Fethullah Gülen'e,
hizmetlerine, hayata felsefesine ve Amerika'daki gurbet günlerine ilgi duyan yzübinlerce kişi, siteyi yakından takip ediyor.
"Herkul.org"da bugünlerde Gülen'in internet hakkındaki görüşlerine yer veriliyor. Kendisinin bir internet kullanıcısı olmadığını belirten Gülen, yazısında bu yeni medyanın gücünün görmezden gelinemeyeceğine dikkat çekiyor.
FETHULLAH GÜLEN:
"
İnternet sayesinde dünya kadar bilgiye bir anda ulaşabiliyorsunuz. Kendim internet kullanmasam da, arkadaşlarda gördüğüm kadarıyla, ancak koca bir kitabı tarayarak elde edebileceğiniz bir bilgiyi internet aracılığıyla birkaç tuşa basarak öğrenebiliyorsunuz. Bilgisayarınızın başındayken adeta Dünya’nın en büyük kütüphanesinde çalışıyormuş gibi, merak ettiğiniz hemen her mevzu ile alakalı malumâtı rahatlıkla bulabiliyorsunuz"
Gülen bütün medya
araçları gibi internetin de iyi ve kötü kullanımlarının olabileceğini anlatıyor. Ve maalesef kötü kullanımın ağırlıkta olduğunun altını çiziyor.
FETHULLAH GÜLEN:
"İnternet, fuhşa açık birinin elinde, insanları müstehcenliğe ve felakete götüren bir araç; hakiki bir mü'minin idaresinde ise, cennet'e adam taşıyan nurdan bir vasıta olur. Dolayısıyla asıl kötülenmesi gerekli olan, internet siteleri, televizyon ekranları ya da
gazete sayfaları değil, onları muzır işlerde kullanan fena insanların duygu ve düşünce örgüleridir"
İnternetteki sınırsız özgürlüğün kanunları çiğnenmesi ve insanların karalanması gibi yanlış amaçlarla da kullanıldığını belirten Gülen internetin bir ifttira mecraı haline getirilmek istendiğine vurgu yapıyor.
FETHULLAH GÜLEN:
"Öyle ya da böyle, maalesef, bugün hemen herkesin haysiyet ve şerefiyle oynuyorlar. Kimi kendilerine ters görüyorlarsa mutlaka onunla meşgul oluyorlar. Bu karanlık kimseler, bir defasında millete ve millî değerlerimize hizmet eden bir hak dostunu karalıyor; Bir başka defa da ülkeye yararlı olabilecek bir hukuk adamını,
emniyet müdürünü, rektörü ya da hâkimi
hedef olarak seçiyorlar. Bazen çalışa çalışa, alnının teriyle ve güven kredisiyle bir yere gelmiş milletvekillerine, bakanlara ve hatta bir başbakana saldırıyor; Kimi zaman da kendini ülkesine ve ülküsüne adamış, ordusuna hizmet etmiş ve çok önemli yerlere gelmiş bir kuvvet komutanına hücum ediyorlar. Su-i zanlarını ve gıybetlerini seslendirmekle de yetinmiyor; Korkunç isnad ve
iftiralarda bulunuyorlar; “Çaldı, çırptı” diyor,
fuhuş isnad ediyor, hatta vatana ihanetle suçluyorlar. Şayet, bitirmeyi düşündükleri insanın kendisinde bir açık bulamazlarsa, bu kez de onun yakınlarından bazılarını dile doluyor, varsa onların kirli çamaşırlarını açığa vuruyor; “Bakanın oğlu şöyle, generalin kızı böyle!” dedikodularını etrafa yayıyorlar. Böylece, insanların o şahıs ya da şahıslar hakkındaki kanaatlerini sarsıyor, güvenlerini zedeliyor ve herkesi herkes hakkında şüpheye düşürüyorlar."
Gülen hali hazırda ya da bir dönemd
e devlette üst düzey görev yapan insanların şu veya bu şekilde
küçük düşürülmesinden duyduğu memnuniyetsizliği de bir örnekle dile getiriyor.
FETHULLAH GÜLEN:
"Erdil Paşa'yı eşi ve kızıyla birlikte
sanık sandalyesinde iki büklüm görünce çok üzüldüm. Evvela, başka hiçbir ülkede olmadığı kadar bizim milletimizde askere karşı bir alaka ve güven vardır. Elbette, böyle bir müessesenin yıpranmaması için, haklarında bazı iddialar bulunan kimselerin araştırılması, sorgulanması ve böylece kurumun aklanması konusunda Genelkurmay'ın göstermiş olduğu hassasiyet pek yerindedir. Ne var ki, meselenin insanî boyutuna gelince; düşmüş bir insanın onurunun tamamen kırılmasını ve rencide edilmesini uygun bulmuyorum. Keşke, hukukun gereği de
ihmal edilmeden daha yumuşak bir yol, daha az rencide edici bir üslûp bulunsaydı.. Keşke, medya organları o mahkemeyi haber yaparken daha temkinli davransaydı"
İslam dininin kişilerin ayıplarının ortaya dökülmesine sıcak bakmadığını belirten Gülen internet üzerinden kişlerin özellerinin faş edilmesini eleştiriyor.
FETHULLAH GÜLEN:
"..dinimize göre, medyada ve özellikle de internet sitelerinde, bazı devlet büyükleri ve onların
aile fertleri hakkında yapılan haberler en azından gıybettir ve bu cürümleri işleyenler büyük günahlara girmiş olurlar. Dahası, bu türlü gıybetler, sadece bir-iki insan arasında gizli kalmadığından ve internet aracılığıyla milyonlarca insanın diline düştüğünden dolayı kat kat daha büyük birer günah sayılır.... Dolayısıyla, bir müslüman, yazıp çizmek yoluyla bir kimsenin gıybetini ederken öyle büyük bir günaha girmiş olabileceğini düşünmeli ve insanlar hakkında ileri geri konuşmaktan tir tir titremelidir"
1999 yılında kendisinin de medya yoluyla yürütülen çok çirkin bir iftira kampanyasının hedefi olduğunu anlatan Gülen bu türlü kişilliksiz saldırıları kesinlikle tasvip etmediğini söylüyor.
FETHULLAH GÜLEN:
"İster gizli ister açık, ister dolambaçlı yollarla ister doğrudan doğruya, ister düello gibi yüz yüze isterse de arkadan bir kısım fırıldaklar çevirmek, bir dizi komplolar kurmak suretiyle, millete
rehberlik yapan, insanların güvenini kazanan ve
toplum içinde itibar sahibi olan devlet büyüklerine ya da onların ailelerine karşı yapılan sözlü ya da yazılı saldırıları, medya vasıtasıyla fâş edilen dedikoduları ve internet üzerinden neşredilen iftiraları kat'iyen tasvip etmiyorum. O türlü neşriyatı çok çirkin, pek kaba ve edepsizce davranışlar olarak kabul ediyorum. Milletvekilleri, Bakanlar ve
Başbakan hakkında, Kara, Hava ve Deniz
Kuvvetleri'nin veya Jandarma'nın başında bulunan komutanlar aleyhinde ya da bütün bunların hepsini komuta eden bir başkana karşı kaynağı belli olmayan bir kısım internet sitelerinde yapılan yayınları, daha doğrusu saldırıları çok alçaltıcı, onur kırıcı, yakışıksız ve sevimsiz buluyorum. Samimi
Müslümanların o türlü çirkinlikleri tasvip edeceklerine ve insanların itibarıyla oynanmasına razı olacaklarına da hiç ihtimal vermiyorum"