Hocaefendi'nin yorumunlarını içeren bir fragman hazırlayan Şimşek, "sinemaya yolu düşen insanlardansanız, “Birleşen Gönüller”i mutlaka seyretmeli, dahası dost ve arkadaşlarınızı, hatta bütün bütün şartlanmış olmayan tanıdıklarınızı da yanınıza alarak onlara da bir seyir ziyafeti sunmalısınız" ifadelerini kullandı.
İşte Osman Şimşek'in kaleminden Fethullah Gülen Hocaefendi’nin “Birleşen Gönüller” filminin değerlendirmesi
“Birleşen Gönüller” ve Fethullah Gülen Hocaefendi’nin Değerlendirmesi
Muhterem mütefekkir A. Turan Alkan Bey’in “Mendiller fora!” başlıklı yazısını okuyunca, bir kerecik ve azıcık mübalağa yapılmış olabileceği ihtimali bir esinti gibi geçip gitmişti zihnimden; hayır uzun süreli ağırlamamıştım suizan barındıran o düşünceyi, yine de daha o an kendimi levmetmiştim. Sonra da pek çok ciddi insanın, içinde “mendil” zikredilen ve hazırlıklı olma tavsiyesi içeren cümlelerine şahit olmuştum. Merakım bir hayli artmıştı ki, dostlar imdada yetişti.
Fethullah Gülen Hocaefendi’den 'Birleşen Gönüller' filminin değerlendirmesi |
“Birleşen Gönüller” yapımcıları ellerinde DVD ile geliverdiler ve hem muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi hem de bizim için filmi izleme imkânı sundular.
İtiraf etmeliyim ki, seyretmeye başlar başlamaz bu filmden dolayı kendimi bir kere daha kınadım; zira nasıl olduysa “bir aşk filmi” şayiasını duymuş ve çok alakadar olmamıştım. Evet, bir yönüyle sahiden bir aşk filmiydi seyrettiğim ama bilhassa çağımızın insanlarını kasıp kavuran şehevi ve cismani bir tutku anlatılmıyordu Birleşen Gönüller’de. Kendimize has romantizmimizin tatlı desenleri de vardı fakat ondan daha çok aşk-ı hakiki, vefa, sadakat, adanmışlık, sabır ve ümit nakışlarıyla işlenmiş bir sanat eseri buldum karşımda. Bizim Zümrüd-ü Anka’mızın destanını izledim adeta.
Diğer arkadaşlarım gibi ben de muhterem Hocamızın yorumunu heyecanla bekledim. Hocaefendi, filmde alınması gerekli olan pek çok ibret bulunduğunu hatırlatmakla beraber özellikle eşler ve diğer aile fertleri arasındaki sevgi, sadakat ve vefa mevzuu üzerinde durdu. Günümüzde çiftlerin çok küçük problemlerden dolayı birbirlerine tahammül edemediklerini ve ayrılma yoluna girdiklerini ifade edip bazen istişare gereği bu konudaki örnekleri dinlemek zorunda kalınca kalbine bıçak saplanmış gibi acı duyduğunu belirtti. Hocamız, “Birleşen Gönüller”de işlenen muhabbet, sadakat ve vefanın sadece ailenin değil aslında bir toplumun da vesile-i necâtı sayılabileceğini dile getirdi.
Muhterem Hocamız bugün ikindi namazından sonraki hasbihalinde de bir ara sözü Birleşen Gönüller’e getirdi. Filmi seyrettiğim âna kadarki alakasızlığıma bir kefaret olması dileğiyle, acemice de olsa, Hocamızın yorumlarını da içeren bir fragman hazırladım. Onu arz etmeden evvel şöyle seslenmek istiyorum: Sinemaya hiç gitmeyen dostlara sözüm yok; mukarrebîn için mâlâyânî olan hususların çerçevesi farklıdır; mâsivâ ile meşguliyetin en küçüğünden dahi içtinap eden insanların ellerinden öperim. Fakat şayet kimi zaman sinemaya da yolu düşen insanlardansanız, “Birleşen Gönüller”i mutlaka seyretmeli, dahası dost ve arkadaşlarınızı, hatta bütün bütün şartlanmış olmayan tanıdıklarınızı da yanınıza alarak onlara da bir seyir ziyafeti sunmalısınız.
Bilmem ki “bütün bütün şartlanmış olmayan” kaydı zaid mi oldu? Ne demişti A. Turan Alkan Beyefendi:
“Alın size açık istihbarat eey savcılar! Seyircisi artsın diye söylemiyorum, gişe rekorları kırmasını da beklemiyorum ama bugünlerde vatan hainliğinden casusluğa, şeytanın art bacaklığından virütik salgın hastalığa kadar benzetilmedik melânet bırakılmayan bir topluluğun temel motivasyonlarını anlamak isteyenler için en kestirme yol budur; en yakın sinemaya gidip Birleşen Gönüller’i seyretmek ve sonra başını ellerinin arasına alıp, “Ömrüm boyunca kendimi bu kadar yürekten adadığım bir dâvâm oldu mu hiç benim?” diye nefis hesaplaşmasına girmek…”
Osman Şimşek