfı değiştirmek, bozmak, nakletmek, eksiltmek, başka bir hale getirmek, iptal etmek, işlemez hale getirmek,
ihmal etmek ve tebdil etmek
helal olmaz. Kim onun şartlarından herhangi bir şeyi veya kaidelerinden herhangi bir kaideyi bozuk bir yorum ve geçersiz bir yöntemle değiştirir, iptal eder ve değiştirilmesi için uğraşır, feshedilmesine veya başka bir hale dönüştürülmesine kastederse, haramı üstlenmiş, günaha girmiş ve masiyetleri irtikap etmiş olur. Böylece günahkarlar alınlarından tutularak cezalandırıldıkları gün Allah onların hesabını görsün. Malik onların isteklisi, zebaniler denetçisi ve
cehennem nasibi olsun. Zira Allah’ın hesabı hızlıdır. Kim bunu işittikten sonra onu değiştirirse onun günahı, değiştirenler üzerindedir. Kuşkusuz O, iyilik edenlerin ecrini zayi etmez.”