Dünyaca ünlü iki edebiyat ustası Günter Grass ile
Yaşar Kemal; Goethe Enstitüsü'nün, '
Avrupa Edebiyatı
Türkiye'de - Türkiye Edebiyatı Avrupa'da' projesinin
İstanbul etkinlikleri kapsamında edebiyat meraklılarıyla bir araya geldi.
Harbiye
Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde, Türkiye-
Almanya Kültür Forumu sözcüsü Osman Okkan ve
oyuncu Mehmet Ali Alabora'nın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşi, Türk ve Almanlardan yoğun ilgi gördü.
Günter Grass ve
Yaşar Kemal; Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu tarafından finanse edilen 'Kültür Köprüleri' programı çerçevesinde gerçekleştirilen projenin, Türkiye'deki son durağı İstanbul'da, bir sohbet gerçekleştirdi.
Program öncesi Almanya'nın Türkiye Büyükelçisi Eckart Kuntz bir konuşma yaptı. Osman Okkan moderatörlüğünde gerçekleşen sohbette edebiyatın iki dev ismi, toplumsal değişimlerin edebiyattaki yansımaları ve bu yansımaların okuyucuda bıraktığı etkiler üzerine görüşlerini katılımcılarla paylaştı.
Yaşar Kemal konuşmasının ilk bölümünde Günter Grass ile nasıl tanıştığını anlattı. Hayatında en mutlu olduğu anları
traktör şoförlüğü yaptığı günler olarak niteleyen Kemal, Günter Grass ile ortak yanlarından bahsetti. "Ben Çukurovalıyım. O da benim gibi
köylü, ikimizde memleketlerimizi bırakmadık, ikimizde köylerimizden devamlı bahsettik" diyen Yaşar Kemal,
gençlik yıllarından kesitler aktardı.
Günter Grass ise, konuşmasında, Yaşar Kemal'e 1997'de Frankfurt Fuarında
ödül vermeyi seve seve kabul ettiğini söyledi. Yaşar Kemal'in kitaplarını okuduğunda kendisini onun memleketlisi olarak hissettiğini ifade eden Günter Grass, şöyle konuştu;
"Yaşar Kemal'in 'Türk edebiyatının okulu cezaevidir' sözü beni çok etkilemişti. O gün, o törende yaptığım konuşmada Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye
silah satmalarına son vermelerini istemiştim. Ön koltuklarda oturan zevatları çok sinirlendirmişti o günkü konuşmam."
CİHAN