Cevşen, Efendimiz'in Cenab-ı
Allah'a bin bir ismi ile yaptığı münacatıdır. Cevşen'i okuyan, Peygamberimiz'in yaptığı münacatı yapıyor demektir.
Yüce Allah Kur'an'ı Kerim'de 'Esmaü'l-Hüsna (güzel isimler) Allah'a aittir. O halde O'na onlarla
dua edin' buyurarak en makbul duanın Esmaü'l-Hüsna ile yapılan dua olduğunu ifade buyuruyor. Kullarını özellikle Esmaü'l-Hüsna ile dua etmeye davet ediyor. Tevhidi, korumayı, tefekkürü ve hidayeti barındıran Cevşen-i Kebir duası da Cenab-ı Hakk'ın bin bir ismi ve sıfatını ihtiva ediyor. İlahiyatçı yazar Kenan Demirtaş, Cenab-ı Hakk'ın Cevşen-i Kebir'de geçen isimlerinin Kur'an'ın fezleke cümleleri olduğunu söylüyor.
İmam Gazali Hazretleri,
Bediüzzaman Said
Nursi Hazretleri gibi büyük zatlar Cevşen'i sürekli okumuş ve
tavsiye etmiştir.
Bediüzzaman Hazretleri Cevşen-i Kebir'de yer alan isimlerle Risale-i Nur'u yazdığını ve o isimlerin feyziyle Kur'an'ı
tefsir ettiğini belirtiyor. Cevşen'in fazileti ve sevabının diğer dualara göre daha fazla olduğunu söyleyen Kenan Demirtaş, Rabb'imizi de en doğru şekilde tanımayı sağladığını ifade ediyor.
Demirtaş, "Kur'ân-ı Kerîm, bir olayı yahut herhangi bir konuyu anlatırken sonunda Esmâü'l-Hüsnâ'dan bir veya birkaç ismi zikreder. O olayın tesadüfen meydana gelmediğini belirtir. Böylece bütün olayları ve konuları Esmâ-i Hüsnâ'nın tecellî kanunlarına bağlar. Veya o olayı öyle anlatır ki, herhangi bir isim belirtmese bile
akıl o ismi az bir gayretle bulabilir. Ayetlerin sonlarında isimlerin geçtiği bu
özet cümlelere fezleke denir. Cevşen'de yer alan isimler de Kur'an'ın fezleke cümleleridir." diyor.
CEVŞEN paylaşarak okunabilir
Kenan Demirtaş, Cevşen'in tercümelerden okunmasına sıcak bakmıyor. Demirtaş, aslından istifade edilecek nur, feyiz ve bereketin asla tercümelerden elde edilemeyeceğine dikkat çekiyor. Tercümelerin o isimlerin ve unvanların ancak kısa mealleri olabileceğini belirten Demirtaş "O feyiz, okuyanın aklına ve gönlüne büyük güneşten yansıyan basit bir parıltıdan başka bir şey değildir. Güneşi bırakıp basit bir parıltı ile yetinmek akıl kârı olamaz. Cevşeni her gün düzenli okumalı,
Türkçe manasını da anlayarak tefekkür etmeli. Cevşenin bereketinden istifade etmek için arkadaşlarınız arasında da pay edebilirsiniz.
Kur'ân'ın hakikî ve tam bir münacatıdır
"Gümüşhanevî gibi bir büyük veli ve Bedîüzzaman gibi bir sahip-kıran, Cevşen'i kabullenip onun vird edinmişlerdir. Cevşen'in kaynağındaki kuvvet ve kudsiyete ait başka hiçbir
delil ve bürhân olmasa, sadece isimlerini verdiğimiz büyüklerin bu kabullenişleri ve yüz binlerce insanın Cevşen'e gönülden bağlanıp değer atfetmeleri bile bir değer ifade eder." "Cevşen'in asgarî vasfı onun halisane yapılmış bir duâ olmasıdır. Onun hangi cümle ve kelimesi ele alınırsa alınsın, damla damla ihlâs ve samimiyet yüklü duâ damlar. Başka hiçbir özelliği bulunmasa, sadece onun bu özelliği bile, Cevşen'e bir değer ve kıymet atfetmek için yeterli bir sebeptir." Bediüzzaman Hazretleri "el-Cevşen'ül-Kebîr"e dikkatleri çekmiş ve şu müthiş tespitte bulunmuştur: Cevşen, Kur'ân'ın hakikî ve tam bir münacatı, Kur'ân'dan çıkan bir hülasasıdır. Cevşen, en hakiki insan-ı kâmil olan Peygamber Efendimiz'in (aleyhissalatu vesselâm) Allah'a bin bir ismiyle yaptığı bir münacattır, ateşten (cehennemden) istiâzedir, sığınmadır.