Doğu Akdeniz'in merkezi durumundaki
Adana Seyhan ve
Ceyhan nehirlerinin suladığı verimli araziler üzerinde kurulu olması nedeniyle binlerce yıldır Anadolu'da çok sayıda medeniyete ev sahipliği yaptı.
Seyhan ve Ceyhan nehirleri sayesinde su sıkıntısı çekilmeyen bölgede, Seyhan'ın şehri adeta ikiye bölmesi nedeniyle
ulaşım binlerce yıldır
köprülerle sağlanıyor.
Yaklaşık 2 bin yıldır Adanalıya
hizmet eden bölgedeki tarihi köprüler, aradan geçen asırlara ve yaşanan tüm tahribatlara inat ayakta kalabilmeyi başararak, hem bölgede ulaşım hizmeti vermiş hem de Çukurova'ya hayat veren nehirlerin adeta gerdanlığı olmuş.
Yaklaşık 2 bin yıldır ulaşım hizmeti veren köprü
Adana'nın sahip olduğu tarihi köprüler arasında belki de en çok bilineni
kent merkezinde bulunan ''
Tarihi
Taşköprü oluşturuyor.
Geçtiğimiz yıllarda
restore edilerek,
araç trafiğine kapatılan Taşköprü'nün, Doğu Roma İmparatoru Hadrinaus tarafından 117-138 yıllarında yaptırıldığı kabul ediliyor. Adana'nın adeta simgesi haline gelen köprü kent merkezinden geçen Seyhan Nehri'nin en dar yerinde bulunuyor.
Evliya Çelebi'nin yazdığına göre, Abbasi halifesi Memnun döneminde üzerinden geçenlerden
haraç alınan Tarihi Taşköprü, adeta yıllara meydan okuyor.
Eldeki verilere göre, ilk haliyle 4,5 metre olan genişliği Sultan Abdülmecit döneminde 8 metreye çıkarılan köprü,
Bizans dönemi ile daha sonra bölgede hakim olan
Selçuklu beylikleri ve
Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde yapılan bazı değişikliklerin izlerini taşıyor. Köprünün günümüzdeki uzunluğu 310 metre, kaldırımlar dahil genişliği ise 11,40 cm'yi buluyor.
Evliya Çelebi'nin, 21 gözlü olduğunu belirttiği köprünün, 14 büyük kemeri ile 5
küçük tahliye kemeri günümüze ulaşırken, nehir kıyılarının düzenlenmesi sırasında iki tarafın da sahiline dolgu yapılması nedeniyle, baş tarafları
toprak altında bırakılan köprü kısaldığı belirtiliyor.
Dünyada şehir içi ulaşımda kullanılmaya devam edilen en eski köprüler arasında gösterilen Taşköprü, Adana'ya gelen hemen hemen herkesin önünde fotoğraf çektirip, üzerinden en az bir kere de olsa geçtiği simge bir mekan olma özelliği taşıyor.
Köprünün yanında ise, eski Adana evlerinin yoğun olarak bulunduğu Tepebağ Mahallesi ve Tarihi Kız Lisesi, Adana
Sinema Müzesi, Adana
Merkez Sabancı Camisi ile bitişiğindeki Merkez
Park bulunuyor.
Efsaneye göre ''
ölümsüzlük iksiri''nin kaybolduğu köprü
Ceyhan Nehri üzerinde bulunan Misis Köprüsü'nün M.S. 4'üncü yüzyılda Roma İmparatoru Constantinus tarafından yaptırıldığı biliniyor.
Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, uğruna savaşlar yapılan efsanevi kent Misis'in adını taşıyan köprü, Ramazanoğlu Beyliği ve Osmanlı dönemlerinde şiddetli depremlerle tahrip olmasına rağmen, günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış.
Yörede Ceyhan Nehri'ni geçmek için kullanılan nadir köprülerden biri olan Misis Köprüsü,
belde halkı için tarihi özelliğinin yanı sıra ulaşım için hayati önemini halen sürdürüyor.
Toplam uzunluğu yaklaşık 132 metre, genişliği ise 6.5 metre olan dokuz kemere sahip köprü halk arasında ise ''Lokman
Hekim Köprüsü'' olarak biliniyor.
Efsaneye göre, bütün otların,
çiçeklerin dilinden anlayan Lokman Hekim bu bitkilerden türlü ilaçlar yapar, her çiçek, her ot, Lokman'a hangi hastalığı iyi edeceğini söylermiş.
Bütün dünyayı dolaşan Lokman Hekim, Çukurova'nın bereketli topraklarında her şeyin yetiştiğini görünce Misis şehrine yerleşmiş.
Her derde deva olan Lokman Hekim çevresindeki hastaları iyi etmiş. Hastalıksız sapasağlam yaşamaya başlayan insanlar Lokman Hekim'e başvurarak, ölüme çare bulmasını da istemişler.
Lokman Hekim de Çukurova'yı adım adım dolaşarak ölümsüzlüğe çare olacak bitkiyi aramaya başlamış. Bir çınarın altında uyurken ses duymuş. ''Lokman, bunca zamandır arayıp taraman bitsin. Ben ölümün ilacıyım. Bundan böyle insanlara da hayvanlara da ölüm yok'' kendisine seslenen otun yanı başına koşan Lokman hekim, ilacın nasıl yapılacağını da öğrenmiş, bir deftere yazmış. Otu da kopararak yola düşmüş.
Misis'e gelince, Ceyhan Nehri üzerindeki Misis Köprüsü'nün üzerinde durmuş. Defteri de elindeymiş. Defterine yazdıklarına bakarak ilacı yapmaya koyulmuş. Tam yapıp bitireceği sırada görünmez bir el bir vuruşta
defteri de otu da uçurarak suya düşürmüş.
Lokman Hekim de bu yüzden ölüme çare olacak ilacı bir daha bulamamış. Otlar da o tarihten sonra kendisine yüz çevirmişler. Bir daha onunla hiç konuşmamışlar.
Kozan'daki ''Sis Köprüsü''
Tarihi Taşköprü ve Misis Köprüsü ile günümüze kadar gelebilen bir başka tarihi yapı ise Kozan ilçesindeki ''Sis Köprüsü.''
Kilgen Çayı üzerindeki köprü, aradan geçen asırlar içinde uğradığı tahribata rağmen halen ulaşım hizmeti vermeye devam ediyor.
Araç trafiğine açık olan köprünün kenarlarından su boruları geçerken, 8 kemerli olarak görülen köprünün en az 4 kemerinin daha bulunduğunu, bunların da kara yolunun altındaki toprak yığıntısının içinde kaldığı düşünülüyor.