Gerçek Gündem'de yer alan habere göre Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, "Kredi kullanım esnasında alınmayan istihbarat ücretinin erken ödeme nedeniyle alınması da mümkün değildir" dedi.
İçtihat Bülteni Uygulaması’ndan edinilen bilgilere göre, Sakarya'da bir özel okulun vekili, çekilip erken kapatılan üç farklı krediyle ilgili banka tarafından tahsil edilen ücretlerin sözleşme hükümlerinin genel işlem şartı niteliğinde olduğunu belirterek, kredi sözleşmelerine bağlı olarak istihbarat ve erken kapama ücreti adı altında tahsil edilen tutarlardan fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya verilmesini talep etti.
Davalı banka vekili, davanın reddini talep etti. İlk Derece Mahkemesi, davanın kısmen kabulüne karar vererek fazlaya ilişkin talebin reddine karar verdi. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi, tarafların İstinaf başvurularının esastan reddine karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz talebinde bulundu.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi şu kararı verdi:
"Kredi kullanım esnasında alınmayan istihbarat ücretinin erken ödeme nedeniyle alınması da mümkün değildir. Davacıya 18.08.2016, 25.05.2017, 12.06.2017 tarihlerinde kredi kullandırılmış bu esnada istihbarat ücreti alınmamıştır. Daha sonra Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından 10.02.2020 tarih, 2020/4 sayılı tebliğ ile getirilen düzenleme neticesinde Bankalar tarafından tahsil edilen istihbarat ücreti uygulamasına son verilmiştir. Kredi kullanım esnasında alınmayan istihbarat ücretinin erken ödeme nedeniyle alınması da mümkün değildir. İstihbarat ücreti davacıdan alınamayacağına göre, istihbarat ücretine uygulanarak tahsil edilen BSMV ücretinin de alınmaması gerekir. Bu nedenle, istihbarat ücretine uygulanan BSMV’nin de davacıya iadesi gerekirken BSMV hariç istihbarat ücretinin iadesine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir."