Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Tetik, koronavirüsün kalpte kalıcı hasara neden olduğunu ve kalp krizini tetiklediğini söyledi. “Virüsün bire bir etkilediği organların başında kalp geliyor” dedi.

Prof. Dr. Ömer Tetik, koronavirüs konusunda uyarılarda bulunarak, virüsün kalpte kalıcı hasara neden olarak ritim bozukluğu ve kalp krizini tetiklediğini kaydetti.

 

Yapılan çalışmalarda Kovid-19’a yakalanan ve bununla birlikte kalp-damar hastalığı bulunan kişilerin ölüm riskinin daha yüksek olduğunu kaydeden Tetik, “Kovid inflamatuar bir hastalıktır. Kalp- damar sistemini önemli bir şekilde etkiliyor. Risk faktörü olan hastaların kendilerini kontrol ettirmelerinde yarar var” dedi.

Tetik, şunları söyledi:

“Covid inflamatuar bir hastalıktır. Kalp- damar sistemini önemli bir şekilde etkiliyor. Bilindiği üzere ASE2 reseptörleri üzerinde etki etmekte. Bu reseptörlerde özellikle damar sistemimizde, akciğerde, böbrekte, kalpte ve beyinde, pankreasta ve birçok organda karşımıza çıkmaktadır. Kişi felç geçirebiliyor. Kalp krizi geçirebiliyor. Ayak damarlarında ani bir şekilde tıkanıklık olabiliyor. İleri evrelerde Covid-19, kalp kasında iltihaplanmalara sebep oluyor. Yapılan çalışmalarda iyileşen hastalarda bile daha sonra bunun kalp üzerinde olumsuz etkileri vasküler sistemdeki olumsuz etkisi karşımıza çıkmakta. Farklı görüşler olmakla beraber, kendi görüşüm erkeklerde 40 yaşından sonra kadınlarda ise menopozdan sonra biraz da koruyucu olarak 100 miligram asprin almasında yarar var.

Virüsün ilk zamanlarda akciğer üzerindeki etkisine yoğunlaşıldı. Daha sonra geniş spektrumlu bir hastalık olarak karşımıza çıktı. Dokuları, organları ve en önemlisi de damar komplikasyonlarına neden oldu. Yapılan otopsilerde hastaların çoğunda akciğer damarlarında tromboz tespit edildi. Onun için endotel fonksiyonunu bozmaya bağlı olarak damarlarda tromboza bir meyil gelişiyor. Mevcut hastalığı olanlarda da bu daha hızlı bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bununla beraber, damar sistemini etkilemesiyle beraber akciğerdeki oksijen geçiş alışverişini bozmasına bağlı olarak da ritim bozuklukları karşımıza çıkıyor. Hastalık ilk çıktığında insanlar evlerine kapandıkları için herkes hastanelere gitmeye korktu. Gerçekten bire bir şahidiz, kalp damar hastalığı olan insanların çoğu evlerinde öldü. Hastaneye gitme korkusuyla ya kalp krizi geçirdi ya da geç dönemde hastaneye geldi. Kalp ve damar hastalarının bunu geciktirmemesi gerekiyor. Çünkü virüsün bire bir etkilediği organların başında kalp geliyor. Risk faktörü olan hastaların kendilerini kontrol ettirmelerinde yarar var. Hastanelerden korkmayın, kalp damar sistemiyle ilgili şikâyetleri olan hastalar gerekli önlemleri alarak hastanelere gelebilirler. Gelmedikleri takdirde sonuç daha kötü olabiliyor.”