Katliamının soykırım olarak tanınmasına Rusya engeli

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Temmuz 8 2015
İngiltere tarafından Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne sunulan tasarıyla Srebrenitsa katliamının soykırım olarak tanınması teklifi Rusya'nın vetosuna takıldı.
Katliamının soykırım olarak tanınmasına Rusya engeli

New York'ta BM Güvenlik Konseyi'nde görüşülen teklife Konsey'in 15 üyesinden 10'u destek, 4'ü çekimser ve Rusya'da aleyhte oy kullandı.

Konsey'in Fransa, ABD, Malezya, Çad, Ürdün, İngiltere, İspanya, Litvanya, Şili, Yeni Zelanda katliamın soykırım olarak kabul edilmesi yolunda tasarıya destek verirken Rusya karşı yönde oy kullandı. BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinden Çin, Angola, Nijerya ve Venezuela çekimser kaldı.

İngiltere'nin, Bosna'daki savaş sırasında Sırplar tarafından Srebrenitsa'da katledilen Boşnakların anılması amacıyla hazırladığı BMGK karar tasarısı, Rusya'nın vetosu nedeniyle kabul edilemedi. Rusya'nın Konsey'in daimi üyelerinden olması nedeniyle vetosu tasarının kabul edilmesini engelledi. Böylece Srebrenitsa'da işlenen suçların BM Güvenlik Konseyi'nde de soykırım olarak nitelendirilmesi engellendi.

İngiltere'nin hazırladığı tasarıda "Srebrenitsa'da işlenen işlenen kanıtlanmış tüm savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar soykırım ve en sert biçimde kınanır" ifadesine yer veriliyordu.

BM GENEL SEKRETERİ'DE SOYKIRIM OLARAK TANINMASINI İSTEDİ

Konsey'de oylamaya geçilmeden önce BM Genel Sekreteri adına toplantıya katılan temsilciler, konuşmalarında 1995 yılında yaşanılan olayın soykırım olduğu ve bunda BM'nin de sorumluluğu olduğunu dile getirdi. BM Genel Sekreter Ban Ki-mun'un Politika İşlerin'den Sorumlu yardımcısı Jan Eliasson, ‘‘Birleşmiş Milletler'in en büyük misyonlarından birisi de soykırım önlemektir. Geçmişte yaşanan dehşetler ve mevcut tehlikeler bu misyonun önemini gösteriyor. Srebrenica'da soykırım yakın tarihin en karanlık sayfalarından biri.'' sözleri dikkat çekti.

Konsey'den tasarıyı kabul edilmesi ile yalnızca geçmişteki bir soykırımın tanınmayacağına dikkat çeken Eliasson, bu sayede Irak, Suriye, Güney Sudan gibi ülkelerde insanlığa karşı aşırı grupların işlediği suçların da önlenmesi adına önemli olduğunu vurg

Bu haberler de ilginizi çekebilir