Erdoğan ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan arasında ekonomi yönetimine dair yapılan toplantıların "güllük gülistanlık" geçmediği söyleyen Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, "Politik gerçeklerle, ekonominin yeni yönetiminin ‘acı şurup’ tadındaki önerileri ters düşüyor. Kapalı kapılar ardındaki brifinglerde sunulan tablodan hoşlanmayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kendini içerde ve dışarda kıskaca alınmış hissediyor" ifadelerini kullandı.
Yapılan toplantılarda Erdoğan'a faiz politikasıyla ilgili sunumlar yapıldığını belirten Babacan, ana hedefin reel faizlerin düşürülmesi, buna bağlı olarak risk priminin düşürülmesi olduğunu aktardı.
'BENİM LAFIMI YERE DÜŞÜRÜYORSUNUZ'
Babacan'ın yazısından bir bölüm şöyle:
"Cumhurbaşkanın genellikle sessizce dinlemeyi tercih ettiği bu toplantılarda, son PPK toplantısında ekonomi çevrelerinin yetersiz bulduğu faiz düzenlemesinden hoşlanmadığını dile getirdiğini de öğrendik. Hatta, 'Benim lafımı yere düşürüyorsunuz' tepkisi gösterdiği anlatılıyor. Ancak ekonomi yönetiminin pek geri kalmadığı, faiz artışının beklentilerin altında kaldığını, dengeli şekilde bu artışların devam edeceğini anlattığı belirtiliyor.
Yani anlayacağınız, Cumhurbaşkanını ikna etme süreci devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı yeni öneriler için “Bunu bir de danışmanlarımla konuşayım” demesinin yeni ekonomi yönetiminin hoşuna gitmediğini de ekleyelim. Zira biliniyor ki bir süreden beri devre dışı kalan ekonomi danışmanları hem Şimşek’e hem de yeni yönetime karşı.
Bu nedenle daha dengeli, kademeli bir faiz politikası ve esnek adımlar atılacak. Bakan Şimşek, ekonomi alanında daha net önlemler alınmasından yana, her şeyin kitabına göre yapılmasını istiyor. Siyaset ve hayatın gerçekleri öyle değil. Önce emekliye refah payı, ardından Cumhur İttifakı’nın küçük ortaklarının ısrar ettiği yeni emekli düzenlemesiyle ilgili verilmesi gereken karar, tam da böyle bir konu. Sadece Erdoğan değil, Şimşek de sıkışıyor. Seçim nedeniyle çok fazla radikal adımlar atılamayacak anlaşılan.
Bu nedenle, bu ay yapılacak Para Politikası Kurulu toplantısında yeniden faiz artırımı olacak ama kimse 20 puanı geçmesini beklemiyor. Bu rakam önemli; çünkü beklenen Batılı sermaye Türkiye’ye giriş yapmadı. Hâlâ uzaktan izliyorlar."