Prof. Dr. Hayati Hökelekli, popüler kültürün malzemesinin hayal, yönteminin de sansasyon ve
manipülasyon olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Hökelekli,
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın aylık dergisinde yayınlanan ''Gençlik ve Popüler
Kültür'' konulu makalesinde, popüler kültürün en önemli özelliğinin, cinsellik, şiddet, eğlence ve
spor gibi ''geniş kitleleri oyalama ve eğlendirme'' amacına yönelik ürünlere yer vermesi olduğunu belirtti.
Modern
iletişim araçları aracılığıyla kitlelere
sanal bir dünya ve kurgusal bir gerçeklik sunulduğunu, gerçekte ise
tüketim ve israf ekonomisinin körüklendiğini dile getiren Hökelekli, şunları kaydetti:
''Popüler kültür, ulusal sınırları aşan ve dünyanın birçok yerine yayılmış, ortak fikir,
marka, hikaye ve kahramanlarıyla farklı
ülke insanları arasındaki sınırları yok ederek,
tek tip düşünen, giyinen, aynı şeylerden zevk alan insanlar meydana getirir. Popüler kültürün malzemesi hayal, yöntemi de sansasyon ve manipülasyondur. 'Önce cezbet, sonra ikna et' mantığıyla kişilerin direnme ve
savunma güçlerini yok etmekle işe koyulur. Günlük hayatın sıkıntılarından kendisini kurtarmak isteyenler için yapay bir mutluluk kaynağıdır.''
FUTBOL, MÜZİK
Popüler kültürün en etkili araçlarından birinin
futbol ve benzeri seyirlik sporlar olduğunu ifade eden Hökelekli, ''Centilmenlik ve kardeşçe yarışma duygusunu geliştirme iddiasını taşıyan günümüz kitle sporlarının her biri, çoğu zaman derin düşmanlıklar ve fanatizmler üretmektedir'' dedi.
Günümüzde
gençlerin büyük çoğunluğunun
müzikle ilgilendiğine işaret eden Hökelekli, gençleri coşturan günümüz müzik tarzlarının ve çeşitlerinin,
estetik zevkleri geliştirmediğini ve ruhsal yücelmeye
hizmet etmediğini savundu. Hökelekli, gençlerin bilinçaltının, ''müzik parçaları ile sunulan ve genelde şiddet ve cinsellik içeren mesajların bombardımanına maruz kaldığını'' vurgulayarak, bazı müzik türlerinin kişilerin içindeki menfi duyguları harekete geçirdiğinin ve saldırganlık düzeyini arttırdığının bilimsel araştırmalarla ispatlandığını kaydetti.
UYGARLIĞIMIZIN BUNALIMLI YANILSAMASI
Kitlelerin popüler kültürün alıcısı değil, ''kurbanı ya da bağımlısı'' durumunda olduğunu ifade eden Hökelekli, düşünme, değerlendirme ve seçmeye değil hoşlanma ve iyi
vakit geçirmeye dayalı bir ilişkinin söz konusu olduğunu belirtti.
Popüler kültür programlarının birçoğunun, olumsuz bir kadercilik ve boşvermişlikle her şeyi mubah gören kaba hazcılığı empoze ettiğini savunan Hökelekli, ''Bu özellikleriyle popüler kültür, ergenlikteki kimlik ve kişilik arayışına kaynak olan, genç insanın yücelmesi ve olgunlaşmasına hizmet eden milli kültürün tam karşıtıdır. O, uygarlığımızın bunalımlı bir yanılsamasıdır'' dedi.
Hökelekli, kimlik arayışı ve bocalaması içindeki gençlerin, kendisine benzeyebileceği üstün bir
model aradığına dikkati çekerek, gençlerin hayallerini süsleyen sanatçıların, mankenlerin, sporcuların özel hayatlarının en mahrem yönleriyle sunulmasını eleştirdi. Aşk, evlilik, dostluk, sadakat, namus gibi değerlerin önemini gözden düşüren üslup ve yaklaşımlara çokça yer verildiğini savunan Hökelekli, bu durumun kısa süren evliliklerin ve boşanmaların artmasına neden olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Hayati Hökelekli, gençlerin içinde yaşadıkları kültürlere yabancılaşmasının önlenmesi için onları yüksek ideallere yönlendirici, milli ve manevi değerleri sevdirip benimsetici çalışmalara hız verilmesinin önemine işaret etti.