Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine yaklaşık üç ay kala kamuoyunda gözler, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi'nin birlikte çalıştığı 'Millet İttifakı'na çevrildi. Altılı masa olarak da bilinen ittifakın 2 Mart'ta ortak aday hakkında ilk kez somut bir şekilde görüşmeleri bekleniyor.
Ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili olarak yetkinreport.com'a yaptığı açıklamada "Tek kişilik hükümet artık yönetemiyor. Devletin iyi yönetilmediğini deprem bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkardı. Altılı Masa adayı ilk turda cumhurbaşkanı seçilecek, buna inanıyorum" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in CHP'li kurmaylarına dönük eleştirileri de hatırlatılan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Altılı masanın dağılacağı söylentileri asılsız, kopma ihtimali yok. Her ne kadar uyumsuz olduğumuz havası yaratılmak isteniyorsa da masa uyumlu çalışıyor. Elbette ki zaman zaman masada ya da belli alanlarda birlikte çalışan arkadaşlarımız arasında farklı görüşler dile getiriliyor.
Ancak biz uygar insanlar gibi görüşüp, sorunları aşıyoruz. Adayımızı uzlaşmayla belirleyeceğimizi daha önce açıklamıştık. Altılı Masanın adayı ilk turda kazanacak, ilk turda cumhurbaşkanı seçilecek, buna inanıyorum."
Akşener: Sürekli İYİ Parti'ye bir parmak sallama hali var ortadaAkşener: Sürekli İYİ Parti'ye bir parmak sallama hali var ortada
KÜRT SEÇMEN SORUSUNA YANIT
CHP lideri, HDP ve Kürt seçmen sorusu üzerine de "Altılı Masanın belirleyeceği cumhurbaşkanı adayı toplumun her kesiminden, yurdun her bölgesinden, her kimlikten, her inançtan ayırt etmeden oy isteyecektir. Bu da doğal. Türkiye’nin demokratikleşmesini isteyen herkesin de bunu göreceğine inanıyorum. 2 Mart toplantısında bütün bunları görüşme imkanımız olacak" ifadesini kullandı.
'DEPREM HER ŞEYİ ORTAYA ÇIKARDI'
Kılıçdaroğlu, iktidar partisi AKP ve ittifak ortağı MHP'ye yönelik olarak da şu tespitlerini dile getirdi.
"Demokrasi söylemi, demokrasiye duyulan ihtiyaç toplumun dokusuna çoktan sirayet etmeye başladı,
Ekonomideki olumsuzluklar mutfağı vurmuş vaziyette,
Toplumda ciddi bir gelecek endişesi baş gösterdi, özellikle gençlerde bu çok belirgin olarak ortaya çıkıyor,
Gelir dağılımındaki eşitsizlik uçurumu artıyor, açıkça ifade etmek gerekirse alt gelir gruplarından sınırlı sayıdaki üst gelir grubuna milyarlar akıtılıyor,
Dış politika itibarsız ve güvenilmez bir çizgide,
Yönetim yolsuzlukları önlemiyor, aksine devleti soyanlar ya da rüşvetçiler devlet katında itibar görüyor,
Devlet kadrolarında liyakat yok, AFAD olayında bu çok net görüldü,
Cumhuriyet kurumları çürütüldü; Kızılay’ın Türk Hava Kurumunun, üniversitelerin hali ortada. Deprem felaketi devletin iyi yönetilmediğini bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkardı.
Düşünsenize, yasal görevi AFAD’ı yönetmek olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu Adana’ya gönderiyor, yerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ı getiriyor. AFAD’ın yaptıkları ortada. Doğrusu bürokrasi deprem risklerini, hatta hangi bölgede kaç şiddetinde deprem olacağı tahminlerini bile raporlayıp hükümetin önüne koymuş. Ama tek kişilik hükümet bunun gereğini yapmamış. Bunları halk görmüyor zannediyorlar, ama halk görüyor."