Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetini hazırladığı ve muhalefetin görüşlerine sunduğu yargı paketinde Kanun Hükmünde Kararname (KHK) iptal edilen pasaportları şartlı olarak iade ediliyor.
Haklarındaki soruşturmalardan “aklanmış” olanlar İçişleri Bakanlığı da onay verirse pasaportlarını alabilecek.
HANGİ ŞARTLARDA PASAPORT VERİLECEK?
AKP’nin muhalefet partilerine sunduğu ve Meclis açıldıktan sonra getireceği yargı paketinde 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nda değişiklik öngörülüyor.
Kanuna ilave edilmesi öngörülen maddeye göre, Olağanüstü (OHAL) kapsamında kamu görevinden ihraç edilenler veya rütbelerinin alınması nedeniyle pasaportları iptal edilenlerden “hakkında devam etmekte olan herhangi bir idari veya adli soruşturma veya kovuşturma bulunmayanlara, kovuşturmaya yer olmadığına, beraatine, ceza verilmesine yer olmadığına, davanın reddine veya düşmesine karar verilenlere, mahkumiyet kararı bulunanlardan cezası tümüyle infaz edilenlere veya ertelenenlere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilenlere” pasaportları iade edilecek.
KOLLUK ŞARTI
Ancak bu şartları yerine getirenler bir de kolluk kuvvetlerinin soruşturmasından geçecek. Maddede, “kolluk birimlerince yapılacak araştırma sonucuna göre İçişleri Bakanlığınca pasaport verilebilir.” deniliyor.
Söz konusu madde, mahkemelerce verilen yurt dışına çıkış yasaklarını kapsamıyor.
KHK mağduru akademisyen Cenk Yiğiter’e göre madde bu haliyle kabul edilirse Anayasa Mahkemesi’nin iptal etmesi gerekecek.
Çünkü, Anayasa’nın seyahat özgürlüğünü düzenleyen 23'üncü maddesine açıkça aykırı. Milletvekilleri Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Sezgin Tanrıkulu da düzenlemeyi hukuka aykırı buldu, tüm pasaportların iade edilmesi gerektiğini belirtti.
O ANAYASA MADDESİNİ AKP GETİRMİŞTİ
Barış Bildirisini imzaladığı için Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki görevinden ihraç edilen Cenk Yiğiter, Barış Bildirisi’nden yargılandığı davada beraat etmişti.
Ancak Yiğiter hakkında başka bir soruşturma bulunduğu için bu maddeye göre pasaport alamayacak.
Artı Gerçek’e konuşan Yiğiter, 12 Eylül 2010’da halkoyuna sunulan Anayasa değişikliğinde, seyahat özgürlüğünü düzenleyen 23'üncü maddede bir değişiklik yapıldığına işaret etti.
Yiğiter laddeye, “Vatandaşın yurtdışına çıkma hürriyeti ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hakim kararına bağlı olarak sınırlanabilir” fıkrası eklendiğini belirtti.
Yiğiter, şöyle devam etti: “Yani bu düzenleme şunu söylüyor; yurtdışına çıkış hürriyetine sınırlama getirilecekse mutlaka bir yargı kararı olacak ve ancak bir suç dolayısıyla sınırlama getirilebilir. Yani mesela vergi borcundan dolayı sınırlama getirilemez. Bunlar OHAL döneminde bütün KHK mağdurlarının pasaportlarını iptal ettiler. Şimdi yargı reformu ile hukuk standartlarımızı mevcuttan daha ileri taşıma iddiasındalar. Ama taslak metinde 2010 anayasa değişikliğindeki ifadenin gerisine düşen ve anayasa açıkça aykırı olan bir düzenleme getiriyorlar. Bir kişi hakkında takipsizlik, beraat kararı varsa ya da infazı tamamlamışsa kendisine İçişleri Bakanlığı incelemesinden sonra pasaport verilebilir. Aslında olması gereken, yargı tarafından sınırlanmamışsa beraat durumunda bile pasaportların verilmesi gerekirken, onu bir de İçişleri Bakanlığı soruşturmasına bağlamış.”
"BERAAT ETTİM, FAKAT BİR SORUŞTURMA DAHA VAR, HAYAT BOYU PASAPORT ALAMAYABİLİRİM"
Yiğiter, kendi durumunu örnek göstererek, bu maddeye göre hayat boyu pasaport alamayacağını söyledi:
“Hakkında soruşturma olanlar deniliyor. Ben geçen Kasım ayında gözaltına alındım. 2-3 yıldır devam eden bir soruşturmaya dahil edilmişim. Üstelik bu bir üyelik soruşturması. Hakkımda hiçbir delil yok. Üstelik gözaltından sonra savcı ifade almadan kolluk ifadesini yeterli bularak, adli kontrol ya da yurt dışına çıkış yasağı kararı vermeden serbest bıraktı".
Yiğiter, "Savcının gözünde ben adli kontrol tedbirlerini almaya gerek görmediği bir şüpheliyim. Barış Bildirisi davasından beraat etsem de pasaport almaya gittiğimde İçişleri Bakanlığı bakacak ki hakkımda üyelik soruşturması var. Bu soruşturma 2-3 yıldır sürüyor ve ne zaman biteceği belli değil. Ben hala pasaport yasaklıyım, bunun sebebi de KHK mağduru olmam. Hadi diyelim ki, bu soruşturmadan takipsizlik verildi. Tam pasaport almaya gideceğim, birisi saçma bir şeyden ihbar etti. İhbar dediğiniz bir CİMER’e yazmaya bakar. Soruşturma açılacak ve ben yine pasaport alamayacağım. Devlet isterse bana hayatımın sonuna kadar pasaport vermeyebilir.” dedi.
Düzenlemenin bu haliyle Anayasa’nın 23'üncü maddesine açıkça aykırı olduğuna dikkati çeken Yiğiter, “Bu haliyle Anayasa Mahkemesi önüne giderse AYM bu düzenlemeyi iptal edecektir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal edeceği bir düzenlemeyi niçin Meclis'e getiriyorlar? AYM birkaç yıl bekletir nasıl olsa da diye mi düşünüyorlar, buna mı güveniliyorlar?” diye sordu.
GERGERLİOĞLU: MAĞDURİYETLER SÜRECEK, EKSİK VE YANLIŞ BİR KARAR
Kendisi de KHK mağduru olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu da pasaportların “şartlı” iadesine tepki gösterdi.
Gergerlioğlu, konuya ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı: “3 yıldır zaten anayasayı ihlal ediyorlar. Bu, dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir uygulama. Mahkeme kararı olmaksızın idari bir kararla 3 yıldır pasaportlarını iptal etmek olacak iş değil. Sonunda yavaş yavaş hukuk hatırlarına geldi ama eksik geldi. Tüm KHK’lilerin pasaportlarının iadesi gerekirdi. Böyle bir şarta gerek yoktu. Çok net bir şekilde tüm KHK’lilerin pasaport iptalleri ortadan kaldırılmış demeleri gerekiyordu. Eksik ve yanlış bir karar."
"BU DA BİR CEZALANDIRMA METODU"
Gergerlioğlu, "Soruşturma ya da davaları takipsizlik ya da beraatla sonuçlananlara da otomatik olarak pasaport verilmeyecek. Ayrıca bir de kolluk kuvvetleri karar verecek. Zaten OHAL bitmedi. Keyfi kararlar hakim. İçişleri Bakanlığı, bir bahane bulup hayır kardeşim vermiyorum diyebilir.” dedi.
TANRIKULU: TÜM PASAPORTLAR İADE EDİLMELİ
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi Av. Sezgin Tanrıkulu ise, “İnsanların pasaportlarına Kanun Hükmünde Kararname ile 3 yıldır el konuldu. Şimdi bunu kısmen de olsa kaldırıyorlar. Haklarında adli ve idari soruşturmaları devam edenler kapsam dışı bırakılıyorlar.” dedi.
“İnsanlar hakkındaki soruşturma ya da davaların ne zaman biteceğini kim nereden bilecek?” diye tepki gösteren Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hukuka aykırı bir düzenleme. Mahkeme yurtdışı yasağı koymamışsa herkesin pasaportları iade edilmelidir. Kaldı ki pasaport ile yurtdışı yasağı arasında bir bağ yoktur.”
Tanrıkulu, düzenlemeyi şu sözlerle özetledi: “Bu düzenleme Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 3 yıldır insanlar üzerinde seyahat özgürlüğü nedeniyle yarattığı baskıyı bir ölçüde kaldıracak ama önemli ölçüde de devam edecek. Çünkü KHK ile ihraç edilenlerin tümü hakkında ya adli ya da idari soruşturma var."