Mustafa Kemal Atatürk tarafından, geleneksel Türk sanatının, milli kültürünün korunup yaşatılması ve geliştirilmesi amacıyla kurulan olgunlaşma enstitüleri, Osmanlıdan gelen geleneksel mutfak kültürünün de gelecek nesillere yozlaşmadan aktarılmasına
hizmet ediyor.
1972-73 eğitim-
öğretim yılında hizmete giren ve
giyim,
hazır giyim, nakış, resim, el sanatları, cilt bakımı kuaförlük bölümlerinin yanı sıra ev yönetimi ve beslenme bölümüyle hizmet veren
Adana Olgunlaşma Enstitüsü'nün tüm katları adeta ''nostalji'' kokuyor.
Enstitü Müdürü İkmal Kalın,ev yönetimi ve beslenme bölümüne gelen kursiyerlerin, usta öğreticiler nezaretinde, dünyanın en büyük 5 mutfağından biri olan Türk mutfağının, fast-food ve
yabancı mutfak kültürü karşısında yozlaşmaması için çaba harcadığını bildirdi.
Kalın, Türklerin, Osmanlıdan gelen zengin bir mutfak kültürüne sahip olduğunu belirterek, ''Türk mutfağı özen,
sabır ve büyük
emek ister. Kolaycılık karşısında bu kültürün varlığını sürdüremeyiz. Kursiyerlerimizi bu bilinçle eğitiyoruz'' dedi.
Türk mutfak kültürünün açık büfe kültürü ve ayak üstü beslenme alışkanlığı nedeniyle yozlaşmasına karşı herkesin mücadele vermesi gerektiğini ifade eden Kalın, şunları söyledi:
''
Avrupa bizim mutfak kültürümüzü orada yaşayanlarımızın, Mc Donalds karşısındaki
döner kebap imajı ile tanıyor. Bu yanlış tanıtıma ne yazık ki Avrupa'da çok az sayıda doğru mutfak temsilcilerimiz
cevap vermeye çalışıyor. Onları birer kahraman olarak görüyoruz. Bu kahramanların sayısını
yurt içinde de yurt dışında da artırmalıyız.''
Kalın, ev yönetimi ve beslenme bölümünden 2 yılda
mezun olan öğrencilerin, Türk mutfağının zengin kültürünü öğrenip, Türk damak tadını korumaya aldıklarını vurgulayarak, ''Mezun öğrencilerimiz, öğrendiklerini evlerinde uyguladıkları gibi
restoran ve pastahanelerde rahatlıkla iş bulabiliyor veya kendi işlerini kurabiliyorlar'' dedi.