Önlem alınmaması halinde analizlere göre Fırat ve Dicle nehirlerinin önümüzdeki 20 yıl içinde kuruma riskiyle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunan Kılıçdaroğlu, bu durumun sadece Türkiye'nin Güneydoğu bölgesinde tarımın zarar görmesi, hidroelektrik santrallerinin işlevini kaybetmesi ve ciddi bir susuzluk yaşanması anlamına gelmediğini, hem Türkiye hem güney komşuları Suriye ve Irak'ta yaşayan toplam 60 milyondan fazla insanın kıtlık ve susuzlukla karşı karşıya kalması demek olduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, önlem alınmazsa Suriye ve Irak'tan aç mültecilerin Türkiye'ye akın edeceğini belirtti.
"Türkiye'nin altyapısı yeterli değil"
Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin suyu, enerjisi, altyapıları kendi insanının ihtiyaçlarına yanıt verebilecek durumda değil. Tüm bunların üzerine ülkemiz böyle bir yükü daha fazla kaldıramaz" diye konuştu.
Türkiye'nin kendi altyapısını, suyunu kaybetmesi durumunda vatandaşlarını da tutamayacağı uyarısında bulunan Kılıçdaroğlu, "Avrupa Birliği (AB) rüşveti verdim, kurtuldum kafasından çıkmak zorundadır. Açık söylemek gerekiyor ki Türkiye, geniş Akdeniz Havzası ve tüm Avrupa için bambaşka bir vizyon çizmek zorundadır" dedi.
Akdeniz Havzası'nın iklim krizini en şiddetli yaşayan bölge olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Bu havza tüm dünyadan yüzde 20 daha fazla ısınıyor. Aynı ekosistemi paylaşan 500 milyon insandan bahsediyoruz. Bu yüzden Akdeniz Havzası ülkelerine liderlik etmek zorundayız. Sığınmacı, kaçak sorununu da bu büyük meselenin parçası olarak okumalıyız" dedi.
"Suriye yönetimiyle görüşeceğiz"
"Önce Suriyeliler'i en geç 2 yıl içinde Türkiye, AB ve Akdeniz bölgesi ülkeleri olarak vatanlarına kavuşturmak için birlikte çalışacağız" diyen Kılıçdaroğlu,
"Suriye yönetimiyle görüşeceğiz. Buradan gidenlerin can ve mal güvenliği için meşru hükümetle protokol yapacağız ve AB ile Birleşmiş Milletler (BM) bu protokole dahil olacak. Suriye'ye gidecek sığınmacıların evlerini, okullarını yollarını, kreşlerini bu işbirliğinden çıkan fonlarla Türk müteahhitler yapacak. Hem ülkemiz hem Suriyeliler kazanacak" ifadelerini kullandı.
Bu fonların bir kısmıyla da Türkiye'nin iklim direncinin arttırılacağına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Buna dahil olmaya mecburlar, yoksa ne Irak, ne Suriye kalacak, herkes Avrupa'nın kapılarına dayanacak" diye konuştu.
"Türkiye’nin iklim mültecilerine bir tampon olma ihtimali yok" diyen Kılıçdaroğlu, "AB ile birlikte bu sorunu çözeceğiz. Hem iklim direncimiz arttırılacak, hem bölge tarımı ayağa kaldırılacak, hem ticaret gelişecek, hem de herkes kendi toprağında huzur içinde yaşayacak" sözlerini kullandı.
"Türkiye'nin altyapısı yeterli değil"
Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin suyu, enerjisi, altyapıları kendi insanının ihtiyaçlarına yanıt verebilecek durumda değil. Tüm bunların üzerine ülkemiz böyle bir yükü daha fazla kaldıramaz" diye konuştu.
Türkiye'nin kendi altyapısını, suyunu kaybetmesi durumunda vatandaşlarını da tutamayacağı uyarısında bulunan Kılıçdaroğlu, "Avrupa Birliği (AB) rüşveti verdim, kurtuldum kafasından çıkmak zorundadır. Açık söylemek gerekiyor ki Türkiye, geniş Akdeniz Havzası ve tüm Avrupa için bambaşka bir vizyon çizmek zorundadır" dedi.
Akdeniz Havzası'nın iklim krizini en şiddetli yaşayan bölge olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Bu havza tüm dünyadan yüzde 20 daha fazla ısınıyor. Aynı ekosistemi paylaşan 500 milyon insandan bahsediyoruz. Bu yüzden Akdeniz Havzası ülkelerine liderlik etmek zorundayız. Sığınmacı, kaçak sorununu da bu büyük meselenin parçası olarak okumalıyız" dedi.
"Suriye yönetimiyle görüşeceğiz"
"Önce Suriyeliler'i en geç 2 yıl içinde Türkiye, AB ve Akdeniz bölgesi ülkeleri olarak vatanlarına kavuşturmak için birlikte çalışacağız" diyen Kılıçdaroğlu,
"Suriye yönetimiyle görüşeceğiz. Buradan gidenlerin can ve mal güvenliği için meşru hükümetle protokol yapacağız ve AB ile Birleşmiş Milletler (BM) bu protokole dahil olacak. Suriye'ye gidecek sığınmacıların evlerini, okullarını yollarını, kreşlerini bu işbirliğinden çıkan fonlarla Türk müteahhitler yapacak. Hem ülkemiz hem Suriyeliler kazanacak" ifadelerini kullandı.
Bu fonların bir kısmıyla da Türkiye'nin iklim direncinin arttırılacağına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Buna dahil olmaya mecburlar, yoksa ne Irak, ne Suriye kalacak, herkes Avrupa'nın kapılarına dayanacak" diye konuştu.
"Türkiye’nin iklim mültecilerine bir tampon olma ihtimali yok" diyen Kılıçdaroğlu, "AB ile birlikte bu sorunu çözeceğiz. Hem iklim direncimiz arttırılacak, hem bölge tarımı ayağa kaldırılacak, hem ticaret gelişecek, hem de herkes kendi toprağında huzur içinde yaşayacak" sözlerini kullandı.