Samanyolu Televizyonu bir çok kuruluşa örnek olacak birbirinden kaliteli projelerle geliyor!...
Güz Gülleri
Güzün Solan Güller Samanyolu'nda renkleniyor!...
Güz Gülleri'nde anlatılan, bu
ülkenin en yalın en gerçek hikâyesidir. İyiyle kötünün, mazlumla zalimin akla karanın muharebesinde tüm kılıçların çekildiği bir mücadeleyi sakınmadan, cesur ve minnetsiz söyler. Çünkü artık; güzün solan güller, baharla goncaya duracaktır.
Güz Gülleri'nin öyküsü,
Türkiye'nin, süregelen darbelerle kararmış bir döneminde,
Eylül 1980'de başlar. Sırtını
darbeci sermayeye dayamış Kara Ailesi ile onurlarından ve alın terlerinden başka hiçbir şeyleri olmayan Aydın Ailesi'nin
küçük bir kasabada kesişen hayatları, Aydın Ailesi'nin ve kasabada yaşayan mazlumların, bundan sonraki tüm
yaşamını etkileyecek büyük bir trajediyle noktalanır. Aydın'ların ve mazlumların trajedisi, Kara'ların bayramı olur. Ancak, hikâyemizin kadın kahramanı Meryem Aydın, yaşadığı büyük yıkımlara rağmen evlatlarını, karanlık gölgelerin kirli hesaplarına
kurban etmemek için canını dişine takacak, kan yutup kızılcık şerbetidir diyecek ve İstanbul'a taşınacaktır. Ne ki Kara Ailesi de
1980 darbesi ile iyice zenginleşip, güçlerine güç katmak için İstanbul'a geldiklerinde, bu iki
aile yine karşı karşıya gelecektir. 1980'i, 28 Şubat'a taşıyan süreç, Aydın ve Kara ailelerinin arasında yaşanacak çekişmelerin, aşk çıkmazlarının, yaşam kavgalarının,
iktidar hesaplaşmalarının, mazlum-zalim savaşlarının gölgesinde anlatılacaktır.
Yürek Künyesi
Her yanan yüreğin bir künyesi var… Her künyenin okunmaya değer hikayesi Samanyolu'nda ekranlara geliyor…
Dizimiz 93 yılında güneydoğuda geçmektedir. Terör olaylarının
tavan yaptığı bu yıllarda yurdun dört bir yanındaki ailelere her gün acı haberler ulaşmaktadır. Bölgede askerlik yapan gencecik çocuklar
teröristlerle mücadele ederken, aileleri de evlerinde bin bir acı ve özlemle haberleri takip etmektedirler. Gözyaşı her gün farklı bir evden ama aynı gerekçeyle akmaktadır. Ancak
bölge için göz ardı edilen bir gerçek daha vardır. Anılan bölgede askerler
evet şehit olurken, aynı zamanda bölge halkı da bundan ciddi zararlar görmektedir. Terör onları da vurmakta ve birçok aile paramparça olmaktadır. Evler yakılmakta, insanlar terör ya da devlet yanlısı diye sınıflandırılmakta v
e devlet yanlısı olanlar
teröristler tarafından aileleriyle birlikte öldürülmekte, küçük çocukları zorla dağa çıkarılmaktadır. Hikâyemizin temelini de bu oluşturmaktadır. Bölgede yaşayan bir çocuk (Teğmen Kemal) kazandığı kara harp okuluna giderken geride kalan ailesi teröristler tarafından vahşice katledilir. Geride sadece kahramanımızın küçük kardeşi Zehra kalır. Ancak Zehra teröristler tarafından kaçırılmış ve terörist olmuştur. Hatta Zehra'ya ailesinin askerler tarafından öldürüldüğü yalanı söylenir ve buna inandırılır. Askeri okuldan
mezun olan Teğmen Kemal'in bundan sonraki tek amacı doğup büyüdüğü yerlerde
terörle mücadele etmektir. Tabi birde kız kardeşi Zehra'yı bulmak... Dizinin ana hikayesi kahramanımızın kaçırılan kardeşini araması ve bu sırada başına gelen olaylardır. Kahramanımız bölgeye gidip birliğine katılınca kardeşini aramaya başlar. Bu sırada görev yaptığı köydeki bir kıza
aşık olacaktır. Ne yazıktır ki aynı kıza terörist liderde aşıktır... Dizi de asıl hikâyelerin yanında kahramanımızın komutanı olduğu timdeki askerlerin hikâyeleri de bizim için vazgeçilmezdir. Bu hikâyelerde terörden bir şekilde etkilenen ya da etkilenecek insanların hikâyeleridir.
"denilir ki gelincikler şehitlerin olduğu yerlerde açarmış...
