Köyleri muhtarlara bıraktık

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Kasım 14 2022
Evet bizler, köyleri ve mahalleleri muhtarlara bırakıp dünyanın en güzel ülkelerine dağıtıldık
ABDULLAH AYMAZ 

1971’de okullar açılırken tanıştığımız Naîmî/Nuaymî’lerden birisiyle yaklaşık 50 sene sonra Amerika’da karşılaştık. O zaten tanıştığımız ilk günden itibaren Hizmet-i İmaniye ve Kur’aniye’deki sadakatını her zaman her vesile ile sergilemişti. Ama artık elinde bastonu vardı. Onun için şimdilik ona “Bastonlu” diyeceğim. 

Arkadaşlara ve bilhassa gençlere hayat hikayesini anlatırken şöyle diyordu: Güneydoğu’da bir köyde yaşıyorduk. Muhtar bizi köyden kovdu. Babam ailemizi şehre getirdi. İyi ki, gelmişiz. Çünkü şehirde okula gittik. Okulda öğrenci iken Bediüzzaman Hazretlerini ve Risale-i Nurları tanıdık. Sonra Hizmet’i tanıdık. Hizmet büyüdü, büyüdü birilerini rahatsız etmiş olsa gerek derinler uğraşmaya başladı. Ama biz hep güzel işlerimizle meşgul olduk.”

Bu arada orada bulunan dinleyicilerden biri, Bastonlu’nun bastonuna bakıp ‘Bir gün sizin evinize gelip pederinizi ziyaret etmiştik. Onun da elinde böyle bir baston vardı. Ocakmış. Bastonu ile ağrıyan acıyan yerlere dokunup dua ediyor ve Allah’ın izniyle şifaya vesile oluyor.  Hatta benim de bir iki yerime dokunup dua etti. Ben de sıkıntılardan kurtuldum’ dedi. Çok sevdiğim çok da takıldığım bu arkadaşa “Keşke şu kafana da o bastonu bir iki indirseydi, aklını başına getirirdi!’ diye lâtife yaptım.

“Hizmet büyüdü hem düşmanları çeşitlendi, hem haset ve fesatları büyüdü…” (Bu arada aklıma geldi: Bir gün Gazeteciler ve Yazarlar Vakfına bir gazeteci gelmiş ve ‘Çok hoşsunuz ve çok güzelsiniz ama çok büyüdünüz. Bakınız tavşanın kimseye bir zararı yok ama bir gün karşınıza 4-5 ton büyüklüğünde bir tavşan çıksa, ne yaparsınız!.’ demişti.)

“Ülkenin başındaki, köylerin ve mahallelerin bütün muhtarlarını toplayıp ‘Bunlar paralel, bunlar terörist bunlar açlıktan, susuzluktan ölseler dahi bir lokma ekmek, bir damla s

Bu haberler de ilginizi çekebilir