CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinin en derin krizlerinden birini yaşadığını, ülkeyi kimin yönettiğinin belli olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, Anayasa'nın askıya alındığını dile getirdi. Bülent Ecevit'in geleneğinden geldiklerini aktaran Kılıçdaroğlu, "Rahmetli Ecevit ne diyordu? 'Ne ezen, ne ezilen, insanca hakça bir düzen.' İnsanca, hakça bir düzen getireceğiz." dedi.
CHP lideri, İzmir ziyareti kapsamında Ödemiş'te halka hitap etti. İlçe meydanını dolduran binlerce vatandaşa seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en derin krizlerinden birisini yaşıyor. Türkiye'yi kimin yönettiği belli değil. Anayasa'sı askıda. Gazeteler, televizyonlar üzerinde büyük baskılar var, polis eşliğinde basılıyor. Televizyon ekranları karartılıyor. Gazeteciler ölümle tehdit ediliyor. Vatandaşın haber alma hakkıları kısıtlanıyor. Bu süreç, bize yakışan bir süreç değil. Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları, bu ülkeye bağımsızlığı getirirken aynı zamanda bu ülkeye özgürlüğü de getirdiler. İnsan haklarını getirdiler, kadın erkek eşitliğini getirdiler ve şunu söyledi Gazi Mustafa Kemal, 'Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.' dedi. Yani güçlü bir sosyal devlet, Türkiye olmak zorundadır dedi. Hiç kimse, 'ben kimsesizim' demeyecek dedi. Bu devlet herkesin sahibidir, olmak zorundadır ama şu anda Türkiye bir ateş çemberinden geçiyor. Bir kişi kendi iradesini saraya ipotek etmişse o kişiden bu ülkeye fayda gelmez." dedi.
'BABALAR EVLATLARINI TOPRAĞA VERİYORSA'
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Şu hale bakın, 13 yılda nereye geldik. Birbirimize selam veremez hale geldik. Kavgadan bıktık. Eğer bir ülkede çocuklar babalarını değil de babalar çocuklarını toprağa verirse o ülkede sorun var demektir. Gencecik, fidan gibi çocukları babalar toprağa veriyor. Acı, kan, gözyaşı bu memleketin kaderi değildir. Yeter demeniz lazım artık. İşçisiyle, köylüsüyle, memuruyla, emeklisiyle, çiftçisiyle yeter dememiz lazım. Türkiye bunu haketmiyor. Yazık günahtır bu memlekete. Ayrışmayacağız, bölünmeyeceğiz. Birarada olacağız, güçlü olacağız. Neden bölünüyoruz, neden kavga ediyoruz? Birilerinin ihtiraslarını tatmin etmek için. Bu ülke, güzel bir ülke. Topraklarımız bereketli, insanlarımız çalışkan. Neden bu hale geliyoruz o zaman?" dedi.
'ÜLKEDE 22 MİLYON FAKİR VAR'
Türkiye'de devletin resmi rakamlarına göre 22 milyon fakir bulunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Bu ülkede 22 milyon fakir var, 22 milyon. Devletin resmi rakamları bunlar. 7 milyon hanede oturuyorlar, yani 7 milyon evde 22 milyon fakir var. Aylık gelirleri 300 lira ve daha altında. Bu çocuklar, o evlerdeki çocuklar bizim çocuklarımız değil mi? O çocuklara kim sahip çıkacak? Onlar sahip çıkmadılar. Sizden yetki istiyorum. Ben yetkiyi saraydan filan değil, saraylardan istemem, ben yetkiyi sizden, halktan istiyorum yetkiyi. Çiftçi kendisine şu soruyu sormalıdır: Neden dünyanın en pahalı mazotunu bana satıyorlar? Neden? Efendim, bizde petrol yok. Petrol olmayan diğer ülkeler de var. Neden dünyanın en pahalı mazotunu size satıyorlar? Ben söyledim. Çiftçiye mazotu, yetki verirseniz bana, 1 lira 80 kuruştan çiftçiye vereceğim. Neden? Çiftçi üretmezse bizim karnımız doymaz. Tarım, her yerde stratejik sektördür. Dünyada stratejik sektördür tarım. Sandığa giderken şunu Allah aşkına bir düşünün, ya bu ülke, saman ithal edecek bir ülke miydi? Bu ülke, canlı hayvan ithal edecek ülke miydi? Bu ülke, et ithal edecek ülke miydi? Biz bir ara bütün Ortadoğu'yu besliyorduk, şimdi kendimizi besleyemez hale geldik. 'Türkiye iyi.' Neresi iyi Allah aşkına? Her dört üniversite mezunundan birisi işsiz. 8 milyon işsizimiz var, 8 milyon. Eğer bir evde bir işsiz varsa o evde huzur olmaz." dedi.
