Bir babanın profesör oğluna mektubu

Son mektubunu aldım...

Bir babanın profesör oğluna mektubu

Durumunu düzeltmiş olup üniversite yurtlarına yerleşmiş olman, artık fakülteye pürüzsüz bir şekilde kaydolmuş olman bizi çok sevindirmiştir. Ders durumu hakkında vermiş olduğun bilgi de ayrıca memnuniyetimi mucip olmuştur. Bu arada her zaman olduğu gibi yine bir gerçeği anlatmam gerekiyor. Bu dünyada elde ettiğimiz bilgilerin en kıymetlisi bizzat kendi çalışmalarımız, tecrübelerimiz, yanılmalarımız, alın terlerimiz sonucunda elde edilen bilgidir. Bu bilgi artık bir rozet gibi sadece göğsümüzde muvakkat olarak taşıdığımız bir nesne değildir, bizzat kendi varlığımızın benliğimizin bir parçasıdır. Dışımızdaki bir bilginin de bize mal oluşu zorlanarak olmaz. Adım adım, yudum yudum ve belirli bir zaman içinde olur. Biz bir kavramı ne kadar anladığımızı iddia etsek o kavram iki kere iki dört eder gibi bize açık ve kolay gelmedikçe bize mal olmamıştır. Ezberlediğimiz hususlar vardır. Bu itibarla bana sorsaydın hiç olmazsa ikinci senenin derslerini almanı, bildiğin şeyler dahi olsa, bazı karanlık noktaları aydınlatmaya yaradığı için tekrar etmeni tavsiye ederdim. Bilgi susamışlığını tatmin için her şeye birden atılma, kendini de zorlama. Belki bugün kendini zorlayarak elde etmek istediğin bilgileri elde etmede tedrici hareket edersen, yarın, bir su içmek kadar kolay gelecektir. Allah'ın koymuş olduğu tekamül kanununda tedriç çok büyük rol oynar, bunu unutma. Ama bununla seni muaheze ettiğimi zannetme, niçin 'Abstraat Algebra' dersini seçtin demiyorum. Büyük bir fikir hürriyeti içinde kendi mes'uliyetlerini idrak ederek, kendi kabiliyetini ve içindeki hızı ölçerek intihap ettiğin şey, muhakkak ki başkasının zoruyla yapılan şeyden çok kıymetlidir. Artık hayat denizinde bindiğin geminin de kaptanı kendin olmalısın. Bu deniz ne kadar fırtınalı olsa da daima başkalarının direktifleri ile hareket edenler, daima dışardan yardım ve medet bekleyenler hiçbir zaman başkalarına yardım edecek duruma ulaşamazlar. Hiçbir zaman başkalarına direktif verecek, yol gösterecek enerjiyi kendinde bulamazlar. Evet oğlum unutma ki en kıymetli hazineler sende gizlidir, bunların anahtarları da... Yalnız pusulayı da elden bırakma, seni sevenlerin de işaretlerine dikkat et. Bu dünyada nice kabiliyetli insanlar fakirlik ve hayat mücadelesinden değil zenginlik ve aşırı ihtimamdan sönüp gitmişlerdir. Bir bitki için güneş lazımdır fakat fazlası kavurur. Yağmur lazımdır, fakat fazlası çürütür. Biliyor musun ben sana bir matematik problemini sonuna kadar çözmek istediğim zaman, 'Bu problemi ben yapmalıydım, bunun tadı kaçtı' deyip uzaklaşırdın. İşte oğlum senin muvaffakiyetinin sırrı oradadır. Çünkü onu ben yapmakla, kendi fikri faaliyetlerini iştirak ettiremediğim, enerji kaynaklarını harekete geçiremediğim, adeta seni frenlediğim için tekamülüne menfi bir tesir yapıyordu. Burada Amerika'ya gitmek için kendi işlerini kendin takip ettin, Amerika'da yalnız başına karşılaştığın müşkülleri yenmeye çalıştın ve bunlar bir bir yenildi ki bu senin tekamülün için çok mes'ul neticelerdir. İnsanın kendi çileleri, kendi faaliyetleri sonunda elde edilen şeylerdir ki, kendi malı olur. Yine bu sebepledir ki kumarda kazanılan yüzbinlerin, piyangoda kazanılan milyonların bir insanı mes'ut ettiği görülmemiştir. O sadece insanı israfa, tekamülünü frenleyen hareketlere, egoizmaya sevkeder. Adeta onun ruhunda bir zehir tesiri yapar. Çiğnemediğimiz gıda bile kendimize mal olmaz. Onun için benim şu sözümü kulağına küpe et. Bir nimete sahip olma mühim değildir. O nimete layık olma mühimdir. Onun için büyüklerimiz dualarında şunu veya bunu değil, haklarında hayırlısını isterler. Layık olmadığımız bir nimet bize felaket olabilir. Fakat bir nimete liyakat kazanınca da o nimeti Allah çabuk gönderir bize. Oğlum sağından soluna dönemeyecek kadar aciz olduğun dönemlerde ağzına mamanı verdik, seni ninnilerle büyüttük. Yürüyemediğin yerlere kucaklayıp götürdük. Sendeleyerek sürçüp düştüğün zamanlar elinden tuttuk. Artık şimdi de kartal kanatlarını takıp ufuklar boyunca süzüleceğin zamanlar geldi. Allah şimdi ruhundaki tohumların filizlenmesini, içindeki kudretlerin şahlanmasını istiyor. Bize de bu şahlanışın temaşası kalacaktır. Artık bütün imkanlar sana kucağını açtı. Allah seni her türlü felaket ve musibetlerden korusun, amin. Dersler hakkında bizi bizi sık sık haberdar et, gözlerinden öperim sevgili oğlum. Baban Dr. Fahreddin Akbulut
<< Önceki Haber Bir babanın profesör oğluna mektubu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER