Yapı malzemelerinin dayanıklılığı üzerine yapılan hesaplamalar, içi boş boruların, dolu çubuklar kadar dayanıklı olduğu neticesini vermiştir. Aynı tarz hesaplar içi boş bitki saplarının, bükülebilme ve dayanıklılık yönünden yapı malzemelerinden çok üstün olduğunu göstermiştir.
Gökdelenlerin yükseklikleri, oturtuldukları sahanın bir kenarının 11 katı kadar olabilir. Oysa bir
buğday başağının sapı 3 ila 5 mm çapında, yüksekliği de 1500-2000 mm arasındadır. Bu yükseklik ise bir kenar hükmündeki çapın 11 değil 500 katıdır. Burada, şuurlu insanın dizdiği yapılışlarından çok üstün dayanıklılığı, buğday sapına kim vermiştir ve vermektedir? Şuursuz
doğa mı, kör tesadüf mü! Bir başka yönüyle bütün ot ve ağaçlardaki yaprakların türlü türlü muntazam şekil ve damarları, bunların teşkili ve birçok fayda için eğri büğrü sınırlarda durmaları, yüce bir ilim ve bir kudret elinin tasarrufunu göstermiyor mu?
Mühendislik ekonomisi yönünden yeryüzünü yaz zamanında seyredip görüyoruz ki; eşyanın yaratılışında karışıklık ve intizamsızlığa sebep olan bolluk, gayet derecede bir düzgünlük içinde görünüyor. Bütün bunlar, belli bir ahenkle işleyen kâinatın plân ve programcısının ne kadar kudretli olduğunu görmeyenlere dahi göstermektedir.
Bugün