Bir Sâdekârın Hikayesi; Garyan Efendi

Ne uçanı anlattım bu kitapta, ne de kaçanı…

Bir Sâdekârın Hikayesi; Garyan Efendi

Devler ülkesinden haberler de yok hiçbirinde. Gizem ve efsunun birbirine girdiği, melankolik anlatıların yarıştığı hikâyeler de yok bu kitapta… Bunlar hak… Bunlar hâl… Vâsıl-ı Cânâna eren kâmillerin destanı bu satırlar. Ȃlemin dualarıyla döndüğü, zikirleriyle nefes aldığı, halleriyle edeplendiği, üstad ın “Cennet Bahçesi” olarak nitelendirdiği bahçenin meyveleri… O meyvelerin lezzeti bunlar… Tüccar Sevilyan'ın Garyan Usta'dan, Garyan Efendi'nin Ȃmâ Hafız Ahmet Emmi'den öğrendiği, hak olan bir hâl medeniyetinin hikâyesi bu cümleler… “Hak” der derviş… “Hal” der ermiş, vesselam. GARYAN EFENDİ - Ceyhun Emre Teoman Yayınevi: Kentkitap Yayın Yılı: Ekim 2009 Sayfa Sayısı: 88 Fiyatı: 7 TL * * * GARYAN EFENDİ: Ermeni Asıllı Bir Derviş’in Hikâyesi… RÖPORTAJ: KAMİL DEHREVİ Ceyhun Emre Teoman’ı öykücü kimliği ile tanıyoruz. Genç Hikâyeci, daha öncesinde yayımlanan ve her yaş kesiminden insanların dikkat ve ilgiyle okuduğu “Mahruk Baba- Bir Neyzenin Hikâyesi” isimli kitabıyla dikkatleri çekmişti. Mahruk Baba’nın üzerinden 2 kitap geçti.. Velûd bir kaleme sahip olan yazar, yine dikkatleri çeken bir başka hikâye kitabı ile gündeme geldi: “GARYAN EFENDİ” Etkileyici kapak tasarımı ile raflarda yer bulan Garyan Efendi’nin yazarı Ceyhun Emre Teoman, yeni kitap ile ilgili olarak sorularımızı şöyle yanıtladı: Merhaba. Öncelikle kitaplarınızda seçtiğiniz konularla ilgili sormak istiyorum. Zira oldukça ilgi çekici konu ve isimlerle okurlarınızın karşısına çıkıyorsunuz. Konu ve karakter seçiminde sizi neler etkiliyor acaba? Merhabalar. Öncelikle ilginize teşekkür ederim. Bu soruya verilebilecek çok fazla cevap var. Bu cevaplar kapsamlı da olabilir, tek kelimelik cevaplar da olabilir. Ben konu belirleme sürecinde, neredeyse hiç zorluk çekmiyorum. Geleneksel çizgideki kaynak eserler, ortaya çıkan konu ve karakterlerin kıyafetlerini oluşturuyor. Sonra bu kıyafetler, irfânî gelenekle buluşuyor ve o irfânî güzelliklerin kokusu ile hem dem oluyor. Konu, hayat.. Karakterler ise mânâ gibi geliyor bana.. Yaşadığımız coğrafya, -bizler çok farkında olmasak da- geçmiş ve geleceğiyle bir hikâye iklimini bizlere sunmakta. Bu hikâye iklimi, özellikle tarihî dokusu ve insanî meselelere bakışı itibariyle buram buram mânâ tütmekte. İnsanlar bazen soruyorlar. Kitaplarınızdaki hikâyeler yaşanmış mı? Diye… Hayır. Yaşanmamış. Zaten yaşanmış bir hikâyeyi ve yaşamış karakterleri de kâğıda dökmeyi arzu etmezdim. Mahruk Baba yaşasaydı belki bu denli etki uyandırmazdı okurunda. Mahruk Baba bir karakter karakter olmasına; ama Mahruk Baba bir meşrep.. Bir yol.. Bir edep.. Mahruk Baba, bir bakış açısının kahramanı. O bir yol işareti. Peki ya Garyan Efendi? Evvelen ismi düşünelim. Hem Garyan, hem de Efendi. Bu iki kelime rastgele gelmedi yan yana. “Garyan” nasıl bir dünyayı temsil ediyorsa, “Efendi” de bir dünyayı anlatıyor bize. Kitap iki dünyanın yol arkadaşlığını bir seyir olarak sunuyor