Çanakkale Onsekiz
Mart Üniversitesi (
ÇOMÜ)
Eğitim Fakültesi Güzel
Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-İş Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Enver Yolcu,
Süleymaniye Camisi'nin
estetik kodlarını çözümlediğini bildirdi.
Enver Yolcu,
Osmanlı dönemi camilerinin ana kütle ve minare arasındaki ölçü oran ilişkisinden yola çıkarak, Mimar
Sinan'ın
Süleymaniye Camisi konusunda çalışmalara başladı.
Çalışmalarında Ali Saim Ülgen'in hazırladığı Süleymaniye Camisi yan cephe rölevesinden yararlanan Yolcu, röleveyi aktardığı bilgisayar ortamında yaptığı çözümlemeler sonunda,
Mimar Sinan'ın, caminin dikey yapılanmasında (
altın oran) sistemini kullanmadığını belirledi.
Yolcu, çalışmasını genişlettikçe, Avrupalıların ''Taşın şairi'' olarak nitelendirdiği Mimar Sinan'ın, kalfalık devri eseri olan Süleymaniye Camisi'nin estetik kodlarını çözümledi, Sinan'ın, caminin yapımında kendisine ait bir ölçü-oran ilişkisi kurduğunu fark etti.
CAMİLERDE ESTETİK YAPI
Enver Yolcu, bir
mimari yapıda estetik bütünlüğü oluşturan ilkelerden en önemlisinin yapısal elemanların birbirleri arasındaki ilişkisi ve bu ilişkilerin birliği ile bütünlüğü olduğunu söyledi.
Bu elemanlardan bir ya da birkaçının bütünden kopan biçimde düzenlenmesinin, eserdeki uyumun bozulmasına, izleyenin üzerindeki estetik etkinin azalmasına neden olduğunu ifade eden Yolcu, bu anlamda, cami mimarisinde en çok dikkate alınması gereken ilişkilerden bir başkasının ana kütle ile minare arasındaki ilişki olduğuna işaret etti.
Yolcu, caminin ana kütlesine ve üslubuna uygun olarak inşa edilen minarelerin, Türk mimarları tarafından tarih boyunca dikkat edilen bir yapı olarak ele alındığını, minarelerin işlevinin yanı sıra mimari bütünlük ve estetik kaygısının her zaman göz önünde tutulduğunu bildirdi.
Günümüzde inşa edilen camilerde bu kaygının unutulduğunu, ''Ne kadar yüksek yapılırsa, İslam'ın yüceliğini o kadar yüksek ifade edebileceği'' anlayışıyla ana kütle düşünülmeksizin yapıldığını belirten Yolcu, bunun da minarelerin ana kütleden bağımsız elemanlar olarak algılamalarına neden olduğunu savundu.
Yolcu, ''Günümüz camilerinde yer alan minareler bütünü oluşturan ölçü-oran ilişkisi göz ardı edilerek ana kütleye eklemlendirilmekte, böylece göz, yapının bütününü değil minareleri izlemeye koyulmakta ve estetik etki azalmaktadır'' dedi.
MİMAR SİNAN'IN, ''SİNAN ORANI''
Araştırmasında Mimar Sinan'ın Süleymaniye Camisi'ni inşa ederken, muhteşem bir estetik bütünlük oluşturduğunu fark ettiğini belirten Yolcu, bu eserde Sinan'ın bazı sayısal kodlardan yararlanıp yararlanmadığını merak ettiğini söyledi.
Mimar Sinan'ın, öklit geometrisini iyi bildiğinin ve yapılarında ''Altın Oran''dan yararlandığını anlatan Yolcu, ''Doğada birçok bitkide ve insan vücudunda bulunan (altın oran), kısa parçanın uzun parçaya; uzun parçanın da her iki parçanın toplamına olan oranına eşit olmasıdır. Bu oranın sayısal değeri 0.618'dir'' dedi.
Yolcu, Mimar Sinan'ın, Süleymaniye'nin taban planında ''Altın Oran''ı kullandığının birçok araştırmacı tarafından ortaya konulduğunu, ancak Sinan'ın Süleymaniye'nin dikey yapılanmasında bu oranı kullanmadığını tespit ettiğini bildirdi.
Çalışmasını genişlettikçe, Sinan'ın kendisine ait bir ölçü-oran ilişkisi kurduğunu fark ettiğini anlatan Yolcu, şöyle konuştu:
''Mimar Sinan'ın kullandığı oranda, kısa ve uzun kenar arasında, kareye yakın bir ölçü-oran ilişkisi vardır. İlk önce, üç şerefeli minarelerin yüksekliğiyle ana kütlenin uzunluğu arasında nasıl bir ilişki olduğunu inceledim. Bu minarelerin yüksekliğiyle ana kütlenin uzunluğu arasında 0.83 oranı var. Araştırmam ilerledikçe hayretler içinde gördüm ki, benzeri ilişkiler diğer elemanlar arasında da söz konusu. Günümüze ulaşan bir
belge yok ama Mimar Sinan eserlerini bir plana oturtmadan yapmıyordu, hatta maketlerini oluşturuyordu.''
Süleymaniye Camisi ile ilgili taban planı üzerinde birçok kaynağa ulaştığını, Mimar Sinan ile ilgili sempozyumlarda sunulan bildirilerden yararlandığını ve söz konusu camide dikey yapılanma araştırması yapılmadığını gördüğünü ifade eden Yolcu, ''(Sinan Oranı)ndan söz edebilmek için Mimar Sinan'ın diğer eserleri üzerinde de bir çalışma yapılması, Mimar Sinan'dan önce ve sonra, bu oranın kullanılıp kullanılmadığına bakılması gerekir. Sanat tarihçileri ve mimarlar bu konuyu daha detaylı olarak ele almalıdır'' dedi.