CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun görevden alınması çağrısı yapan MHP lideri Devlet Bahçeli'yi "ciddiye almadığını" söyledi. Kılıçdaroğlu, "Belediye başkanı görevden alınır mı? Başkası seçilir mi? Bunu yapmak isteyenler akıllarını ekmek peynirle yemiş kişilerdir. Böyle bir garabet olur mu, olmaz. Onlar da biliyor" dedi.
CHP'li belediyelere "baskında yapılacaklar" konusunda daha önce gönderdikleri talimatı güncellediklerini ve yeniden göndereceklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Bizim korkumuz yok. Müfettiş de gelir, polis de gelir…" diye konuştu.
CHP oylarının istikrarlı şekilde arttığını; oylarının ilk kez oy vereceklerde yüzde 42, Türkiye genelinde yüzde 28 civarında olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Sağlıklı, tutarlı bir artış var. Yeterli mi yeterli değil ama biz göreceksiniz AKP'yi geçeceğiz, birinci parti olacağız" iddiasında bulundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yabancı yayın kuruluşları ve internet medyasının temsilcileri ile bir araya geldi, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
2021'in zor koşullarda tamamlandığını, ekonomik, politik, sosyal olarak sorunlu bir yıl olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Umarım 2022 güzel şeylerin başlangıcı olur" dileğinde bulundu. Kılıçdaroğlu'nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda ittifak bileşenlerinin uzlaştığı bir isim var mı? Bu isimlerin arasında Abdullah Gül'ün de adı geçiyor mu?
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda uzlaşma olması, bir araya gelmemize bağlı ama bu konuda bir araya gelmedik. Millet İttifakı'nı oluşturan bileşenler ve sonradan güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunan Gelecek Partisi ve DEVA Partisi ile de bu konu görüşülmüş değil. "Uzlaşma oldu mu olmadı mı Gül'ün adı geçti mi, geçmedi mi?" Bir görüşme olmadı ki geçsin.
"MÜLAKATTA KAMERA KOYABİLİRİZ"
KPSS'den yüksek puan alanların elenmesi tartışılıyor. CHP olarak siz ne düşünüyorsunuz bu konuda, mesela CHP'li belediyeler mülakatı kaldırabilir mi?
Mülakatı kaldıracağımızı söyledik. Ama belli görevler için mülakat zorunlu olabilir. O zaman da kamera koymak zorundayız. Soruları kim soruyor, verilen yanıtlar. Herhangi biçimde haksızlığa uğrayan kişi yargıya başvurduğunda kayıtlar gönderilir. Yargı, sorunu çözer. İlke olarak mülakatı kaldırıyoruz. KPSS'de 90 almışsa ataması yapılacak.
Geçmişte Danıştay, mülakatlarda kamera konulması kararı aldı. Sonra AKP bir kanun teklifi ile bunu kaldırdı. Çünkü torpil işleyecekti, torpili işlettiler. Sözlü mutlaka gerekiyorsa, bir hakim, savcı, öğretmenlik sınavında. Fiziği, diksiyonu, anlatımı, bunlara bakmak lazım. Kamera koyar bakarsınız. Amaç torpili kaldırmak, kaldırırsınız.
KPSS'de de ise mülakatı kaldırır, atamayı yaparsın. Normalde sınavda dersiniz ki 100 kişi alınacak, 120 çağırabilirsiniz. Ama 400 kişi çağırıyorsunuz. Bu ne demektir, kazanamayan kişiler listemde, 400'e bunları dahil ettiğimde rahatlıkla bunları alırım. Önemli olan objektif olmak. Sınav komisyonu objektifse işin doğasında olan budur.
Bütün mesele komisyonun dürüst olmasında. Yoksa bu kadar şaibe olmazdı. İlk kez bu iktidar döneminde oluyor.
Yazılıda alınan puanın sözlüde üç artı, üç eksi olması gerekir diye Milli Eğitim Komisyonu'nun mutabakat sağladığı bir başlık var. Ya artı üç, ya eksi üç vereceksiniz. Aralık çok fazla olmayacak. Parlamentoda bir uzlaşma var. Ama yapılan sınav bu uzlaşmaya, Danıştay kararlarına uymuyor. Bu arkadaşlarımız yargıya başvuracak, biz hepsine hukuki destek vereceğiz. Milli Eğitim Bakanlığı, komisyonun mutabakatı çerçevesinde bunu düzeltecekse sorun yok, düzeltmeyecekse bu işi yargı temizleyecek.
"AKILLARINI EKMEK PEYNİRLE YEMİŞ KİŞİLER"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, belediye başkanının gerekirse görevden alınabileceğini söyledi. Bir risk görüyor musunuz?
Sayın Bahçeli'nin yaptığı açıklamayı biz fazla ciddiye almıyoruz. İşin Türkçesi o. Belediye başkanı görevden alınır mı, başkası seçilir mi? Bunu yapmak isteyenler akıllarını ekmek peynirle yemiş kişilerdir. Böyle bir garabet olur mu, olmaz. Onlar da biliyor.
Bahçeli'nin devlet yönetimi ile de bir bağlantısı kalmamış. Devlet, alınan kişilerle ilgili adli sicil kaydını veriyor, sabıka kaydı veriyorsa, bir yanlışlık varsa, bir terör mensubu kişi varsa, soruşturulacak kişi o belgeyi veren kişidir. Gitsinler, Bahçeli açıklama yapacaksa bu adli sicil kayıtlarını kimler verdi? Ciddiye alınacak bir şey değil.
"19,1 MİLYAR DOLAR SATTILAR"
İktidarın yeni ekonomi modeli ile ilgili Hazine ve Maliye Bakanı'nın Israrla kamunun müdahalesi olmadığını, ÖTV'nin kalkmayacağını söylüyor. Bu açıklamalar çerçevesinde ekonomi modelinin işleyişini nasıl görüyorsunuz?
Ortada bir model yok. Kendi kendilerine model diyorlar. Bir modelin olması için birden fazla parametrenin olması lazım. Ekonomide bir tahterevalli var. Bir ucunda faiz baronları, diğerinde dolar baronları var. Birbirlerine çok uzak kişiler değil. Bir bu taraf, kazanıyor, 84 milyon kaybediyor. Model diyorlarsa böyle bir model var. Ekonomiyi para politikası ile yönetirseniz kaçınılmaz olarak gündeme gelir. Maliye politikasını bırakmışsınız, üretimi devre dışı bırakmışsınız, bir garabet içerisinde… Hazine devreye girecekmiş, zaten Hazine de giriyor, Merkez Bankası da giriyor, kamu bankası da giriyor. Ama bir türlü dengeyi sağlayamıyorlar.
Satışlar konusunda rakamlarımız doğru. 19,1 milyar dolar para sattılar. 'Doğru değil' diyorlarsa çok basit, Meclis açıldığında araştırma önergesi vereceğiz. Kabul edecekler. Hangi banka ne sattıysa ortaya çıkacak. Korkmamaları gerekir. Ama adım gibi biliyorum ki MHP ile birlikte reddedecekler. Çünkü gerçeklerin bilinmesini istemiyorlar.
"MORAL ÜSTÜNLÜĞÜ VARSA SANDIĞI GETİRSİNLER"
Yeni kur politikasının açıklanmasının ardından muhalefetin moral üstünlüğünü kaybettiği yorumları yapıldı. Bu konuda bir anket yaptırdınız mı?
Bizim moral üstünlüğümüzde sorun yok. İktidar 'Moral üstünlüğü elde ettik' diye düşünebilir. Ama güvenin olmadığı yerde bu olmaz. Kendi kendilerine 'İyi oldu,' diyebilirler.
Erdoğan ile toplum arasında bir güven sorunu var. Bu aşılmadıkça toplum destek vermez, vermemeli de… Kararlılar bana kalırsa. Biz özel bir anket yaptırmadık. Dün bir anket geldi. Herhangi bir sorun yok. Geçmişte neyse sonuçlar aynı. CHP'nin hafif yukarıya doğru tırmanışı var, devam ediyor. Ayrıca moral üstünlüğü varsa sandığı getirsinler…
"BİRİNCİ PARTİ OLACAĞIZ"
CHP'ye neden yeterince ivmeli biçimde seçmen kayışı yok?