okurlara. Tabiî ki bu seyirin notunu da okur verecek sonuçta. Garyan Efendi, kitabın adı da olsa, asıl karakter yine Ermeni asıllı olan Sevilyan. Sevilyan, bir seyire meraklı. Sevilyan, bir yol arayışında. Garyan Efendi bir rehber, bir nida, bir ses.. Ama bu nidâ oldukça ilginç bir hikâye sarmalında ilerliyor. Neden bir seyir için mücevherleri seçtiniz? Aranan ve ihtiyaç duyulan şeyler kıymetlidir. Bu üç günlük hayatta, ihtiyacımız olan birçok şey aslında burnumuzun ucundadır. Ama ne hikmetse farkına varamayız onların. Mücevherler, asırlar boyu insanoğlunun hep dikkatini çeken öğeler. Parası olanın sahip olduğu, olmayanın imrendiği, imrenmeyeni ise varlığından mutlaka haberdar etmiş eserler.. Garyan Efendi’nin, Sevilyan’a sunduğu bir hikmet yolculuğu. Yani en kıymetli arayış.. Bu arayışın çabası bile mücevherlere eş. Mücevher bu hikâyede bu nedenle Şems’e denk. Garyan Efendi’nin kapağında alt başlık olarak sunulan cümle de oldukça ilgimi çekti. “Bir Sâdekârın Hikâyesi.” Sâdekâr ilk kez duyduğum bir kelime. Anlamı ne bu kelimenin? Süsleme yapmaksızın, gayet sade ve basit mücevherler yapan ustalara verilen bir isim bu. Geleneksel Selçuklu sanatlarından biri. Altın ve gümüşü öz motiflere bağlı kalarak işleyenlere, bir mahlas, bir rumuz olarak bu isim verilirmiş eskiden. Garyan Efendi, kallâvi bir sanatkâr hâsılı. Sanatında ehil olanlar, yol açarmış eskiden. Şed kuşarlarmış kalfalarına. Güzel eser vermeyenlerin pabuçları dama atılır, sanatları makbul sayılmazmış. Garyan Efendi, mesleğinde kemâlât sahibi olduktan sonra yol göstermiş dervişlere. İsminden de anlaşılacağı üzere Garyan Efendi Ermeni asıllı. Peki ya dini? Garyan Usta, Sivas’da müslüman bir aileye küçük yaşlarda emanet ediliyor. O ailenin yanında büyüyor. Ne diline, ne dinine, ne giyimine karışılıyor. Üvey babası da bir sanatkâr. Garyan da sanatkârların arasında büyüyor. Yıllar sonra kendi karar veriyor dinine. Ve Peygamber-i Zişan’ın aşkını koyuyor kalbine. Aslında bu kitap, Anadolu’nun muhtevasında hep olan bir sosyal örneklemeyi sunuyor okuruna. Tabiî bunu sunarken de, ciddi bir kültüre ayna tutuyor. Bu aynaya yansıyan birkaç örnekleme yapar mısınız bizlere? Esnaf arasındaki dostluktan, çiğnemekten çeneleri yoran kenger sakızına.. Anka kuşunun şimdiye kadar betimlenmemiş tasvirinden, Sivas’ın hamamlarına.. Sâdekârlık sanatında kullanılan sayısız objeden, Şems-i Nur Bedesteni’nin endamlı kubbelerine aklıma birçok enstantane geliyor. Ama birazını da okurlara bırakmalı sanırım. Peki âlâ, son olarak neler söylemek istersiniz? Eskiden dervişler selamlaşırken ve vedalaşırken, “Aşk Olsun” derlermiş. Hatta bazıları “aşk olsun” deyince, “aşkınız cemal olsun” diye yanıtlarmış. Cevap gecikmezmiş bu kez, “cemaliniz nur olsun” denilince, “nurunuz ayn olsun..” mukabilinde cevap gecikmezmiş.. Eskiler bahisleri aşk ile açar, aşk ile kaparlarmış.. Ben de böyle veda edeyim şimdi.. Aşk olsun erenler.. Vesselam
<< Önceki Haber Bir Sâdekârın Hikayesi; Garyan Efendi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER