Hizmet Hareketi ve gönül verenlerine zulüm o kadar ileri gitti ki kendi şahsi mülklerinden bile fahiş kira taleplerinde bulunuldu. İpek ailesinin yaşamış olduğu zulmü kaleme alan Erhan Başyurt bir birinden çarpıcı değerlendirmeler ve örneklerle yaşanan süreci ve yapılan zulmün gelmiş olduğu noktayı bir kez daha gözler önüne serdi.
İşte Başyurt'un o yazısı:
"Akın İpek Bey ve İpek Ailesi, Türkiye tarihinin en ağır haksızlık ve zulmüne uğramaya devam ediyor.
“Dolandırıcılıktan 2 yıl ceza almış” bir bilirkişinin raporu ile şirketlerine ‘kayyım’ atandı.
Resmi ‘Bilirkişi Listesi’nde adı olmayan o ‘bilirkişi’, incelemelerinin ardından “Bir açık tespit edemediklerini” itiraf ediyor. Buna rağmen “Bu kadar kusursuz olması akla kara para aklıyor olabileceklerini getiriyor” diye akıl dışı bir ‘şüphe’ ileri sürüyor.
Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarından ve en karlı firmalarından aileye ait Koza Altın ve 27 iştirakinin yönetimine bu delilsiz iftiranın ardından ‘kayyım’ atandı.
İsimleri resmi gazetede yayınlanmadan yönetime polis zoruyla el koydular, hemen kıyıma başladılar.
Profesyonel çalışanları görevden aldılar.
Aileye ait BUGÜN ve Millet gazetelerinin satışları 30 kat düşürüldü.
Kanaltürk ve BUGÜN TV’nin yayınları uydudan indirildi.
Gazetelerin satışı, televizyonların izlenme oranları hiç olmadığı kadar geriletildi.
Gelirleri dip yaptı. Ancak harcamalar artırıldı.
Şimdi 4 bin gazete satmak bahanesiyle 50 bin gazete basıyorlar.
Yüksek maaşlarla kadrolar şişiriliyor.
EL İNSAF
Kayyımlar, Dünyanın En İyi Oteli seçilen aileye ait Angel’s Peninsula’ya da yeni müdür atamış.
O da yazlık otelde kışın da kalmaya karar verip, bir estetik harikası otelin en güzide dairesine “termosifon” taktırmış!
Şirketlerde kıyımlar yetmemiş, Akın İpek Bey ve İpek Ailesi’nin özel mülklerinden de ayda 450 bin lira “kira” talep etmiş, kayyımlar.
Şirketler ailenin. Mülkler ailenin. Ancak kayyımlar kendilerinden aylık maaş aldıkları patronlarından özel mülkleri yaşadıkları evler için “kira” istemişler.
Kendilerine araç tahsis edip, tüm masraflarını şirketten ödetip, patronlarından araç kirası ve cep telefonlarının ücretini talep etmişler.
Ailenin avukatları “Madem özel mülklerinden kira istiyorsunuz, bari şirketin kasasında yer alan aileye ait 500 milyon lira nakit paradan tahsil edin” diye başvuru yapmış.
Şimdi sıkı durun!
Savcı kararıyla aileye ait şirketlerden ayda 800 bin lira maaş alan kayyımlar, “Aileye ait paradan ayda 450 bin lira yine aileye ait özel mülkler için (haksız yere) talep edilen kiranın tahsil edilmesine” izin vermemiş.
İnsafınız kurusun…
İFTİRALAR ÇÖKTÜ
O bilirkişinin raporunda yer alan “Şirinler Köyü” ekonomi tabirini, Ankara Yeni Mahalle’de gerçek bir köy sanıp skandal bir kararla ailenin şirketlerine kayyım atadınız.
“7 milyar dolar para kaçırdılar” deyip, 1 kuruş bile para çıkışı olmadığını gördünüz.
“Altınla ‘Himmet’ topluyorlar” iftirası attınız…
Sonra “Himmet” denilen kaydın, ailenin Kayseri Himmetdede Altın Madeni olduğunu, çıkarılan altınların muhasebe sistemine uygun şekilde bu hesaba kaydedildiğini gördünüz...
Her iddianız yalan çıktı.
Her iftiranız çöktü.
3 yıldır tüm kamu kurumlarıyla, iki aydır da bizzat yönetiminde didik didik ettiğiniz şirketlerin tüm hesapların pırıl pırıl temiz olduğuna bizzat şahit oldunuz.
Ama halen aileye zulüm etmeye bahane üretiyorsunuz.
Mülkiyet hakkını ihlal etmekle kalmıyor, “atanmış bir yönetici” değil de “el koymuş” gibi davranıyorsunuz.
Ailenin şirketlerini onların rızalarına muhalif şekilde keyfi yönetiyor, özel mülklerini ve şahıslarına ait parayı kullanmalarını bile engelliyorsunuz.
Şirketlerini zarara sokuyor, medyasını yok olmaya sürüklüyorsunuz.
Akın İpek Bey’in haklı olarak ifade ettiği o soruları buradan tekrarlıyorum:
“Sizin hiç vicdanınız yok mu?
Allah’tan da mı korkmuyorsunuz?”