6-8 Ekim 2014'te yaşanan Kobani olaylarını konu alan Kobani davasının 17 Nisan'da yapılacak duruşmasında hükmün açıklanmayacağı bildirildi. Dosyanın incelemesinin tamamlanmamasını gerekçe gösteren mahkeme, bunun yerine Selahattin Demirtaş'ın arasında bulunduğu 18 sanığın tutukluluk incelemesini yapma kararı aldı.
Yaklaşık üç yıldır süren Kobani davasına bakan Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, yerel seçim öncesinde 19 Mart'ta görülen duruşmada sanıkların son sözlerini almıştı. Mahkeme, davada son kararın 17 Nisan'da verilmesine karar verirken tüm tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddetmişti.
DW Türkçe'de yer alan habere göre Kobani davasında kararın 17 Nisan'da açıklanması bekleniyordu. Ancak mahkeme, davanın avukatlarına 17 Nisan'da kararın çıkmayacağını, yalnızca tutukluluk incelemesi yapılacağını bildirdi.
Buna gerekçe olarak son duruşmanın SEGBİS kaydı çözümünün yapılmaması gösterildi. Mahkeme, bu durumu tutuklu sanıklara da tebliğ etti. "Çok acele" kodlu yazıda, mahkeme dosyasının kapsamı, sanık sayısı, sanıklara atılı suçların sayısı, taraf beyanları ile sanıklar ve müdafilerinin savunma boyutları ile dava dosyasının incelemesinin henüz tamamlanmamış olması nedeniyle 17 Nisan'da yapılacak duruşmada hükmün açıklanmayacağı bildirildi.
Kobani davası nedir?
Kobani davasının temeli, 6-8 Ekim 2014 tarihinde IŞİD'in Kobani'yi kuşatması üzerine Türkiye'nin 35 il ve 96 ilçesinde 37 kişinin hayatını kaybettiği gösterilere dayanıyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu illerinde yapılan eylemler, sokak çatışmalarına dönmüştü. HDP ise o dönem Kobani'ye yardım için Kuzey Irak'tan gelecek peşmergenin geçişi için Türkiye toprakları üzerinden bir koridor açılmasını talep ediyordu.
9 Ekim'de yaptığı açıklamada gösterilerde şiddet kullanılmasını eleştiren dönemin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, PKK lideri Abdullah Öcalan'dan gelen bir mesajını paylaşmıştı. Olaylar da bu tarihte sona ermişti.
Türkiye, 2014 Ekim ayı sonu itibariyle peşmergenin Kobani'ye geçişi için sınırı açtı.
Kobani olaylarından HDP'nin çağrısı sorumlu tutuldu
Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kobani olaylarından 6 Ekim 2014 tarihinde HDP Genel Merkez hesabından yapılan "Halkımıza Acil Çağrı" başlıklı açıklamayı sorumlu görerek soruşturma başlatmıştı. Çağrıda, "Kobane'de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve AKP iktidarının Kobane'ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halkımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz" paylaşımı yapıldı. Mesajda, Kobani'deki kuşatma son bulana kadar "süresiz direniş" çağrısı yapıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kobani düştü düşecek" şeklindeki açıklaması da 7 Ekim 2014'te yapılmıştı. Savcılık soruşturmasında dönemin HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve MYK üyeleri şüpheli olarak gösterildi.
Dokunulmazlıkların kaldırılmasının ardından Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın arasında bulunduğu 12 HDP'li milletvekilinin 4 Kasım 2016'da tutuklanmasının bir gerekçesinde de Kobani olayları gösterildi. Demirtaş hakkında Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 31 fezlekenin birleştirilmesiyle açılan davada Kobani olayları nedeniyle suç işlemeye tahrikten de ceza istendi.
