İşte dış basında, Koza-İpek Holding'in kayyuma devredilmesinin yansımaları:
REUTERS: İngiliz Reuters haber ajansı canlı yayın görüntülerine dayandırdığı haberinde, "Türk polisi, seçimler öncesinde, muhalif bir medya şirketinin ofislerine zorla girdi" ifadesine yer verdi.
FINANCIAL TIMES: Türkiye medya üzerindeki kısıtlamaları genişletti: Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hükümeti eleştiren televizyon ve gazetelerin bağlı olduğu Koza-İpek Holding'in Ankara'daki merkezi önünde toplanan kalabalığa karşı polisin biber gazı kullanmasıyla, Türk medyası üzerindeki baskısını artırdı.
Agence France-Press (AFP): Fransız AFP haber ajansı gelişmeleri, "Gözyaşartıcı gaz ve su sıkan Türk çevik kuvvet polisi, çarşamba günü, hafta sonu yapılacak seçimden sadece günler önce, hükümeti eleştiren bir medya grubunun İstanbul merkezine girdi" ifadesiyle aktardı.
CHP'Lİ YARKADAŞ: KANALTÜRK'E YAPILAN BASKIN DÜNYA MEDYASINDA 1.HABER
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Kanaltürk ve Bugün televizyonuna yapılan baskının dünyadaki belli başlı tüm kanallar tarafından 1. haber olarak yapıldığını söyledi.
Barış Yarkadaş, Kanaltürk ve Bugün Televizyonu binasına gelerek, çalışanlara destek verdi. Barış Yarkadaş, Kanaltürk binası önünde Today’s Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş ile birlikte bir basın açıklaması yaptı.
Polisin aldığı talimat sebebiyle hukuk dışı bir şekilde 2 televizyon ve 3 gazetenin yayın yaptığı binaya zorla girdiğini belirten Yarkadaş, “Polis, biber gazı sıkarak içeri girdi. Çalışan gazeteciler dışarı çıkartıldı. Dışarıda kalanlar çalışmak istedikleri iş yerine girmekte zorlandılar. Neyse ki polisle girdiğimiz diyaloglar sonucu hem çalışanları içeri aldırabildik, hem de kapının önünde gözaltına alınan bazı kişileri serbest bıraktırabildik. Ama keşke, tüm çabalarımız olumlu bir şekilde sonuçlansaydı.” dedi.
Yarkadaş şöyle devam etti: “Yaklaşık 5 dakika önce kayyum olarak atandığını söyleyen kişiler, ellerinde herhangi bir yetki belgesi olmamasına rağmen, bu 2 kanalın ortak yayın yaptıkları, ana kumanda adını verdiğimiz alana girerek, yayını durdurmaya çalıştılar. Parlamenterler olarak, buna yetkilerinin olmadığını, kanal yönetimine müdahale edemeyeceklerini, yönetimin değişmediğini, bu açıdan yönetim değişse bile müdahale edemeyeceklerini söyledik. Şu anda ana kumandayı ve rejiyi boşalttılar ama yine hukukun arkasından dolanıldığı gibi bu kez de televizyonculuğun arkasından dolanarak bir yandan televizyon kanalında VTR dediğimiz, kasetlerin yayınlanmasını sağlayan bir alet getirerek 5. kattaki terastan, moda deyimle söyleyeyim, paralel bir yayın yapmak istiyorlar.” ifadelerini kullandı.
Yaşananların bir ibret tablosu olduğunu aktaran Yarkadaş, “Bu, kara tablodur. Gazeteler, televizyonlar ve radyolar hukuk dışı bir şekilde susturulmaya, havuz medyasına katılmaya çalışılıyor. Türkiye tek sesli yayınların olacağı bir ülke olacaksa, Türkiye’ye sadece TRT yeter. Diğer kanallara para harcamaya gerek yok. Bu kanallar yaşamalı. Bu kanallar farklı sesler çıkarmalı. CHP yarın iktidar olduğunda yine eleştirilmeli. Biz bu eleştirilerden ders çıkarmalıyız. Bizi ancak ve ancak çoğulculuk, çok seslilik ayakta tutar.” şeklinde konuştu.
‘POLİS, ÇALIŞANLARA KURUM KARTI SORUYOR’
Az önce Reuters ve AFP gibi uluslar arası haber ajanları ve Fransız devlet yöneticilerinin yetkilileriyle röportajlar yaptığını belirten Yarkadaş, “Şu anda dünyadaki belli başlı tüm kanallar Türkiye’deki bu kara tabloyu 1. haber olarak yayınlıyorlar. Türkiye böyle mi anılmalı? Düşünün siz gazetecisiniz. Sabah çalıştığınız binaya gidiyorsunuz. Polis o binaya girip giremeyeceğinize karar veriyor. Binanın içinde kimlik kartı soruyor. Biz içeride bu kara tablolara tanık olduk. Polis memurlarını uyardık. Yeni Türkiye bu muydu?” dedi.
‘