Bu ise, insan için mümkün değildir. Tarihi hadiselerin sonuçları uzun vadelidir. Çünkü insan gibi, kâinat gibi, tarih de âdeta organik bir bütünlük arz eder ve onun bütün atkıları, nakışları birbiriyle iç içedir. Dolayısıyla, sonuçlarına bakarak da hadiseleri gerektiği gibi değerlendirebilmek, bazen uzun bir zamanın geçmesini gerektirir.
Çanakkale Savaşının üzerinden bir asır geçmesine ramak kala II. Abdülhamid’in pek çok mevzuda olduğu gibi bu konuda da ortaya koyduğu fikir ve hareketlerin olması gerektiği gibi ortaya konmadığı ve dahi anlaşılamadığını gözler önüne seren bir çalışmayla karşı karşıyayız. Yitik Hazine Yayınları’nın ‘Unutulmasınlar Diye’ başlığıyla sunduğu ve ilki ‘Balkan Harbi’ olan serinin ikinci kitabı ‘II.Abdülhamid’in Çanakkale Savunması’, Prof. Dr. Cezmi Eraslan’ın titiz çalışmaları sonucunda hazırlandı. Tarihin gözleri olan fotoğraflarla Çanakkale’yi tekrar ve çarpıcı şekilde gündeme taşımak amacını taşıyan kitabın, Çanakkale Savaşlarının da içinde bulunduğu I. Dünya Savaşı’nın 100. yıl dönümünde raflara girmesi, çalışmayı ayrıca önemli kılan unsurların başında geliyor.
Çanakkale’yi savaşa II. Abdülhamid hazırladı
Savaşın çıkacağını tahmin eden Sultan II. Abdülhamid, İstanbul’un korunmasının ancak Çanakkale’nin sağlamlaştırılmasıyla mümkün olacağını görerek Boğaz’ın pek çok haritasını yaptırmış; Boğazdaki yeni yapılan istihkamları, yeni yerleştirilen topları fotoğraflatarak hem kendisi yapılanlar hakkında malumat sahibi olmuş hem de adeta gelecek nesillere Çanakkale’yi nasıl savunduğunu gösterir belgeler bırakmıştır. Ağırlıklı olarak görsel malzeme ve bir incelemeden oluşan kitap, II. Abdülhamid’in Yıldız Albümlerinden çıkarılan çoğu ilk kez yayımlanan fotoğraflar, askerlerin kahramanlaştığı tabya ve istihkamların savaş öncesindeki durumlarını ilk elden ortaya koyan son derece önemli belgeler ihtiva ediyor. Fotoğraf altı yazıları orijinal albümlerdeki alt yazılardan aynen alıntılanarak oluşturulmuş. Akademik kariyerine II. Abdülhamid üzerine çalışarak başlayan Prof. Dr. Cezmi Eraslan’ın kaleme aldığı Osmanlı arşivindeki bazı belgelerin değerlendirildiği bu çalışmada, idarecilerin büyük zorluklar ve imkansızlıklar içinde çalıştıklarına da dikkat çekiliyor.
Cumhuriyet döneminde en fazla eleştirilen Osmanlı padişahı olan II. Abdülhamid’in, bilhassa donanma konusunda birçok ithama maruz kalarak, Osmanlının mali, askeri, siyasi ve sosyal yapısında sonraki yıllarda büyük ayrılıklar yaşatacak olan problemleri henüz 19. asrın son çeyreğinde bütün yoğunluğuyla yaşadığı anlaşılıyor. Sanayi inkılabından sonra dünyaya egemen olan sömürgeci düzene karşı Osmanlı yönetiminin geleneksel hakimiyet anlayışını gözden geçirmemiş olmasının bunda etkili olduğu söylenebilir. Lakin sıkıntılara paralel olarak devleti yönetenlerin ilim ve fen bilgileri ışığında zamanın en gelişmiş savunma sistemlerini kurmak için ellerinden gelen gayreti gösterdiğini de burada belirtmek lazım. Tabyalar onarılmış, ateş gücü artırılmış, askerin sayısı ve talimi, ihtiyacı karşılayacak hale getirilmiştir. Devlet bütçesinin üzerindeki Duyun-ı Umumiye gölgesine rağmen imkanlarını zorlayarak uluslararası silah sanayinin son ürünlerini elde etmeye çalışmış ve nitekim bu gayretlerin neticesi Şubat 1915-Ocak 1916 tarihleri arasındaki kara ve deniz savaşlarında alınmıştır.
Sınırlı sayıda basılan birinci baskısıyla çok mühim haritalara ve fotoğraflara sahip olmak isteyen herkesin ilgisini çekecek bu çalışma, bir padişahın adeta Çanakkale’yi savaşa hazırladığını ispatlıyor. Prof. Dr. Cezmi Eraslan’ın akıcı üslubuyla II. Abdülhamid’in hiç bilinmeyen bir tarafı, bilimsel delillerle ortaya konulurken, albümde yer alan bütün harita ve fotoğraflar,iki adet Abdülhamid Han’ın renkli görseli hariç.ülke sınırları içinde ilk defa yayımlanıyor