Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Erzincan mitinginde halka seslendi. Hava yolu ile Erzincan'a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisi tarafından Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde hükümeti eleştirdi.
Erzincanlılara seslenen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hükümetin yaptığı özelleştirmeleri 'peşkeş çekme' olarak değerlendirdi. CHP lideri, "Herkesin çalıştığı, 35 milyonun ekmek yediği fabrikalar var. Erzincan'da da bir şeker fabrikası var. Burayı satacağız diyorlar. Sata sata bitiremediler. Sıra geldi buraya. Şeker bizim için çok önemlidir. Şeker fabrikaları nerede kurulduysa çiftçi hayatından memnun, işçisi hayatından memnun, Türkiye hayatından memnun, şeker ithal etmeyiz kendi şekerimizi üretiriz. Şimdi gözünü dikmişler, bunu özelleştireceğiz diye. Çiftçisi memnun, esnafı memnun, herkes memnun ama hortumcular memnun değil. Onu nasıl peşkeş çekeriz diye düşünüyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. O şeker fabrikası çalışacak. İşçide hayatından memnun olacak, köylüde hayatından memnun olacak. Buna izin vermeyeceğiz. Vermemek için sizin oyunuza ihtiyacım var." diye konuştu.
Herkesin yaşam tarzına saygılı olduklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Size sözüm söz, ben sosyal demokrat birisiyim, her inanca saygılıyız. Her kimliğe saygılıyız. Her yaşam tarzına saygılıyız. Hiç kimsenin kimliğini, inancını, yaşam tarzını siyaset konusu yapmadım. Her gittiğim yerde şunu söyledim; İnsan Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır ve benim başımın üstünde yeri vardır. Çirkin bir politika yapıyorlar. En temiz duygularımızı, manevi duygularımızı siyasete alet ediyorlar. Buna izin vermeyin. Siyasetin alanı farklıdır. Eğer benim komşum açken ben rahat uyuyorsam beni sorgulayın. Komşusu açken biz rahat uyuyamayız. Onun da karnı doyacak, benim de karnım doyacak. Onun çocuğu da işe girecek, benim de çocuğum işe girecek. Benim hayat felsefem budur. Hiç kimsenin ötekileştirilmesini istemem. Tüm vatandaşlarımı kucaklamak isterim."
İktidarın muhalefet hakkında meydanlarda yaptığı aleyhte propagandalara örnekler veren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Gidip propaganda yapıyorlar. 'Efendim CHP iktidara gelirse faizler yükselir.' Hayatımda duyduğum en saçma söz. Erzincan'dan söylüyorum Ankara'daki beyler duysun; tam tersine kredi kartları faizlerini tüketici kredisi faizlerini, en az yüzde 80'inini sileceğim. Vatandaşı rahatlatacağım. Bunu silerken de onların yaptığı gibi yapmayacağım. 'Bu bize oy verdi sileyim, bu bize oy vermedi cezalandırayım' bunu yapmayacağım. Yine diyorlar ki CHP iktidar olursa, ekonomik istirar bozulurmuş. Allah aşkına istikrar mı kaldı? Onun abisi ne diyor? '3 yıldır ekonomi patinaj yapıyor.' Kim iktidarda? Niye patinaj yapıyor. Git esnafa sor bakayım rahat mı? Git çiftçiye sor bakalım rahat mı?"
Ülkede 6 milyon 200 bin işsiz olmasına rağmen iktidarın dışardan işçi getirmek için çalışma yaptığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Meclis tatile girmeden önce bir kanun tasarısı getirdiler. Kanunun adı 'Yabancıların çalıştırılması hakkında kanun'. 6 milyon 200 bin işsizin var, dışarıdan işçi getireceksin, Türkiye'de çalıştıracaksın. Buna izin verecek misiniz? Ben önce kendi çocuklarımın yani bu ülke çocuklarının iş bulmasını isterim. Dışarıdan gelenlere hiç kusura bakmayın bizim kitabımızda yoktur. Önce bu ülkenin çocukları iş bulacak. Dışarıdan getirip çalıştıracaksın bizim çocuklar ne olacak. 6 milyon 200 bin işsiz ne olacak. Onlara kim iş bulacak?"
Kılıçdaroğlu, hükümetin vergileri nasıl harcadığının hesabını vermesini isteyerek, "Bir politikacı topladığı vergilerin hesabını millete vermiyorsa o politikacı cebini düşünüyordur, sizi değil. Biz ekonomik istikrarı sağlayacağız. Büyümeyi sağlayacağız. Döviz kuru dengeli hale getireceğiz. Faizleri düşüreceğiz. Çünkü biz diyoruz ki üreten Türkiye, büyüyen Türkiye, şanlı Türkiye, görkemli Türkiye, işsizliğin olmadığı bir Türkiye. Bizim istediğimiz Türkiye bu." ifadesini kullandı.
