8. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal,
Türkiye'nin
demokrasi tarihine damgasını vurdu. Ekonomik ve sosyal alanda gerçekleştirdiği reformların önemi yeni yeni anlaşılıyor.
Vefatının üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen halkının gönlündeki yerini de muhafaza ediyor. Yıllar geçtikçe ona duyulan sevgi büyüyor.
Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği, bu çerçevede kapsamlı bir belgesel hazırladı. TRT'de yayınlanması planlanan "Yeni Türkiye'nin Mimarı" adlı çalışmada, Türkiye'nin tanınmış 40 ünlü isminin anıları ışığında Özal portresi çiziliyor. 9. Cumhurbaşkanı Kenan
Evren, Özal ile yaşadığı tarihî kucaklaşmayı;
Semra Özal 24 Ocak
ekonomik kararları hazırlanırken evde yaşanan aksaklıkları; yakın çalışma arkadaşları
yönetim anlayışını; işadamları ekonomik konulardaki cesaretini;
eğitim gönüllüleri yurtdışındaki Türk okullarına verdiği desteği anlatıyor. Turgut Özal Düşünce Derneği ile Samanyolu Televizyonu'nun ortaklaşa yürüttüğü proje, 1,5 yıllık titiz bir çalışmanın ardından tamamlandı. Her bir ismin 40 dakika konuştuğu belgeselin sunumunu gazeteci
Mehmet Barlas yapıyor. 480 dakikalık belgeselin müziklerini ise
sanatçı Erhan Güleryüz hazırladı. Gala, 17
Mart'ta Ankara'da yapılacak. Galaya, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de katılması bekleniyor. Turgut Özal Düşünce Derneği Başkan Yardımcısı Galip
Demirel, projeyi "Bilinmeyen birçok konuya dokunuyor." diye özetliyor. Çalışmanın gelecek kuşaklar için ansiklopedi niteliği taşıdığını vurguluyor.
17 Mart'ta galası yapılacak belgeselden notlar...
Semra Özal (Eşi): Turgut,
12 Mart 1971 günü planlama müsteşarı olarak İsviçre'ye toplantıya gidiyordu. Bagajıyla birlikte uçağa bindiğinde askerler yanına gelerek, 'Kırmızı pasaportla artık bir yere gidemezsin, devrim oldu.' diyerek uçaktan indirmişler. Bu hadise ona çok dokundu... 24 Ocak kararlarının hazırlanışı bizim evde oldu. Çünkü Baş
bakanlık'ta bile soğuktan paltoyla oturuyorlardı. O derece yokluk içerisindeydi
ülke. Evde çalışırken
ampul patladığı zaman öbür odalardan ampul getiriyordum.
Kenan Evren (12 Eylül darbesi lideri, eski Cumhurbaşkanı): Özal'ı Köşk'te kabul ettim. Yanıma yanaştı tokalaştık. Sonra beni kendine doğru çekti ve öpüştük. Aklımda sarılıp öpüşmek yoktu. Ama sıcak bir
diyalog oldu. Özal'la başbakanlığı süresinde beraber çok iyi ve uyumlu bir şekilde çalıştık. Çok çalışkandı... Zaman zaman bazı anlaşmazlıklar oluyordu ama birbirimizi daima kollardık.
Ekrem Pakdemirli (Eski bakanı): Bana göre Devlet Planlama Teşkilatı ve devam eden süreçte Demirel'in arkasındaki güçtü. Demirel'in akıldanesi Özal ve arkadaşlarıydı.
Ahmet Özal (Oğlu): Babamı
kalp ameliyatından sonra hastaneden çıkarırken, "ölürsem olacaklardan kendim sorumluyum" diye yazı aldılar. İşte o şartlarda Paris'e gidip Avrupalılarla sabahlara kadar pazarlık etti.
Mehmet Keçeciler (Eski bakanı): Demirel, Turgut Bey'in parti kurmasını, başbakan olmasını,
cumhurbaşkanı olmasını hiçbir zaman hazmedememiştir.
Abdulkadir Aksu (Eski bakan): Özal, aklına bir şey gelirse gecenin ikisi üçü hiç fark etmez, bize, bürokratlara, müsteşarlara, genel müdürlere, belediye başkanlarına
telefon açardı. GAP'a önem verdiğinin belgesi olarak
Bakanlar Kurulu toplantısını
Atatürk Barajı'nda yaptı.
Galip Demirel (Eski milletvekili): Turgut Bey, hiçbir zaman emir veren bir lider pozisyonuna girmemiştir. Hep arkadaşça; ama ikna edici olmuştur.
Fecri Alparslan (Eski milletvekili): En önemli özelliklerinden biri vatandaşları gördüğü yerde araçtan inerek onlarla konuşmasıydı.
Vahit Erdem (Eski Savunma Sanayii Müsteşarı): Özal, gerçekten herkesin o anda düşünemeyeceği, size ilk bakışta ters gelen ama sonradan doğru olduğunu anladığınız çok büyük bir vizyona sahipti. Askerler ona saygı duyuyorlardı. Çünkü bilgi otoritesi mükemmeldi. Özal, TSK'yı en çağdaş ve en
modern silahlarla donattı. Bir
Hava Kuvvetleri komutanı bana, "Türkiye Cumhuriyeti'nde Atatürk'ten sonra gelmiş en büyük lider Özal." dedi.
Hasan Celal Güzel (Eski bakanı): Turgut Bey, Milli
İstihbarat Teşkilatı ve Emniyet'in tahsisatlarını artırmada cimri olmamıştır. "Türkiye'nin güvenliği için ne isterseniz veririm" demiştir. Diğer taraftan, mümkün olduğu kadar bu kurumların anti-demokratik ilişkilerini kesmeye çalışmıştır.
Zeynel Abidin Erdem (İşadamı): Bugün halkın unuttuğu yeniliklerin hepsi Turgut Bey sayesinde gerçekleşti.
Kaya Toperi (Eski cumhurbaşkanlığı sözcüsü): Özal, her zaman Allah'ın dediği olur derdi. ABD'de
prostat kanseri teşhisi kondu. Biz hepimiz bitap durumdayken o son derece cesurdu.
Şerif Ali Tekalan (Eski YÖK üyesi): Son Orta
Asya ziyaretinde Azerbaycan'daydık. Özal bana; "Şerif Ali bey, ben bu gezide Hocaefendi'nin teşvikleriyle yapılan çok güzellikler gördüm, kendisiyle bunlarla ilgili konuşmak isterim,
döner dönmez
Fethullah Gülen Hocaefendi'yle bir görüşsek, benim bu isteğimi kendisini iletir misiniz?" dedi.
Cemil Çiçek (Eski bakanı): Özal
dindar bir insandı. Bu ülkede en önemli reformları, halkla bu anlamda en kalbi yakınlığı ancak toplumun inancıyla ters düşmemiş insanlar başarmıştır. Sayın Cavit Kavak sol, ben sağ kulvarda yer alıyorduk. Özal bizi bir araya getirdi; "Kavga edeceğinize somut sorunlara kim ne katkı verir bunu tartışın." dedi.
İhsan Doğramacı (Eski YÖK başkanı): Özal'dan önce cebinde on doları olanı hapsederlerdi. Çünkü dolar bulundurmak yasaktı. Şimdi cebinde
kredi kartıyla istediğin yere git. Özal, reformcuydu, cesurdu.
Engin Güner (Özel kalem müdürü): Özal, Musul ve
Kerkük konusunda "Biz de masada olalım,
Amerika,
İngiltere,
Fransa masada oturuyor da ben neden oturmayayım." diyordu.
ZAMAN