Eğitim-İş Kırşehir Şubesi Örgütlenme Sekreteri Birol Yurdugül, 2014'te Soma'dan başlatılan 'Laik Eğitim ve Emeğe Saygı Yürüyüşü'nün Ankara Tandoğan Meydanı'nda yapılan basın açıklamasına katılmaktan 20 Ocak'ta hakim karşısına çıkacak. 20 Aralık'ta 2014'te Soma'dan başlatılan 'Laik Eğitim ve Emeğe Saygı Yürüyüşü' üç gün sürmüş, yurdun dört bir yanından gelen sivil toplum kuruluşlarının üyeleri Ankara Güven Park'ta kitlesel basın açıklaması yapmak istemişti. Ankara Valiliği'nin izin vermemesi nedeniyle Tandoğan Meydanı'nda polis kalabalığa müdahale ederek, çok sayıda kişiyi gözaltına almıştı. Bu kişiler 20 Ocak'ta hakim karşısına çıkacak. Bu kişilerden biri olan Eğitim-İş Kırşehir Şubesi Örgütlenme Sekreteri Birol Yurdugül, o gün yaşananlarla ilgili Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) değerlendirmelerde bulundu.
Yurdugül, 21 yıllık eğitimci olduğunu, daha önce bu tür eylemlere defalarca katıldığını kaydetti. Yurdugül, "Yüzlerce barışçıl eyleme katıldım. Bu tür olaylarda polis, müdahale ettiğinde eylemciler dağılsın diye meydanın bir çıkışını boş bırakır. Ama o gün öyle bir şey yoktu. Tandoğan Meydanı yuvarlak büyük bir meydandır. Dört bir taraftan yol vardır. Her tarafı polisler tutmuş. Çevik Kuvvet müdahale ediyor, dağıtıyor öbür tarafta kitlenin gideceği yer olmadığı için biriken kitleyi de diğer polis memurları coplayarak, ters kelepçelerle tutukluyor. Gözaltına alıyor. Tamamen önceden hazırlanılmış, müdahale için hazırlanılmış bir gösteri olarak görüyorum ben onu. Polisin bize karşı dönemin Emniyet Müdürü'nün, İçişleri Bakanı'nın ve Ankara Valisi'nin yaptığı bir komplo olarak görüyorum. Bu da AKP iktidarının o 17-25 Aralık operasyonlarına verdiği tepki. Suçluluk tepkisi olarak düşünüyorum." ifadelerini kullandı. Yurdugül, "Ankara Tandoğan Meydanı'nda yaşananlar Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçecektir." dedi.
Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamenin, Ankara Asliye Ceza Mahkemesi'ne sunulmasından sonra ilk duruşmaya 20 Ocak'ta Kırşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hâkim karşısına çıkacak olan Birol Yurdugül, iddianamede, aralarında Eğitim-İş Sendikası Başkanı Veli Demir'in de yer aldığı 90 kişiye, 'Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme' suçlamasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Yurdugül, şunları söyledi: "İsmim Birol Yurdugül, Kırşehir Şubesi Eğitim-İş Örgütlenme Sekreteri'yim. Ülke tarihinin en önemli yolsuzluklarının yapıldığı, en önemli yolsuzluk operasyonlarının yapıldığı, 17-25 Aralık'ta 2014 yılında biz Eğitim-İş'liler Soma'dan başlattığımız 'Laik Eğitim ve Emeğe Saygı Yürüyüşü'nü, 3 günlük bu yürüyüşü Ankara Tandoğan Meydanı'nda yurdumuzun dört bir yanından gelen eğitim emekçileri, Eğitim-İş gönüllüleri, Eğitim-İş üyeleri ile beraber Ankara Güven Park'ta kitlesel bir basın açıklaması yapmak için toplandık."
"TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUBU UYGULAMASI YAPILDI"
Ankara Tandoğan Meydanı'nda polis tarafından kendilerine yapılan sert müdahalenin terör örgütü mensuplarına uygulandığını belirten Birol Yurdugül konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: "O gün 17-25 Aralık'ın öneminden olsa gerek, bu 17-25 Aralık operasyonlarının iktidar tarafından farklı mecralara, farklı yerlere çekilmesi nedeniyle bir nevi suçluluk psikolojisiyle orada toplanılan ve tamamı öğretmen ve eğitim emekçisi olan insanlara dönemin İçişleri Bakanı, dönemin Ankara Valisi, dönemin Ankara Emniyet Müdürünün talimatıyla tamamen hukuk dışı bir şekilde hiçbir uyarı yapılmadan, insanlara kitlelere adeta bir terör örgütü mensubu uygulamaları yapılarak hukuksuz bir şekilde TOMA'larla, polis coplarıyla, plastik mermilerle, gazla müdahale edilmiştir. Ben 21 yıllık öğretmenim. Defalarca bu şekilde barışçıl yürüyüşlere basın açıklamalarına katıldım. O günkü gibi uygulamayı 21 yıllık öğretmenlik hayatımda hiç görmedim. Çünkü devamlı bu eylemleri yaparız, Anayasa'mızın bize verdiği bu yetki ile tamamen barışçıl, demokratik, özlük haklarımıza, emeğe, taşeronlaşmaya, iş cinayetlerine ve yolsuzluklara dikkat çekmek için yaptığımız bu eyleme polisin çok sert müdahalesi ile karşılaştık. Dediğim gibi 21 yıllık öğretmenlik hayatımda hiç böyle bir uygulama görmedim."
