Diyanet'in hac ibadetini dinî kurallara ve usulüne uygun yaptırmadığını öne süren
İzmirli hacılar, 'kandırıldıkları' iddiasıyla Diyanet'e
dava açtı.
İzmir Asliye Hukuk Hakimliği'ne verilen dava dilekçesinde, acente ve Diyanet görevlilerinin hiçbir mazeret göstermeden hacılara
Müzdelife Vakfesi'ni yanlış yerde yaptırdığı ileri sürülüyor.
İlginç dava 2006 yılının başında eşi ve bir arkadaşı ile hacca giden
avukat Nihat Osmanoğlu'nun şikâyetiyle başladı. Haccın önemli ibadetlerinden biri olan Müzdelife Vakfesi'nin yanlış yerde yaptırıldığını fark eden Osmanoğlu,
kafile başkanına yaptığı itirazdan sonuç alamayınca durumu hac dönüşü Diyanet'e bildirdi. Osmanoğlu'nun şikâyeti üzerine Diyanet, konunun incelenmesi için iki
müfettiş görevlendirdi. Olay mahallinde
keşif yapan müfettişler, 45 hacıya Müzdelife Vakfesi'nin yanlış yerde yaptırıldığını tespit etti. Müfettişler, vakfenin
Mina sınırları içinde yapıldığını teyit eden
tutanak tuttu. Diyanet müfettişlerinin
raporunda Müzdelife vakfesinin, yapılması gereken yerden bin 750 metre daha uzakta, yani Müzdelife bölgesi dışında yaptırıldığı belirtiliyor. Ancak Diyanet, müfettişlerin raporuna rağmen sorumlular hakkında
soruşturma açmadı.
Bakanlıklar arası Hac ve Umre Kurulu da vakfe sırasında hacıları başka bir bölgedeki çadırda tutan yetkili acentenin cezalandırılmasına gerek olmadığına karar verdi. Ayrıca hacılara Müzdelife Vakfesi'nin yerine getirildiğine ilişkin bir
fetva gönderildi. Bunun üzerine Nihat Osmanoğlu, hac ibadetinin usulüne göre yapılmadığı ve hacıların kandırıldığı iddiasıyla Diyanet'e ve Hilal
Turizm şirketine dava açtı. Davacı Osmanoğlu, "Diyanetin müfettişleri, vakfenin yanlış yerde yapıldığını rapor ediyor. Ama Diyanet, vakfenin yerine getirildiğini söylüyor. Müzdelife Vakfesi'nin usulüne uygun şekli; ilgili namazların cem edilerek kılınması, niyet ve vakfe duasının Müzdelife sınırları içinde yapılmasıdır." diye eleştirdi.
Hilal Turizm Şirketi'nin sahibi Nebil Çelebi, Müzdelife Vakfesi'nin yanlış yerde yaptırıldığı iddialarını reddediyor. Çelebi, "Bizim kafilemiz 27 nolu çadırda yer alıyordu. Biz en gerideydik. Ancak hacılar tepede vakfe yapmak istedi. Bizim oraya gitmemiz mümkün değildi." dedi. Çelebi, hacıların kafalarında soru işareti kalmasına karşı Diyanet'in 'hac ibadetinin yerine getirildiğine' ilişkin fetvasının olduğunu kaydetti. Diyanet yetkilileri ise olayın yargıya taşındığı gerekçesi ile herhangi bir açıklamada bulunmadı.
Müzdelife Vakfesi'nin haccın vaciplerinden biri olduğunu söyleyen
Çukurova Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Ali Osman Ateş, "
Hac ibadeti için tahsis edilen özel mekânlar ve özel bir zaman dilimi vardır. Bu ibadeti, bu zaman dilimi içinde ve belirlenen mekânlardaki görevleri yaparak yerine getirmek icap eder. Bilerek veya bilmeyerek bir vâcibi vaktinde ve yerinde yapmayan kimseye ceza gerekir. Ancak hastalık, yaşlılık ve kalabalık gibi bir özürden dolayı bu vaciplerden birisi terk edildiği zaman herhangi bir şey lazım gelmez." diyor.
Müzdelife Vakfesi haccın vaciplerinden
Müzdelife,
Arafat ile Mina arasında ve Harem sınırları içinde kalan bir bölgenin adıdır ve sınırları levhalarla belirtilmiştir. Müzdelife'de vakfe yapmak haccın vaciplerindendir. Müzdelife Vakfesi, bayram gecesi, gece yarısından itibaren güneşin doğuşuna kadarki süre içerisinde yapılır. Bu süre içinde her ne halde olursa olsun kısa bir an burada bulunan kimse vakfe görevini yerine getirmiş sayılır.
Zaman