'Koğuşlar soğuk, bebelerin suratları soğuk, analarının ayakları soğuk...'

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Şubat 6 2018
Artı Gerçek haber sitesinin Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş 22 Ocak’ta Afrin haberlerini sosyal medyada paylaştığı için gözaltına alındı. 25 Ocak’ta çıkarıldığı mahkemede ‘adli kontrol’ şartıyla serbest bırakıldı. Bu süreci Birikimdergisi.com’da ‘Faili Meçhul Bir Gözaltı Hikâyesi…’ başlığı ile kalema aldı.
İşte o yazı;
 
Faili Meçhul Bir Gözaltı Hikâyesi…

Geride bıraktığım yirmi yıllık gazetecilik hayatımın en önemli fotoğrafı bu. Ama sadece zihnimde. Birazcık resim kabiliyetim olsa şuraya çiziktirebilirdim, Maral beni dinlese vicdanlarını rahatlatmak adına hücrelerine bir tane çokokrem bırakan kadın polise çektirebilirdim. Olmadı… Hücrenin, aşağı yukarı 1,90 uzunluğunda, 5 santim çeperinde, parmaklar sıkı sıkıya kapalı birer karış arayla sıralanmış tamı tamına 12 tane siyah demir çubuklarına asılı, suları yerlere damlayan bebek elbiselerinin halini çekemedim. Sabun kokulu beyaz kazaklarının kollarından, yamalı pijamaların bacaklarından o çubuklara dolandırıldığı; elbiselerden arda kalan bölümde hücrenin karanlığında seçilebildiği kadarıyla yere seriliverilmiş yırtık battaniyeler üzerinde simsiyah uzun saçları bebelerine dolanmış çıplak ayaklı iki kadınla, başları yere düşmüş yüzleri beyaza vurmuş üç bebenin o halleri sadece zihnimde kaldı.

Burası Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün, KHK ile kapatılmış bir üniversiteden devşirme Terörle Mücadele Şubesi’nin orta binasının ikinci zemin katı. Buraya pazartesi gecesi getirildim. Neden getirildiğimi kimse bilmiyor. Beni buraya getiren üç polisin bağlı bulunduğu masanın adı durumumuza pek bir uygun: Faili Meçhul!

Akıllara başka bir şey gelmesin. Zira benim de aklıma ilk gelen, bu masanın faili meçhul cinayetleri araştıran bir birim olduğu ve yoğunluktan bu masanın da getir götür işine dahil olduğuydu. Ama işin aslı öyle değilmiş.

Bu ben ve benim gibi herhangi bir örgüte dahil edemedikleri her olağanüstü dönemin sakıncalıları için oluşturulmuş yeni bir masa. Önceden düşman hukuku sistematiğine göre getirdikleri bir zanlının hangi örgütten olduğunu anlamaya çalışan bazı birimler belli ki işin üstesinden gelemeyince; gazeteciler, yazarlar, aydınlar, sanatçılar ve insan hakları savunucuları için böyle bir birim oluşturmayı daha mantıklı görmüşler

Bu haberler de ilginizi çekebilir