"POLİS KİTLEYİ DAĞILIN DİYE BİR TARAFI BOŞ BIRAKIR AMA TANDOĞAN MEYDANI'NDA BU YOKTU"
Tandoğan Meydanı'nda polis müdahalesine değinen Yurdugül, o gün yaşananları şu sözlerle dile getirdi: "Müdahale şöyle oldu. O Tandoğan Meydanı'nı bilirsiniz, O Tandoğan Meydanı yuvarlak büyük bir meydandır. Dört bir taraftan yol vardır. Her yol çiftlidir, 8 tane yol vardır ve bütün yollarda 2'şer tane TOMA, yüzlerce Çevik Kuvvet bunların hepsi farklı görevlerde. Çünkü Çevik Kuvvet müdahale ediyor, dağıtıyor öbür tarafta kitlenin gideceği yer olmadığı için biriken kitleyi de diğer polis memurları coplayarak, ters kelepçelerle tutukluyor. Gözaltına alıyor. Yani biz dediğim gibi birçok eylemde gördük, polis kitleyi dağılsın diye bir tarafı boş bırakır. Ama Tandoğan Meydanı'nda böyle bir şey yoktu. Tamamen önceden hazırlanılmış, müdahale için hazırlanılmış bir gösteri olarak görüyorum ben onu. Polisin bize karşı dönemin Emniyet Müdürü'nün, İçişleri Bakanı'nın ve Ankara Valisi'nin yaptığı bir komplo olarak görüyorum. Bu da AKP iktidarının o 17-25 Aralık operasyonlarına verdiği tepki. Suçluluk tepkisi olarak düşünüyorum."
İLK DURUŞMA 20 OCAK TARİHİNDE
Yaşanan adli sürece değinen Yurdugül şunları kaydetti: "Daha sonra adli süreç başladı. Okullarımızda ifadelerimiz alındı. Genel Başkanımız Sayın Veli Demir, Birleşik Kamu-İş Başkanı Sayın Hasan Kütük ve ben Kırşehir Örgütlenme Sekreteri Birol Yurdugül ve benim gibi Türkiye'nin birçok yerinden gelen Eğitim-İş yönetici ve üyeleri 90 kişi. Bu süreç başladı. Buradaki amaçta iktidarın bu yasakçı tavrının biz eğitim emekçilerinin üzerinde kılıç gibi tutmak için başvurduğu bir yöntem olarak görüyoruz ama biz kesinlikle meşru zeminlerde bu mücadelemizi devam edeceğiz. Ülkemizdeki bu hukuksuzluklara, Atatürk'ümüze yapılan bu saldırılara, Cumhuriyetimizin değerlerine, Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Sendikal mücadelemizi de demokratik zeminlerde devam ettireceğiz. Kırşehir'de benim durumumda olan başka üyemiz yok. Sadece ben şube örgütlenme sekreteri olarak, ben orada gözaltına alındım. Bu ayın 20'sinde de Kırşehir Adliyesi'nde davamız başlayacak. Şimdiden hem basın mensuplarına hem de Kırşehir halkına teşekkürlerimi sunuyorum. Mücadelemizi devam ettireceğiz."
Eğitim-İş Sendikası tarafından 'Yatağan'dan Tandoğan'a, Eğitim İş'ten Laik Eğitim ve Emeğe Saygı Yürüyüşü' adı ile başlatılan ve 20 Aralık 2014'te Ankara Tandoğan Meydanı'nda sonlanacak olan yürüyüş ile ilgili Ankara Valiliği'nden izin istenmiş, Ankara Valiliği, Eğitim-İş Sendikası'nın talebine olumsuz cevap vermişti. Valiliğin izin vermemesine rağmen, eyleme katılmak isteyenler Tandoğan Meydanı'nda toplanmış, Tandoğan Meydanı'ndan Kızılay Meydanı'na yürümek isteyen gruba polis sert müdahalede bulunmuş ve 90 kişi gözaltına alınmıştı. CİHAN