CHP'nin oyu hemen sıçradı, çok büyüdü değil ama gayet istikrarlı, sürekli yukarıya doğru gidiyor. Bizim için değerli olan bu. Birden çok yukarı çıktı, aniden düştü, bu sağlıklı değil. 28 küsürlerde şu anda. Sağlıklı, tutarlı bir artış var.
Yeterli mi yeterli değil. Ama biz göreceksiniz AKP'yi geçeceğiz, birinci parti olacağız. Erdoğan ne yaparsa yapsın, biz önümüzdeki seçimlerde birinci parti olacağız. Bu bir istikrar işidir. Toplumu ikna etme işidir. Şu anda biz topluma güven vermek açısından kararlılığımızı gösteriyoruz. Düne kadar bize mesafeli olanlar dinliyor, belli bir zaman diliminde katılımlar oluyor.
"BELEDİYELERE BASKIN MADDELERİNİ GÜNCELLİYORUZ"
Belediyeler konusundaki yeni hamlelerin geleceğinden endişe ettiğini söylediniz parti olarak. Neler yolabilir, "ekmek peynirle aklı yemenin" karşılığı ne olur sizde?
Geçmişte de bizim belediyelere yönelik polis baskınları çok oldu. Biz belediye başkanlarımıza bir metin gönderdik. Polis baskını olduğunda hangi önlemleri alacaksınız. Şimdi o maddeleri güncelliyoruz. Yeniden göndereceğiz.
Mesela bilgisayarları imajını almadan vermeyeceksiniz. Hangi belgelerin alındığının fotokopilerini alacaksınız.
Bizim korkumuz yok. Müfettiş de gelir, polis de gelir… Bu işi yapan insanlar önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki yolsuzlukları saptayan müfettişlerin raporlarına el koydular. Bu raporları İçişleri Bakanlığı ne yaptı? Bahçeli'ye de sormak lazım. Ne oldu o raporlar? Yolsuzlukları kapatmak için belediyenin elindeki evrakları aldılar. Şimdi dönmüşler, "Teröristler çalışıyor." Akıldışı şeyler bunlar.
Bu hamlelerin tamamı bizim için iyi. Teşekkür ediyoruz kendilerine. Yapsınlar. Bu milletin bir vicdanı var. Vatandaş devlet böyle yönetilir mi diye sormayacak mı? İstanbul'da benzeri yapıldı, YSK'yı araya koydular, yeniden seçim oldu. Pek çok belediyeye yine baskınlar yapıldı. E ne oldu? 13 binlik fark 800 bine çıktı. Benzer tablo olacaktır. Belediye başkanını ne diye alacaklar?. Numan Bey (Kurtulmuş) söyledi, başkanların sorumluluğu yok ki. Adli sicili veren savcılık, varsa sorun git orayla uğraş. Ne olur, hiçbir şey olmaz.
"İLK KEZ SANDIĞA GİDECEKLERDE OY ORANIMIZ YÜZDE 42"
Z kuşağı olarak da adlandırılan ilk kez seçimlerde oy kullanacak olan gençlerin partinize ilgisi nasıl, onlara mesajınız nedir?
Gençlerle toplantı yapıyorum doğru. Z kuşağı bir parti altında olmak istemiyor. Onlara özgürlüklerini vereceğiz. Rahatlıkla twitlerini atabilecekler.
Yurtdışına çıkış konusunda farklı yerlerde sorusu da geldi. Umudumuzu da kaybettik diyorlar. Umutsuz olmamak gerektiğini dünya siyaset tarihine güzel bir miras bırakacaklarını, otoriter bir yönetimi devireceklerini, keyfine varmalarını söylüyorum. Bizi cezalandıran bir diktatörü indireceğiz, diyorlar.
Y kuşağı biraz daha milliyetçi. Bunu da soruyorlar. Bizim iki çizgimiz var, vatanımız ve bayrağımız. Onun dışında her şeyi konuşuruz. İlk kez sandığa gidip oy kullanacaklarla ilgili başka bir kurumun anketinde CHP yüzde 42 ile açık ara önde. Onlar bizi iktidara taşıyacaklar.
İttifak çalışmalarını hızlandıracak mısınız?
Güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili metni genel başkanlar görüşüyor. Belki ocak ayında bunun kamuoyu ile paylaşımı gündeme gelebilir. 6 genel başkan da bir araya gelebilirler. Görüşme sonunda ortaya çıkar. Bir uzlaşma metni ortaya çıkması önemli. Ekonomi konusunda da çıkarsa bu da önemli.
Artık 6 partinin genel başkanının bir araya gelmesi, bir fotoğraf vermesi bu belki belli bir zaman dilimi içerisinde, seçim takvimi belirlenmediği sürece 6 genel başkan bir araya gelir mi, her birimizin dünya kadar işi var.
Ama rahatlıkla açıp konuşuyoruz birbirimizle. Bir sorun olduğunda konuşuluyor. Bu uyum devam edecektir. Ama o fotoğraf belki seçim takviminden sonra gündeme gelebilir.
"ÖZEL MASALAR DA KURDUKLARINI BİLİYORUZ"
İçişleri Bakanı Soylu, "telefonlarımız dinleniyor" açıklamanız nedeniyle hakkınızda suç duyurusunda bulundu. İktidarın her şeyi yargıya taşımasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İstedikleri kadar bulunsunlar. Çok ciddiye almıyoruz. Telefonlarımızın dinlendiğini gayet iyi biliyoruz. Bir adım daha atayım, özel masaların kurulduğunu da biliyoruz, bir adım daha atayım. Özel masalar dediğimde Soylu bunu gayet iyi anlar. Neyin ne olduğunu biliyoruz.
Herhangi bir çekincemiz yok, her şeyimiz açık. Açıklık, saydamlık temel ilkemiz. Yargıya taşıyarak acaba geri adım atarlar mı diyorlarsa, asla ve asla kitabımızda geri adım atmak yoktur. İnandığımız şeyi sonuna kadar götürürüz.
Tazminat davalarında bile hakimi değiştiriyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bunları kazanıyorum. Sonuçta vicdanlı hakimler var, bu kadar da olmaz" diyorlar. Gözdağı vermek istiyorlar ama veremezler. Kirli insanlar ne yaparlarsa yapsınlar artık toplum kabul etmiştir kirliliklerini.
Ağızlarıyla kuş da tutsalar topluma değil bir kişiye hizmet ederler. Bunun için oturuyorsanız o koltuğun gereğini yapamazsınız. Yukarıdan gelen talimata göre rakamlarla oynuyorsunuz, enflasyon oranı belirliyorsunuz, şunu mahkum edin diyorsunuz. Asla Demirtaş ve Kavala çıkmayacak diyorsunuz, "ben karar verdim, bunlar içeride kalacak..." Mehmet Uçum diyor ya, tek kişilik hükümet var. Soylu'nun dedikleri Erdoğan'ın dedikleridir. Bağımsız iradeleri yok zaten.
ADAYLIK: BİRBİRİMİZİ RAHATSIZ EDEN CÜMLELER KULLANMIYORUZ
Millet ittifakının liderleri, sizin adaylığınızla ilgili soruları sıcak karşılıyorlar, siz de mesajlar veriyorsunuz…
Millet ittifakı liderleri, bilmiyorum da konuşmadığımız için. Ama şunu kabul edelim elbette ki soru sorulduğunda birbirimizi rahatsız eden cümleler kullanmayız. Tersine hepimiz birbirimize saygılıyız. Yapmacıklı bir tavrımız yok.
Siyaset tarihimizin belki de en önemli olayı, 6 liderin son derece samimi içten, demokrasiyi yeniden inşa konusundaki kararlılıkları. Bunu sürdüreceğiz.
Bürokrasiye yönelik açıklamalarınızın ardından, bürokraside çözülme var mı, size bilgiler geliyor mu?
Bürokraside yasadışı işlemlere imza atmama konusunda gelişmeler var. Görevden almalar da var, istifalar da var. Şunları söylüyoruz, görevden alabilirler, daha güzel görevlere geleceksiniz. Bilgi akışı var. Doğru. Kimin kaç maaş aldığı vs. Bunları değerlendiriyoruz zaten. Bürokraside çözülme değil de diriliş desek daha iyi olur.