'SEN ÇOCUK MUSUN? SEN DEVLET YÖNETİYORSUN'
Vatandaşları sandığa giderken düşünmeye davet eden Kılıçdaroğlu, "Sandığa giderken düşünün. Elinizi vacdanınıza koyun. Ülke kötü yönetiliyor. Nereye gitttiği belli değil. Tam bir kaos. 'Bizi kandırdı' diyorlar. Gittiler, çözüm süreci diye bir süreç getirdiler. Elli sefer söyledim, yanlış yapıyorsunuz diye. 'Sen bilmezsin, biz yapacağız', yap kardeşim. 'Terörü bitireceğiz', bitir, sana kredi açıyoruz kardeşim. 7 Haziran'dan sonra terör azdı. Neden? Dönüp dediler ki, 'PKK bizi kandırdı.' Sen çocuk musun kardeşim? Sen devlet yönetiyorsun. Devlet yöneten bir adam, 'PKK bizi kandırdı.' dedi. Öbür taraftan çıktı, 'Paralel bizi kandırdı.', öbür taraftan yine, 'Esad bizi kandırdı.' Herkes seni kandırıyorsa sen bu ülkeyi nasıl yöneteceksin? Böyle bir yönetim, cumhuriyet tarihinde olmamıştır." dedi.
'ECEVİT'İN GELENEĞİNDEN GELİYORUM'
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun saray için, kendisinin halk için çalıştığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Davutoğlu saray için çalışır. Çalışıyor da zaten ama Kılıçdaroğlu halk için çalışır. Gelin, hep beraber yeni bir başlangıç yapalım. Ben öyle 13 yıl da istemiyorum, dört yıl yetki verin, bakın Türkiye nasıl adam gibi yönetiliyor. Kul hakkı nasıl yenmiyormuş, çiftçinin hakkı, emeklinin hakkı nasıl korunuyormuş. Şunu bilmenizi isterim, ben rahmetli Ecevit'in geleneğinden geliyorum. Ecevit ne diyordu, 'Ne ezen, ne ezilen, insanca, hakça bir düzen.' diyordu. İnsanca, hakça bir düzen getireceğiz. Emekliye yılda iki maaş ikramiye, Ramazan ve Kurban bayramında. Neden veriyoruz? İnsanca, hakça bir düzen olsun diye. Bayramda torunundan kaçan emekli mi olur Allah aşkına? Asgari ücreti bin 500 lira yapacağız, net. Niçin? İnsanca, hakça bir düzen olsun. Asgari ücretin netini bile benden öğrendiler, onu bile bilmiyorlar. Bu düzeni kaldırmamız ve değiştirmemiz lazım. Önümüzde tarihi bir fırsat var, 1 Kasım. 1 Kasım'da gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız. Ya demokrasiden yana, adaletten yana, hukuktan yana ya da baskıdan, zulümden yana oy kullanacağız. Adalet istiyorsak, bunun tek bir adresi var. Dört siyasi parti var Meclis'te. Bir parti Türkiye'yi buraya getirdi. İşsizlik var, terör var, her şey var. PKK belası yetmiyormuş gibi Suriye dolayısıyla bir de başımıza IŞİD belasını getirdiler. Ankara'da 102 çocuğumuz öldürüldü, sorumlusu kim? Vicdanları sızlamıyor. 102 tane genç ölmüş, televizyonlara çıkıp sırıtıyorlar. Yazık günahtır bu memlekete. Hepimizin yeniden düşünmesi lazım. Sandığa giderken elimizi vicdanımıza koyup sandığa gidelim. Dört siyasi parti var dedim. Bir partinin Türkiye'yi getirdiği nokta, şu anda bulunduğumuz nokta. 13 yıldır iktidar. Bir başka parti var. Allah selamet versin. O da her şeye 'hayır' diyor. Ne dersek 'hayır'. Şunu yapalım, 'hayır', bunu yapaılm, 'hayır'. Bu beladan memleketi kurtaralım, ona da 'hayır'. Bir başka parti, tamamen denklemin dışında. Geriye bir parti kalıyor, Cumhuriyet Halk Partisi, halkın partisi. Dürüst adamların partisi. Kul hakkı yemeyenlerin partisi. Bir adam gelip size din üzerinden propaganda yapıyorsa bilin ki dünyanın en sahtekar adamı odur. Hesabı sadece Allah'a veririz." diye konuştu. CİHAN