Hayvan Hakları İzleme Komitesi Koordinatörü Burak Özgüner hakkında terör soruşturması açıldı. 

2013 yılı mayıs-haziran aylarında Gezi Parkı eylemleri döneminde polis şiddeti sebebiyle hayatını kaybeden ve yaralanan, gözünü kaybeden insanların yanında şiddetten etkilenen hayvanlar da vardı. 

Eylemler sırasında hem Burak Özgüner’in o dönem çalıştığı kliniğe hem de başka kliniklere birçok yaralı ve saldırıdan etkilenen hayvan getirilmişti. Bu konuları gündeme getirmesi sebebiyle Özgüner daha önce yargılanmış ve beraat etmişti. 

Skandal dava "Kedili köpekli terör örgütü!" başlığı ile tarihe geçmişti. O dönem bu konu çok gündeme gelmedi. Özgüner ve arkadaşları buna dikkat çekmek istedi. 

Bunun için harekete geçen Özgüner ve arkadaşları, hayvan hakları ihlalleriyle ilgili bir rapor hazırladı ve İsviçre'nin Cenevre şehrindeki Uluslararası Hayvan Hakları Mahkemesi'n müracaat için hazırlık yaptı. 

Aylar süren hazırlıklardan sonra rapor tamamlandı ve grup, mahkemeye yapacakları müracaatı duyurmak adına 28 Eylül 2013 yılında Gezi Parkı merdivenlerinde bir basın açıklaması düzenlemek istedi. 

Ancak çok grup polisin saldırısı ile karşılaştı.  

Polis, beş dakika sürecek basın açıklamasının okunmasına, insan-hayvan ayırmaksızın hayatlarını kaybeden tüm canlılar için anma yapılmasına izin vermeden önüne gelen herkesi kalkanlarla Taksim Meydanı'na doğru sürüklerken, Özgüner ile birlikte 14 kişi gözaltına alındı. 

Gözaltına alınan kişiler sağlık kontrollerinin ardından serbest bırakıldı. 

Bu eylemin üzerinden yaklaşık altı yıl sonra söz konusu eylemle bağlantılı olarak Özgüner hakkında "terör soruşturması" başlatıldığı ortaya çıktı. 

Özgüner’in iki avukatı aracılığıyla dosyanın içeriğini öğrenmek istedi, ancak savcı "gizlilik kararı getireceğim" diyerek soruşturma dosyasını göstermedi. 

Özgüner, savcılıkta yaşadıklarını Artı Gerçek'e şöyle anlattı: “Savcıyla görüşmek istedim, fakat görüşemedim. Savcının kalemi ile görüşüp soruşturmanın içeriği hakkında bilgi almak istedim. Savcının kalemi, soruşturmayı nasıl öğrendiğimi sordu. Yolum her adliyeye düştüğünde, hakkımda yeni bir soruşturma olup olmadığını öğrenmek için adliyeden ‘genel sorgu’ alıyorum. Bu soruşturmadan de haberim öyle oldu."

Israrı sonucunda soruşturmanın "Gezi Direnişi'nde Kaybettiğimiz Tüm Canlıları Anıyoruz" çağrısı ile düzenlenen basın açıklamasına dair soruşturma açıldığını öğrenen Özgüner, "Neyle suçlandığımı, anmanın ne şekilde terörle bağlantılandırıldığını bilmiyorum, fakat şaşırmadım.” dedi.

“Gezi ile ilgili soruşturmaların, altı sene sonra kasıtlı olarak alevlendirildiğini düşünüyorum.” diyen Özgüner “Hem dayak yedik, çeşitli hakaretlere maruz bırakıldık. Polis saldırısı sebebiyle sonlandıramadığımız anmadan üç gün sonra da İçişleri Bakanlığı denetçileri, anmayı düzenleyen Yeryüzüne Özgürlük Derneği’ne ‘acil’ bir denetim yaptılar." dedi. 

Özgüner, "Şiddetsizliği ve silahsızlanmayı savunan, istisnasız herkes için özgürlüğü benimseyen Yeryüzüne Özgürlük Derneği'nin terörle ilişkilendirmek istenmesi kadar saçma bir şey olamaz." ifadelerini kullandı. 

Özgüner sivil toplumun bu denli baskı altına alınması sebebiyle Yeryüzüne Özgürlük Derneği'nin feshedildiğine aktardı. 

1 Mayıs 2012 Emek ve Dayanışma Günü'nde bazı banka ve şirketlerin ATM ve binalarına yönelik maddi hasara yol açan eylemlere karıştıkları iddiası ile eş zamanlı operasyonla gözaltına alınan ve 5 yıldan 35 yıla kadar hapis talebi ile İstanbul 39'uncu Asliye Mahkemesi’nde yargılanan 47 kişi beraat etmişti. 

Söz konusu davada yargılananlardan ve beraat eden biri olan Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü Burak Özgüner, davanın Türkiye açısından bir utanç kaynağı olduğunu belirtmişti.