Çiftçiye mazotu 1,5 liradan vereceklerini, faizleri sileceklerini tekrarlayan Kılıçdaroğlu, "Diyorlar ki ey Kılıçdaroğlu, parayı nereden bulacaksın. Onlar benim özgeçmişimi bilmiyorlar. Ya da biliyorlar da söyleyemiyorlar. Ben 29,5 yıl devlette çalıştım. Görevim vergi nasıl toplanır, bütçe nasıl yapılır, para nasıl harcanır, kul hakkı nasıl yenmez benim ilgi alanımdır. Ben bunları bilirim, çok iyi bilirim. Ama onların da başka bir uzmanlık alanı var. Onların uzmanlık alanı da malı nasıl götürürsün, kul hakkını nasıl yersin, milleti nasıl soyarsın, o konuda uzmanlar." dedi.
Emeklilerin durumuna değinen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye ekonomi büyüklük olarak dünyanın 18. ülkesi. Yeri geldiğinde para var diyorlar, Türkiye zengin diyorlar. Emekliye para yok diyorlar. Emekli kardeşim, 11 milyonu aşkın emekli kardeşim, ne derlerse desinler CHP iktidarında ben sana o ikramiyeyi vereceğim. O ikramiye bu ülkenin vefa duygusu sonucu sana ödenen paradır. Diyorlar ya, parayı nereden bulacaksın? Sözüm söz, o kaçak saraya bağlanan bütün hortumları keseceğim ve bu millete vereceğim. O kadar şaşırmışlar ki, birisi kalkıp diyor ki, para yok parayı nereden vereceksin, öbürü biz hazineyi doldurduk Kılıçdaroğlu harcayacak? Şaşırdılar, biz insanı düşünüyoruz, refahı düşünüyoruz. İnsan işsizse doğru değildir. Bu ülkeye huzuru, barışı getireceğiz. Bu ülkede yoksulluğu, yolsuzluğu bitireceğiz. Herkesin işi herkesin aşı olacak. Emekliye 2 maaş ikramiye verince ne yapacak, onlara göre, emekli alacak parayı İsviçre bankalarına götürüp hesap açacak. Emekli alacak parayı esnafa alışverişe gidecek. Esnaf, toptancı, fabrikacı, sanayici kazanacak.
Onların derdi de Kılıçdaorğlu, millete para dağatacak bize kalmayacak. Hortumlar kesilecek ki bu milletin cebi para görsün. Siyaset anlayışım şudur, politikacı zengin olmaz, zenginleşmez. Sen zenginleşmeyeceksin, millet zenginleşecek. Herkes kazanacak hortumcular kaybedecek." şeklinde konuştu.
Erzincan'ın durumu hakkında da konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Erzincan'ın bir sanayi kenti olmasını isteriz, zamanında fabrika kuruldu kapandı veya iflas etti. Anadolu'da yeni cazibe merkezleri yaratmamız lazım, insanlar büyük kentlerin varoşlarında perişan olmasınlar. Bunun yolu CHP'nin iktidarında, halkın iktidarında geçiyor. 7 Haziran'da başlangıç yapmak, Türkiye'yi şaha kaldırmamız lazım. Onurlu bir Türkiye'yi inşa etmemiz lazım. Erzincan bir tarım kenti, üzümü ve tulum peyniri meşhur. O eller, peyniri yapan eller mübarek ellerdir. Günün yirmidört saatinde çalışan elleri öpmek lazım. Ama Erzincan kan kaybediyor, işsizlikte, göçte kan kaybediyor. Bunları değiştirmek için 7 Haziran'da yeni bir başlangıç yapacağız. Sandığa giderken şu veya bu nedenle CHP'ye oy vermeyen bir vatandaşımızı beraber götüreceğiz, bak kardeşim diyeceğiz. 13 yıl kredi açtık, kendileri tek başlarına yönettiler. 13 yılın sonunda geldiğimiz noktayı o vatandaşa anlattım. 13 yılda kredi açtık 6 milyon işsizimiz, 13 yıl kredi açtık 250 bin atama bekleyen öğretmen, 2 milyon Suriyelimiz var, Suriyelilere ödenen 5,5 milyon paramız var. O zaman gel bu tabloyu değiştirelim, güzel bir başlangıç yapalım. Yaşanacak bir Türkiye'yi kuralım, beraber sandığa gidelim, CHP'ye yetki verelim. Sizden sadece 4 yıl için yetki istiyorum. Namuslu siyaset nasıl olurmuş, kul hakkı yememek neymiş, yoksulluk, işsizlik ile mücadele neymiş görsünler. Ben köşeyi dönmek için değil, bu ülkede her çocuğun mutlu, her evde bereket ve huzur olması için mücadele ediyorum. Bunları yaparken sözüm söz, bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getireceğim. Hiçkimse düşünce özgürlüğü yüzünden mahkemede sürünmeyecek. Bu ülkenin güzel insanların üçüncü sınıf demokrasiyle yönetilemez. Mustafa Kemal'in ülkesine birinci sınıf demokrasi yakışır. Size söz veriyorum, eğer gün 12 saat ise 12 saat, 24 saat ise 24 saat ise sizin için, ülkemiz, çocuklarımız, vatanımız için emek harcayacağım, çalışacağım. Ter dökeceğim ve döktüğüm her ter için size teşekkür edeceğim." CİHAN