Diyanetten tüp bebek fetvası

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem, normal yollardan çocuk sahibi olamayan eşlerin mikroenjeksiyon, klonlama gibi yöntemleri kullanmalarının dinen sakıncası

Diyanetten tüp bebek fetvası

Yeprem, ancak İslam dininin, sperm, yumurta ve rahimden birinin karı-koca dışında başka bir şahsa ait olmasına olumlu bakmadığını belirtti. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi de olan Yeprem'in, tüp bebek, kök hücre, kürtaj, yumurta ve spermin dondurulması ve bağışlanması, cinsiyet seçimi gibi konulardaki değerlendirmeleri şöyle: -Genetik tanı: Bebekte ortaya çıkabilecek ve yaşamın devamını imkansız hale getirecek nitelikteki bazı hastalıkların ana rahmine yerleştirilmeden önce bulunup, gerekli tedbirlerin alınmasını mümkün kılan genetik tarama testleri, embriyonun zarar görmesine ve itlaf edilmesine yol açmamak kaydıyla, bilimsel araştırmalar dışında, tıbbi gerekler çerçevesinde kullanılabilir. -Tüp bebek: İslam alimleri, normal yoldan çocuk sahibi olamayan aile birliği içindeki nikahlı eşlerin, kocanın spermiyle kadının yumurtasının çeşitli yöntemlerle laboratuvarda döllendirilmesiyle elde edilen embriyonun kadının rahmine yerleştirilmesi sonucu çocuk sahibi olmalarını olumlu karşılamıştır. Ancak, tüp bebek uygulamasında, belirlenen bu standartların dışına çıkılarak araya yabancı unsur sokulmasına, yani sperm, yumurta ve rahimden birinin karı-koca dışında başka bir şahsa ait olmasına olumlu bakılmamaktadır. Tüp bebek uygulamasında mümkünse ihtiyaçtan fazla yumurta döllenmemelidir. Aksi halde artanların imhası dini yönden sakıncalı olacaktır. Tıbbi zorunluluk ve teknik imkansızlıklar nedeniyle elde edilmek istenen bebek sayısından fazla embriyo oluşturulması gerektiğinde, bu sayı minimumda tutulmalı ve artanlar itlaf edilmek yerine kök hücre çalışmalarına tahsis edilmelidir. Anne karnına nakledilen hücrelere tıbbi zaruret dışında kesinlikle müdahale edilmemelidir. NİKAH BİRLİĞİ -Yumurta-sperm ve embriyoların dondurulması ve bağışlanması: Tıbbi gereklilik ve zorunluluklar nedeniyle dondurularak saklanan yumurta veya yumurtalık dokuları ilerde iyileşmeleri durumunda yine aynı kadınlara verilecekse bu dini açıdan bir sakınca teşkil etmez. Ancak bunların başka kadınlara nakledilmesi uygun değildir. Nikah birliği içinde materyalleri eşlerden temin edilip döllendirilerek dondurulan embriyoların aynı çift tarafından nikah birliği içinde hayattayken kullanılmasında sakınca yok. Bunların nikah birliği dışındaki bir başka aile tarafından kullanılması veya bir başka kadında doğumun gerçekleşmesi İslam dinince olumlu görülmüyor. Dondurulan embriyo veya spermlerin eşlerden erkeğin vefatı veya boşanma durumunda dinin öngördüğü azami bekleme süresi içinde (iddet veya en fazla hamilelik süresi) kadın tarafından kullanılmasında sakınca olmadığı düşünülebilir. Eşini kaybeden kadının başka biriyle evlenmesi halinde bunun geçerli olmayacağı veya kadın evlenmese bile 9 aylık süreden sonra ölen eşinin spermini veya önceden hazırlanmış embriyoyu kullanması konusunda ilk başta olumsuz görüş akla gelse de konunun tüm boyutlarının İslam alimlerince tartışılmaya değer olduğu açıktır. ''...SONUÇLARI ÇOK YAYGIN SOSYAL BİR FELAKETTİR'' Erkek bankaya spermini ilerde nikahlı eşinin rahmine tüp bebek yöntemiyle yerleştirilip gebe kalmasını sağlamak amacıyla verecekse, bu uygulamaya zaruret durumlarında başvurulabilir. Ancak bankada toplanan spermler daha sonra talepte bulunacak diğer kadınlara verilecekse bu doğru olmaz. Bu çocuğun nesebinin sahih olmamasını, nesep karışıklığını doğuracaktır. Kısacası sperm bankasına sperm vermek-almak, yumurta bankasına yumurta vermek-almak, embriyo bankasına embriyo vermek-almak (nikahlı eşler arasındaki alışveriş hariç) dinin yasakları kapsamında olmanın ötesinde, aynı zamanda sonuçları çok yaygın sosyal bir felakettir. KÖK HÜCRE -Kök hücre ve tedavi amaçlı kullanımı: Hangi şekilde olursa olsun insana, çevreye, ekolojik dengeye ve topluma zarar vermemek kaydıyla genler üzerinde biyolojik ve tıbbi nitelikli çalışmalar yapmak İslam açısından bir sakınca taşımamaktadır. İnsana ontolojik varlık olarak hayatiyetinin ilk anından itibaren bir birey olarak saygı duyulmalı, hukuki hakları tanınmalı ve asla ihlal edilmemelidir. Bu itibarla embriyonik kök hücrelerin değil de vücudun organlarından alınan özelleşmiş yetişkin kök hücrelerin aynı fonksiyonu icra edebileceğine dair yapılan çalışmalar olumlu sonuç verir de bunların tedavi amaçlı kullanımı mümkün hale gelirse, insan olma potansiyeli taşıyan embriyonik kök hücrelerin birer yedek parça gibi kullanımı söz konusu olmaz. Ancak, bunun mümkün olmaması durumunda ve başka tedavi imkanının bulunmaması halinde, ticari ve her türlü kötü amaçlı kullanımı engelleyici tedbirleri almak kaydıyla tüp bebekten arta kalan hücrelerin tedavi amaçlı kullanılabileceği söylenebilir. CİNSİYET SEÇİMİ VE KÜRTAJ -Cinsiyet seçimi: Doğacak çocukların cinsiyetinin seçilerek belirlenmesi, şimdiden öngörülemeyecek birçok demografik ve ekolojik sorunlar doğurabileceği, ayrıca cinsiyetlerin dağılımı konusunda var olan dengenin bozulmasına yol açabileceği için, herhangi bir zorunluluk olmadıkça yapılması dinen uygun değildir. -Kürtaj: Gebeliği önleyici tedbirlere başvurarak doğumu kontrol altında bulundurmak, istenmeyen durumlarda gebeliğe engel olmak mümkündür. Ancak, gebelikten sonra annenin hayati tehlikesi gibi haklı, kesin ve meşru bir zaruret olmaksızın düşürmek veya aldırmak (kürtaj) yoluyla bir canlının hayatına son verilmesi, İslam dinince kabul edilebilir nitelikte değildir.
<< Önceki Haber Diyanetten tüp bebek fetvası Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER