Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, koalisyon görüşmeleri sırasında kapalı kapılar arkasında 'CHP gelirse İmam-Hatipleri kapacak' propagandası yapıldığını belirterek, "Ya niye kapatalım İmam Hatipleri? Kuran biziz ya, bir parti kurduğunu kapatır mı? Niye kapatalım?" dedi. İsim vermeden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 7 Haziran seçimleri öncesi '400 milletvekili' şartını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Şantajla milleten oy mu istenir arkadaşlar?" diye sordu.
Ordu'nun Fatsa ilçesinde parti otobüsü üzerinden vatandaşlara hitap eden CHP lideri, ülkedeki kutuplaşmaya dikkat çekti. 'Birbirimize selam vermiyoruz' diyen Kılıçdaroğlu, "Bu güzel ülkede neden kavga ediyoruz, neden birbirimizi yiyoruz? Yeni bir siyaset anlayışını Türkiye'ye getirmek istiyoruz. Düzgün bir siyaset anlayışını, kul hakkı yenmeyen bir siyaset anlayışını bu ülkeye getirmek istiyoruz. Bunun için sizden yetki istiyoruz. Eski algılarınızı, eski anlayışlarınızı bir tarafa bırakın. Türkiye kan kaybediyor. Yazık günah bu memleket. Üniversiteyi bitiren her 4 gencimizden birisi işsiz, yazık günah bu memleket. 22 milyon fakir aile var, yazık günah bu memlekete. Bizim bunu düzeltmemiz lazım. Dünyada her anda söz sahibimiz. Dünya çapında doktorlarımız. Sanatçılarımız, çiftçilerimiz, üreticilerimiz var. Ama bir türlü dikiş tutturamıyoruz. Çünkü kendini düşünen bir siyaset anlayışımız var. Bunu değiştirmek istiyoruz. Kendisini değil, vatandaşını düşünen siyaset anlayışını getirmek istiyoruz." şeklinde konuştu.
7 Haziran'daki seçimlerde milletin bir irade ortaya koyduğuna değinen Kılıçdaroğlu, AKP ile sürdürdükleri koalisyon görüşmelerinden bahsetti: "Vatandaşlarımız, 'bir parti tek başına iktidar olmasın, oturun adam gibi uzlaşın, memleketin dünya kadar sorunu var çözün' dedi. Yetki verildi Sayın Davutoğlu'na. Bize geldi ziyaret etti. 'Madem ki milletin taktiri böyle koalisyon kurmak istiyoruz' dediler. 'Evet 4 yıl için koalisyon kuracaksak buyurun' dedik. 'Türkiye'nin 5 temel sorunu var. Eğer bu sorunları çözeceksek hay hay' dedik. Biz koalisyondan çekilmeyiz, korkmayız. Ekonomi dibe vurmuş vaziyette, işsizlik var, dış politika dünyadan soyutlanmış. Yazık günah değil mi bu memlekete. Eğitim sistemimiz 13 yılda 12 kez değişti. Bir de adı milli. Nasıl milli eğitim ki bu 13 yılda 12 kez değişir. Anneler çocuklarına hangi okula göndereceklerini bilmiyorlar. Hangi sınava kim nasıl girecek o bile belli değil. Bunların tamamını Sayın Davutoğlu'na anlattım. Ve dedim ki, 'arzu ederseniz, bu sorunları çözecekseniz hay hay buyurun beraber çözelim'. 'Efendim sizinle eğitim konusunda derin görüş ayrılığımız var'. Dedim ki, 'biz tartışmadık ki görüş ayrılığımız olsun."
Hemen kapalı kapılar arkasında 'CHP gelirse İmam Hatipleri kapacak' dendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Ya niye kapatalım İmam Hatipleri? Kuran biziz ya, bir parti kurduğunu kapatır mı, niye kapatalım? Şunu söyledim, İmam Hatip'te okuyan çocuklar bizim çocuklarımız, evlatlarımız değil mi? Onların da iyi eğitim almaya hakları yok mu? Nasıl sanat okuluna giden iyi eğitim alacaksa İmam Hatip'e giden de iyi eğitim alsın. Liseye giden de, Anadolu Lisesi'ne giden de iyi eğitim alsın. Biz bunu istiyoruz. En nitelikli elamanlara sahip olalım. Bizim isteğimiz bu."
"ŞANTAJLA OY MU İSTENİR"
Koalisyon görüşmelerinin sonunda kendilerine 'biz 4 yıllık koalisyon kurmak istemiyoruz' dendiği bilgisini veren Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Siz bilirsiniz, görev sizde. Ne olacak; '3 aylık seçim hükümeti kuralım'. 3 aylık seçim hükümeti milli iradeye kaşı çıkmaktır. Milli irade tecelli etti mi; etti. Niye 3 aylık seçim hükümeti? Neden bir daha seçime gidiyoruz? Birisi kalktı dedi ki, '400 milletvekili vermezseniz ben sizi seçime götüreceğim' Arkadaş bu millet 400 milletvekili vermiyor sana. 'Sen vermiyorsun seçime götüreceğim, terör tırmanacak, faiz tırmanacak, faizler, dolar her şey artacak'. Arttı zaten. Şantajla milleten oy mu istenir arkadaşlar. Yazık günah değil mi bu ülkeye. Ben emekliye Ramazan ve Kurban bayramında birer ikramiye verelim dediğimde 'parayı nereden bulacaksın' diye bas bas bağırıyorlardı, yeni seçime götürürken parayı nereden buldun sen?"
TRT'Yİ ELEŞTİRDİ
Devlet televizyonu TRT'yi de kendilerine yer vermemekle eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, "TRT sizin vergilerinizle yayın yapıyor. Elektrik paraları kesiliyor, TRT yaşasın ayakta dursun diye. Bir genel başkana 2,5 saat ayırıyor. Ayırabilir, karşı değilim. O zaman bana da ayırması lazım, madem tarafsız yayıncılık yapacak. Bize 2,5 dakika değil, 2,5 saniye bile değil. Böyle adalet olur mu? Bu gerçekleri anlatmak için ilçe ilçe geziyorum." ifadelerini kullandı.
"DAVUTOĞLU SARAY'A, KILIÇDAROĞLU HALKA ÇALIŞIR"
CHP Genel Başkanı, 'CHP gelirse sosyal yardımları keser' denilerek halkın kandırılmaya çalışıldığını dile getirdi. Kılıçdaroğlu, bu iddialara şöyle cevap verdi: "Niye keselim; fakirlikle, yoksullukla mücadele ediyoruz. En güzel projeleri biz üretiyoruz, niye keselim?. Hiç kesmeyeceğiz, sosyal yardımları arttıracağız. Onlar keselerini düşünüyor, biz halkı düşünüyoruz. Unutmayın; Davutoğlu Saray için çalışır, Kılıçdaroğlu halk için çalışır. Benim cebimi düşünmek gibi bir derdim yok. Aldığım maaşla geçinip gidiyorum. Sizin yaşantınız neyse benim de yaşantım üç aşağı beş yukarı aynı."
"GENÇLERİ POTANSİYEL SUÇLU GÖRÜYORLAR"
AKP'lilerin, 7 Haziran seçimlerinden önce de 'CHP'ye oy vermeyin dolar, faizler yükselir, işsizlik artar, istikrar bozulur' diye propaganda yaptığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Allah büyük ya hepsi bunların zamanında odu. İstikrarsızlığın kaynağı bugünkü hükümet, dış politika, bugünkü terördür. Bir parti kendisi sorun olursa ülkedeki sorunları çözemez. Gençleri potansiyel suçlu olarak görüyorlar. Ben bu ülkenin geleceği, umudu olarak görüyorum. O çocuklar bizim geleceğimiz. Onların önündeki bütün sorunları kaldıracağız. 13 yıldır yurt sorunun çömemediler. Benim sözüm var; bir yılda bu ülkedeki üniversitelilerin yurt sorunun çözeceğim. Çünkü çocuklarımıza güzel bir Türkiye vermek boynumuzun borcudur." şeklinde konuştu.
Emniyet mensuplarının da zor şartlarda görev yaptığını bildiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Benim onlardan bir tek isteğim var; hükümetin, iktidarların değil, halkın polisi olun. Bizim çocuklarımızı koruyun. Sizi başımızın üstünde taşırız." dedi.
CİHAN