Seçim çalışmalarına dün Uşak'ta devam eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, aralarında Zaman'ın da bulunduğu bir grup gazeteciye gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Digiturk'ün hükümet muhalifi haber ve çocuk kanalları da dahil olmak üzere 7 televizyonu platformdan çıkarmasına sert tepki gösterdi. Olayı ‘eşi benzeri görülmemiş bir sansür girişimi' olarak niteledi. Şu ifadeleri kullandı:
KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK: “Bu karar aslında AKP iktidarının ne denli bir panik içinde olduğunu da gösteriyor. İsteyen istediği kanalı izler, yasak getirerek izlenmesinin engellenmesi düşünülüyorsa bunu başaramayacaklarını herkes biliyor. Bunların dünyadan haberleri yok. Beni üzen bir başka konu da Türkiye'nin giderek dünyada zedelenen imajına, bu uygulamanın da katkı yapmasıdır. Gazetecilere saldırı yapıldığı, medyaya yeni yasakların getirildiği bir süreci yaşıyoruz. Baskıcı hiçbir hükümet başarılı olamamıştır. Yasak getirerek iktidarlarını sürdürmek istiyorlar; ama korkunun ecele faydası yoktur.”
ABONELİĞİNİZİ BİTİRMEZLERSE EN YAKIN BAROYA GİDİN: “Medya üzerindeki baskı yeni bir evreye ulaştı. Bir savcının yazısı ile 7 kanalın Digiturk'ten çıkarılmasına karar veriliyor. Bu yazıyı yazan savcı açıkça hukuku, anayasayı, yasaları çiğnemiştir. Bu yazıyı yazmakla cumhuriyetin değil, iktidar savcısı olduğunu göstermiştir. Mahkeme kararı olmadan, bu tür bir uygulamanın yapılması açıkça iktidarın isteğini yerine getirmek amaçlıdır. Biz zaten yargının bağımsız ve tarafsız olmadığını biliyoruz, bu olay da yeni bir somut örnektir.”
AÇIKÇA BOYKOT ÇAĞRISI YAPIYORUM: “Mahkeme kararı olmadan Digiturk bunu uygulamaya koyduysa, açıkça vatandaşlarıma çağrı yapıyorum; ‘Aboneliğinizi derhal sonlandırın'. Bunu herkese, tüm vatandaşlara diyorum. Eğer size zorluk çıkarırlarsa en yakın baroya veya en yakın CHP il, ilçe örgütüne başvurun, her türlü hukuk desteğini size verecektir. Digiturk yöneticilerinin de bundan ders çıkarması lazım. Orası, iktidarın borusunu öttürdüğü bir mekân değildir ve olmamalı. Uygulamayı düzeltmezse ben hemen Ankara'ya dönüşte gereğini yapacağım. Dilekçe verip aboneliğimi sonlandıracağım.”
YASAK KARARI, OY KAYBETME KAYGISIYLA ALINDI: “Yasak tümüyle oy kaybetme kaygısı ile alınan bir karardır. Sayın Davutoğlu, bu uygulama ile önceki akşam söylediklerine dahi ters düşüyor. Sözleri arasındaki çelişkiyi bir siyasetçiyi geçiyorum; ama bir bilim adamı olarak da fark etmiştir. Söyledikleri ile uygulama arasındaki çelişkiyi görmek zorunda. Ayrıca Davutoğlu, hukuk ve yargı konusunda muhalefet partisi lideri gibi konuşuyor; geçmiş 13 yılı ret ediyor, yargının bağımsızlığının elinden alındığını da itiraf ediyor, kendisini kutluyorum. Biraz daha fazla konuşursa Saray'ı kızdıracak bu uyarıyı da yapmak istiyorum.”
İKTİDAR, GOBELS TAKTİKLERİ UYGULUYOR: “Hitler'in propaganda sorumlusu Gobels, ‘Gazeteciler, piyano tuşları gibi olmalı, hangi tuşa basarsak o sesi çıkarsın' diyordu. Aynısını istiyorlar. Sadece kendi istedikleri haberi yapsınlar istiyorlar; yapmayınca ölümle tehdit ediyor, baskı uyguluyor, patronlara ceza kesiyor ve de saldırıp dövdürüyorlar. Gobels taktikleri bunlar.”
AKP, YOLSUZLUKLARIN HAMİSİ HALİNE GELDİ: “Ali Babacan şikâyetlerini daha önce niçin dile getirmedi? Bugün gelinen noktada, Sayın Babacan, Bakanlar Kurulu üyesi değil miydi? Öyle anlaşılıyor ki herkes gemiyi terk etmek için fırsat kolluyor. Sayın Babacan'a sormak isterim; yabancı sermaye Türkiye'den neden kaçıyor? Kaç milyar dolar kaçtı son yıllarda? Geçmişteki uyarıları da yetmez, o zaman terk etmesi gerekirdi. Dışarıdan gazel okuyamaz; uyarır, uyarı gereği yapılmıyorsa çekilir. Sonunda AKP, yolsuzlukların hamisi partisi haline geldi, İran kadar cesur olamadılar.”
Digiturk bedelini ödeyecek
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, skandal sansür girişimine tepkisi miting meydanında da sürdü. Uşak'ta halka hitap eden CHP liderinin hedefinde muhalif kanalların platformdan çıkarılmasını isteyen savcı vardı: “Bir yazı yazmış ve Digiturk'ten 7 kanalı çıkarmışlar. Buradan o savcıya sesleniyorum; Sen cumhuriyetin savcısı mısın, iktidarın savcısı mısın? Mahkeme kararı olmadan nasıl olur da yasak getirirsin? Bunlar ‘3Y'ye karşıyız' diyorlardı. Yasak olmayacak! Yasak olmayan ne kaldı Allah aşkına? Bakın bir şey daha söyleyeyim; eğer Digiturk mahkeme kararı olmadan, altını çiziyorum, ‘7 kanalı ben susturdum' diyorsa onun bir bedeli vardır ve o bedeli ödeyecektir. Siz hangi gerekçeyle yasak getiriyorsunuz? Birisi yazı yazdı diye yasak mı gelir? 7 kanalı sansür ediyorsun, gazetecileri dövüyorsun, ölümle tehdit ediyorsun. Niye birilerinin sesi çıkmıyor? Hani ülkede demokrasi vardı, özgürlükler vardı, vatandaş dilediğini söyleyecekti, istediğini yazabilecekti? Bir baskı rejimiyle karşı karşıyayız.”
Zaman