Aralarında lise ve üniversitede okuyan 18 yaşın altındaki kız çocuklarının, sözde terör suçlamalarıyla yargılandığı Kız Çocukları Davası, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğinin tartışıldığı Avrupa Parlamentosu'ndaki oturuma damga vurdu.
Avrupa Parlamentosu Raportörü Nacho Sanchez Amor; Türkiye’nin AB üyeliği süreci ve bir takım fasılların açılması konusunda konuşurken, Meclis'te bulunan Türk yetkililere ve siyasilere hitaben “Siz 14 yaşındaki kız çocuklarını terörden yargılıyorsunuz, mahkemelerde hakimleriniz kız çocuğuna 'neden komşun ile ders çalışmaya gittin' diye soruyor ve bunu bir terör faaliyeti olarak görüyor” ifadelerini kullandı.
Amor konuşmasında Türkiye'nin demokratik standartlarının çok düştüğünü, bu durumun daha da kötüleşemeyeceğini belirtti.
KIZ ÇOCUKLARI DAVASI
7 Mayıs 2024 tarihinde Hizmet Hareketi gönüllüsü olduğu iddiasıyla İstanbul'da 41 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında henüz 18 yaşını bile doldurmamış ortaokul, lise ve üniversitede okuyan kız çocukları da vardı. İddianame tamamlandı ve dava 23 Eylül 2024'te İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı.
NELER OLMUŞTU!
7 Mayıs 2024 günü sabah erken saatlerinde İstanbul'un Beylikdüzü ilçesinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele ve Terörle Mücadele birimleri tarafından, Hizmet Hareketi gönüllüsü olduğu iddiasıyla geniş çaplı bir operasyon düzenlendi. Operasyon sonrası çok sayıda kişi gözaltına alındı ve evlerinde aramalar yapıldı. Gözaltına alınan 18 yaşın altındaki kız çocukları, birlikte ders çalıştıkları, sosyal etkinliklere katıldıkları, internetten yemek siparişi verdikleri hatta namaz kıldıkları gerekçesiyle terör suçlamasına maruz kaldı.
Gözaltı sırasında çocukların avukatsız ifadesi alındı. Psikolojik ve fizyolojik baskı gördüler. 4 günlük gözaltı süresi sonrasında 10 Mayıs 2024 günü 28 kişi hakkında tutuklama kararı verildi.
Operasyonda 13-17 yaş aralığında 15 kız çocuğu ailelerinin rızası dışında polis araçlarına bindirildi ve "bilgi alma amaçlı" olduğu beyan edilerek Üsküdar Çocuk Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. 15 çocuk 16 saat boyunca ebeveynlerinin ve avukatlarının yokluğunda sorgulandı. 16 saat süren gözaltının ardından, çocuklar ailelerine teslim edilip bırakıldı.
Üsküdar Çocuk Şube Müdürlüğü'ne götürülen kız çocuklarından ikisi yaptıkları açıklamada, sabah 05:00 sıralarında polis tarafından evlerine baskın yapıldığını, polis arabalarına bindirilerek gözaltına alındıklarını ve sorgu için Çocuk Şube'ye götürüldüklerini söylediler. İki kız çocuğu, çocukların avukatları olmadan sorgulandığını, sorgu sırasında aç bırakıldıklarını, birbirleriyle iletişim kurmalarına bile müsaade edilmediğini ve sorgu süresince psikolojik baskıya maruz kaldıklarını anlattılar.
İddianame
Yapılan soruşturma sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10 Haziran 2024 tarihli iddianamesi ile 41 kişi hakkında sözde terör suçlamalarıyla dava açıldı. 529 sayfalık iddianamede, üniversite öğrencisi genç kızların öğrenci evlerinde kaldıkları, 3'ü erkek 10'u kadın olmak üzere 13 ebeveyn hakkında kız çocuklarının bu evlere gitmelerine müsaade ettikleri, kız çocuklarının alışveriş merkezinde buluşup sohbet ettikleri, bowling oynadıkları, sinemaya gittikleri, Yemeksepeti'nden sipariş verdikleri iddia edilerek, kız çocuklarının günlük aktivite ve sosyal faaliyetleri suç unsuru gibi gösterildi. Suç delili olarak telefon dinleme kayıtları, kız çocukları ve üniversite öğrencilerinin fiziki takipleri sonucu düzenlenen tutanaklar ve 13-17 yaş grubu kız çocuklarının "bilgi alma" adı altında Çocuk Şube Müdürlüğü'nde yapılan sorguları sonucunda alınan beyanları delil olarak gösterildi.
Dava ise devam ediyor.
