AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası açıkladığı emekli ikramiyesine ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, “Ta en baştan beri Ramazan ve Kurban Bayramlarında verdiğim mücadele sonunda bir noktaya geldi. 200 lirayla ancak 20 simit alabiliyorsunuz. Sonunda dediler ki emekliye ‘5 bin lira vereceğiz’ Ama çalışan emekliye vermeyeceğiz. Tarihimizde ilk defa emekliler ikiye ayrıldı. Ama şu soruyu sormuyorlar; emekliler neden çalışıyor?
Çalışanı cezalandıran bir modeli inşa ettiler şimdi. 5 bin lirayı da kimse bir büyük para olarak görmesin. 5 bin lirayla 500 tane simit alabiliyorlar” dedi.
İsrail-Filistin savaşına değinen Kılıçdaroğlu, sivillerin ve masum insanların öldürüldüğüne dikkat çekerek, “Filistin halkının haklı davasını savunmak her demokratik ülkenin hakkıdır. Eğer bir sorun çözümsüzse genelde Filistin-İsrail örneği verilir. Bu davanın kimse öldürülmeden bir şekilde sonlanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Gar Katliamının yıldönümü olduğunu hatırlatan CHP lideri, Türkiye’nin terör yüzünden çok acılar çektiğini söyleyerek şunları kaydetti: “Bugün 10 Ekim gar katliamının 8. yılı. 103 vatandaşımız hayatını kaybetti. Ve dolayısıyla bizim hem bu olayın takipçisi olmak hem de buna benzer olayların bu coğrafyada olmamız için çabalamak görevimizdir.''
KAVALA VE ATALAY HAPİSHANEDE OLMAYI HAK ETMİYORLAR
Can Atalay’ı, Osman Kavala’yı geçtiğimiz hafta ziyaret ettim. Devleti devlet yapan o devletin temel kurumlarıdır. Yasama, yürütme, yargıdır. Çağdaş devletlerde medya da buna eklenmiştir. Yasa ve yargının bir elde toplanması ‘alacağınız kararları bana soracaksınız’ noktasına gelmesi büyük sorunlara yol açar. Az önce isimlerini saydığım insanlar şu anda haksız yere hapishanede tutuluyorlar.
Türkiye 34 yıl sonra yurt dışından şeker ithal eden ülke konumuna geldi. ‘Pamuğu da dışarıdan getireceğiz’ diyorlar. Çiftçinin üretmediği bir ülke haline geleceğiz. 21 yıldır barınma sorununu çözemediler. Yurt sorununu çözemediler, fahiş ev kiralarını çözemiyorlar. Geçen yıl bir öğrencinin İstanbul için aylık masrafı 5 bin 357 lira iken 5 bin 353 liraya yükselmiş durumda.
Önümüze bir tezkere getiriyorlar. Elbette ki terörle mücadele konusunda verilecek her karara evet deriz. Tezkerede ‘Cumhurbaşkanı isterse yabancı kuvvetleri Türkiye’ye davet edecek’ diyor. Birinci sorum Bahçeli’ye. Partinin adı; Milliyetçi Hareket Partisi. MHP olarak bu tezkereye ‘evet’ diyeceğini söylüyorsun. Yabancı asker postallarının Türkiye Cumhuriyeti topraklarını çiğnemesine ‘evet’ diyor musun, demiyor musun? Asla ve asla yabancı bir askerin Türkiye’ye gelmesini istemiyorum.
İkinci sorum; Bu yabancı askerler kimler? Hangi askeri terörle mücadele için Türkiye’ye davet edeceksiniz? Binlerce şehidimiz var. Bir tane yabancı asker bile gelmedi. Ama şimdi ‘Terörle mücadele edeceğiz’ diyorlar. Akdeniz’de gemimiz basılır, yabancılardan duyarız. Gemin basılacak Türkiye’nin sesi çıkmayacak. ‘Milliyetçiyim’ diyorsan sen de ‘hayır’ diyeceksin.
Şehit olan bizim askerimiz ama Erdoğan soluğu Putin’in kapısında aldı. Eğer özür dilemesi gereken biri varsa onlar. Hem 33 askerimiz şehit hem de kronometreyi açıp kapıda bekletiyorlar. ‘Milliyetçilik’ diyorsanız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partiyi sorgulayamazsın. Batsın sizin Milliyetçilik anlayışınız.
Geçen dedim ki; ‘Şimdiki meclis, el kaldırıp indiren bir meclis. Kimse kanuna falan da bakmıyor. AK Parti ve MHP de bakıyor grup başkan vekili el kardırdıysa kaldırıyorlar. Milletvekili gelen yasa teklifini sorgulamalı. O yüzden bugünkü meclis’ Gazi meclisi denmez’ dedim.
Gazi, hak, hukuk ve adalet için yaralanan kişidir. O nedenle meclise gazilik unvanı verilmiştir. ‘Yabancı askerler gelsin’ diyen meclise ne diyeceksiniz? Bizi suçluyorlar ama; ‘Siz teröre destek veriyorsunuz.
Kendi silahlı kuvvetlerine, emniyet güçlerine güvenmeyen bir devlet olur mu?”