Deniz Zeyrek'e konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Başkanlık ve Avrupa Birliği ile ilgili gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İşte Kılıçdaroğlu'nun Hürriyet'e yaptığı o açıklamalar:
"Sayın Davutoğlu geldiği zaman, anayasada Türkiye’nin demokratikleşmesini sağlayacak bütün düzenlemelere elbette katkı vereceğiz. Ancak ilk dört madde hariç. Sadece bize ‘başkanlık’ önerisiyle gelmesin. Hele Sayın Cumhurbaşkanı bu konulara hiç girmesin. Anayasada tanımlanmış görevlerini yapacak, çok konuşmayacak, tarafsızlığını koruyacak. Kendisine yeni bir makam arayışına girmesin. Yeter artık bu toplum onu ve ailesini sırtında taşıyor, bütün etik kurallarına rağmen. Bu kadar ağır bir yükü Türkiye Cumhuriyeti çekmemiştir. Yeter.Davutoğlu aslında, büyük bir olasılıkla, perdenin arkasından Cumhurbaşkanı’nın tutumundan şikâyet ediyordur. Hükümete bu kadar müdahalenin doğru olmadığını o da biliyordur. Türkiye’de asıl sorun, Erdoğan’dan kaynaklanıyor. Abdullah Gül de vardı, bir Cumhurbaşkanı gibi davrandı. Bu bütün sıcak olayların içinde. Kaos. Kaosun olduğu yerde zaten sağlıklı yönetim olmaz.
AB UYUM YASALARINA AÇIK ÇEK
AB ile uyum sürecinde, Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı verecek bütün yasalara açık çek veriyorum. Hepsine destek vereceğiz. Ama medyanın öne çıkarmadığı özel bir alan var; o da Kıbrıs. Kıbrıs ile ilgili parlamentonun bilgilendirilmesi gerekiyor. Hangi ödünleri verecekler veya vermeyecekler. AB, Suriye olayından sonra Türkiye’nin önemini yeniden keşfetti. Batı’nın saygın ülkesi haline getirecekse, Türkiye’yi demokratikleştirecek fasıllar açacak. Hükümetin Eylem Planı, toplumun beklentilerine uygunsa, toplumun dar gelirli kesimlerini rahatlatacaksa itirazımız yok. Programımızda da vardı zaten bunlar. Getirsinler emekliye, işçiye ne veriyorlarsa açıkca destek verebiliriz. İtirazımız yok.
KAOSA DOĞRU GİDİYOR
2002’de iktidar olduklarında terör yoktu. Doğu ve Güneydoğu’ya bakıyorsunuz; Suriye’den farkı yok. Türkiye’yi bu hale kim getirdi? Bunun hesabını veremeyen siyasal iktidar, neyin hesabını verecek? Türkiye süratle bir kaos ortamının içine sokuluyor. Kürt sorununun böyle çözülemeyeceğini defalarca söyledik. Sorunun çözümü ellerinden kaydı. AKP politikası olan bir siyasi parti değil, rant partisi. Dış politikayı da, iç politikayı da böyle okudu. Sorun geçmişte yapılan yanlış politikanın Türkiye’ye çıkartılan faturasıdır. Demokrasilerde en büyük güç olan yasama organı, şu anda üstüne düşen görevi yerine getirmiyor. Normalde yasama organının Doğu ve Güneydoğu’da olaya el koyması lazım.
DIŞ POLİTİKA ELEŞTİRİSİ
Bu hükümetin bir dış politikası yok. Olayların arkasından sürüklenen bir dış politika var. Irak’a asker gönderiyorsunuz ama merkezi yönetimin haberi yok. Başka bir ülkenin bayrağına, sınırlarına saygı göstermeniz lazım. Önce kavgayı başlatıyorsunuz, sonra da ‘kavgayı nasıl barışla sonuçlandırabilirim’ diye uğraşıyorsunuz. Düşman yaratıyorsunuz. Türkiye’ye yönelik olarak ne kadar olumsuz tavrı sergileyen ülkeler varsa hepsini aynı kampta birleştiriyor ve güçlü bir cephe oluşturuyorsunuz.”
Referandum çağrısına yanıt
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık sistemiyle ilgili referandum çağrısına şu yanıtı verdi: “‘Koyun can derdinde kasap et derdinde’ diye güzel bir atasözü var. Türkiye’nin dünya kadar sorunu var, o halen tutturmuş ‘başkanlık da başkanlık’. Bıraksın artık. Türkiye’nin başına yeteri kadar bela olduğunun farkında değil mi? Kesinlikle kaçak sarayında oturması ve sessizliğini koruması lazım. İki başlılığı yaratan o zaten. Otursa yerine, iki başlılık yok.”