Ancak Demirtaş'ın 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adaylığının ardından Kobani olaylarına ilişkin Ankara Adliyesi'nde ikinci bir soruşturma dosyası açıldı. Bu süreçte AİHM, 20 Kasım 2018'de Demirtaş lehine hak ihlali kararı verdi. Karar uygulanmayınca AİHM Büyük Daire, 18 Eylül 2019'da duruşma yapmaya karar verdi. Ancak AİHM'den çıkacak ikinci bir ihlal öncesinde Demirtaş hakkında 2 Eylül'de tahliye kararı verildi. Ancak bu süreçte Demirtaş'ın "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan verilen 4 yıl 9 aylık cezası kesinleştirildiği için Demirtaş cezaevinden çıkamadı.
2019'da Kobani tutuklamaları başladı
Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, 20 Eylül 2019'da ikinci Kobani soruşturması kapsamında tutuklandı.
Bu isimlerin yanı sıra soruşturmada HDP'li siyasetçiler Nazmi Gür, Ayla Akat Ata, Emine Ayna, Emine Beyza Üstün, Bircan Yorulmaz, Bülent Barmaksız, Can Memiş, Dilek Yağlı, Günay Kubilay, Zeki Çelik, Ali Ürküt, Pervin Oduncu, Alp Altınörs, Berfin Özgür Köse, Cihan Erdal, Ayhan Bilgen, İsmail Şengül tutuklandı. O tarihte cezaevinde bulunan Aysel Tuğluk, Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel hakkında da ikinci kez tutuklama kararı verildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kobani soruşturması sonucunda 30 Aralık 2020 tarihinde 27'si tutuklu toplam 108 şüpheli hakkında iddianame düzenledi. İddianamede, şüpheliler hakkında "Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma", "37 kez adam öldürme" ve "31 kez öldürmeye teşebbüs" başta olmak üzere çeşitli suçlardan ceza talep edildi. Toplamda 38 kez ağırlaştırılmış müebbet istendi. Arasında Murat Karayılan, Cemil Bayık, Sabri Ok, Salih Müslüm, Zübeyir Aydar, Ertuğrul Kürkçü, Hatip Dicle'nin de bulunduğu 75 kişi hakkında ise yakalama kararı çıkarıldı.
Toplam 3530 sayfadan oluşan ve 324 klasörlük eklere sahip iddianamede, HDP yöneticileri, olayların azmettiricisi ve yaşanan 37 ölümün sorumlusu olarak gösterildi. İddianamede, HDP'nin Kobani çağrısının PKK'nın talimatıyla verildiği öne sürüldü. Gizli tanıklar Mahir ve Ulaş'ın ifadeleri, HDP'li siyasetçiler aleyhinde delil olarak gösterildi.
Kobani davası, 26 Nisan 2021 tarihinde başladı. Bir ay sonra ise Demirtaş'ın yargılandığı dava dosyası ile Kobani davası birleştirildi.
Mahkeme başkanı Atadedeler örgütünden çıktı
Bu arada HSK, 4 Kasım 2021 tarihinde Kobani dosyasının görüldüğü Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Bahtiyar Çolak'ı görevden aldı. Çolak, 22 Mart 2022 tarihinde Atadedeler isimli suç örgütüne üye olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. Çolak, kendilerini "derin devletin ticari istihbarat ayağı" olarak tanıtan yasa dışı organizasyonun iki numarası olmakla suçlandı.
Savcının 14 Nisan 2023'te açıkladığı mütalaada ise Demirtaş'ın arasında bulunduğu 36 sanık hakkında “devletin birliğini ve ülkü bütünlüğünü bozma” iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Ayrıca Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın arasında bulunduğu 26 sanık hakkında Yasin Börü'nün arasında bulunduğu 6 kişiyi öldürme iddiasıyla 6 kez ağırlaştırılmış müebbet istendi.
Selahattin Demirtaş, geçen Ocak ayında yaptığı savunmada yargılamayı "siyasi intikam davası", kendilerini ise "siyasi rehine" olarak nitelendirdi.
Bugüne kadar 80 duruşma görülen davada mahkûmiyet kararı çıkarsa halen DEM Parti'nin TBMM Başkan Vekili olan Sırrı Süreyya Önder ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ün de tutuklanma riski bulunuyor.