Hepimiz birer gelincik olduk buralarda..."
Kollama
Birileri Türkiye'nin kara kutusu sayılacak bir kitabı çalmıştır. Devletin özenle kozmik odasında sakladığı bu kitapta, geçmişten günümüze Türkiye'nin tarihine yön vermiş suikastların, provokasyonların, komploların failleri, planları, nedenleri tüm detaylarıyla bir bir yazmaktadır. Ama kitabın çalınma nedeni bu değildir. Bu kitap öyle büyük bir sır taşımaktadır ki kitabı ele geçiren yarının Türkiye'sini ele geçirecektir. Kitabın sayfaları arasına Geleceğin Süper Gücü Türkiye satır satır şifrelenmiştir. Devletin kalbine, kara taşın üzerindeki kara karınca gibi yerleşmiş olan Erkenkondu bir yandan,
Vatikan, Mossad, CIA bir yandan; herkes kitabın peşine düşmüştür. Giderek bir
efsane büyür:
Kitap kimine Ergenekondan Çıkış. Kimine Davudun Kılıcı. Kimine Mesih. Kimine Deccal olur.
Elbette Devlet Boş durmaz. İstihbaratın efsane ismi Mazhar Bey'i kitabı bulmak ve ait olduğu yere koymakla vazifelendirir. Mazhar Bey'in bu işi çözeceğine inandığı gizli bir silahı vardır: Yiğit Gündüzalp. Üç ay önce azrailin elinden çekip almıştır onu. Şimdi devletin selameti için gizli operasyonlarla kitabın izini süreceklerdir. Öte yandan Karısının intikamı peşine düşen
Necip'in de kitapla yolu kesişir. Hünerin katilleri kitabın satırları arasındadır. Necip de kitabın peşindedir.
Öyle bir kitap ki kötünün elinde lanet, iyinin elinde rahmet olur…
Öyle bir kitap ki, aramakla bulunmazmış. Ama bulacak olanlar arayanlarmış…
Öyle bir kitap ki henüz yazılmış değil. Henüz okunmuş değil. Mazhar
beyin çökerttiği her Erkenkondu hücresinde, Yiğit'in ve necibin attığı her kurşunda kendini yazmakta bu kitap. Erkenkondu hücre hücre çöktükçe kitap kendini yazmakta, Geleceğin Türkiye'si satır satır oluşmakta.
Belki de bu kitap çalınmış filan değil. Yazılmış hiç değil. Yok bu kitap hiç olmamış. Bu kitap devletin içine çöreklenmiş olan Erkenkondu çetesinin kuyusunu kazımak için uydurulmuş bir oyun.
Bir muamma bu kitap… Bir bilmece… Bir kör düğüm… Ancak bulunduğunda, tabi bulunursa. Ancak okunduğunda, tabi okunursa. Ancak çözüldüğünde tabi çözülürse…
Tek Türkiye
Hiçbir gerçek yarım kalmayı hak etmiyor… Türkiye'nin gerçekleri ekranlara Tek Türkiye adında Samanyolu'nda geliyor…
Lozan anlaşmasından kalan gizli bir
belge vardır. Bu belgede
Güneydoğu Anadolu torakları satılmıştır. Ama belge zaman içinde kaybolmuş ve dış güçler ülke içindeki derin güçleri harekete geçirerek
örgüt vasıtasıyla o belgeye ulaşmaya çalışmaktadır…
Kahramanımız Doktor Tarık, kendisine atılan iftiradan dolayı müebbet hapse mahkûm edilmişti… Oradaki sonunu bildiği için hapishaneden kaçarak mücadelesine illegal bir yapılanmayla devam eder. Ümit erleri adı altında bir yapılanma kurar.
Şivan da bu yapılanmada yerini almıştır… Bu erler ne can, ne mal, ne yar derdindedir… Din, namus, vatan için gözlerini kırpmadan canlarını verecek
yiğitlerdir…
Örgütün peşinde olduğu belgenin sırrı dilsiz olan bir çocukta gizlidir. Ailesi olmayan ve
köylü tarafından himaye edilen bu çocuk örgüt tarafından kaçırılır… Ümit erleri çocuğa çocukla birlikte de Anadolu'nun geleceğini kurtarmak için mücadele eder…
Bu bağlamda örgütün ve derin güçlerin bölge üzerindeki oyunları devam edecektir. Köylere baskınlar düzenler, bölge halkı üzerindeki etkilerini devam ettirmeye çalışırlar…
Tarık hafızasını kaybedince olayların ve işleyişin seyri değişecek ve derin güçlerin planları tersine dönecektir…
Samanyolu Televizyonunun projeleri bunlarla sınırlı değil… Hazırlık aşamasında ve el altında tutulan projeleri de yakında sevenleri ile buluşacak…